Seferi sayılmanın şartları nelerdir? Kaç km yol gidilmesi gerekir?
Seferi sayılmanın şartları nelerdir? Ramazan ayının gelişiyle birlikte oruç tutulmaya başlandı. Ramazan ayında tutulan oruç kimi durumlarda başka bir gün tutulmak üzere bırakılabiliyor. Bu duruma 'Seferi sayılmak' deniyor. İnternette ise seferi sayılmanın şartları nelerdir, oruçtan seferi olmak için kaç km yol gidilmesi gerekir sorularına yanıt aranıyor. Biz de bu konuyu inceledik ve haberimize ekledik. Peki seferi sayılmanın şartları nelerdir? Oruçtan nasıl seferi olunur? İşte detaylar...
Seferi sayılmanın şartları nelerdir? Dini görevlerini yerine getiren Müslümanlar, Ramazan ayının gelişiyle birlikte oruçlarını tutmaya başladı. Kimi durumlarda seferi olan ve orucunu başka bir tutmak üzere bırakabilen vatandaşlar internette seferi sayılmanın şartlarını araştırmaya başladı. Genellikle bilindiği şekilde uzun yola çıkmanın veya şehir değiştirmenin seferi olduğuna inanılıyor ancak burada bir kilometre sınırı var. Peki seferi sayılmanın şartları nelerdir? Oruçtan seferi olmak için kaç km yol gidilmesi gerekir? İşte ayrıntılar...
SEFERİ SAYILMANIN ŞARTLARI NELERDİR?
Diyanet İşleri Bakanlığı'nın sitesinde yer alan ve Müslümanların Ramazan orucunu sonraya bırakabilmesi için geçerli sayılan nedenler şöyle sıralandı:
Hastalık: Bir hasta oruç tuttuğu takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkarsa oruç tutmayabilir. Hastalığı iyileşince tutamadığı oruçları kaza eder. Hastaya bakan kimse de böyledir.
Ramazan ayında düşmanla savaşan asker, oruç tuttuğu takdirde zayıf düşeceğinden endişe ederse misafir durumunda olmasa bile oruç tutmayabilir.
Savaşa katılacağı kesinlikle veya kuvvetli bir ihtimalle biliniyorsa henüz savaşa girmeden önce de zayıf düşme endişesiyle yine oruç tutmayabilir. Tutamadığı oruçları daha sonra kaza eder.
Yolculuk: Ramazan ayında en az 90 km. mesafeye yolculuğa çıkan kimse oruç tutmayabilir. (Hamza el-Eslemi adındaki sahabî peygamberimize yolculukta oruç tutup tutmayacağını sorunca peygamberimiz ona: -"İster tut, ister tutma" diye cevap vermişti.44 Bu hüküm, dinen yolcu (misafir) sayılan kimseler içindir. İkamet ettiği yerden en az 90 km. veya daha fazla mesafeye yolculuk yapan ve gittiği yerde 15 günden az bir süre kalmaya niyet eden kimse dinen misafirdir. Eğer gittiği yerde 15 günden fazla kalmaya karar vermişse, o yere vardığı andan itibaren misafir olmaktan çıkar. Buna göre, Ramazan ayında bulunduğu yerden en az 90 km. uzaklıkta bir yere yolculuk yapan kimse yolculuk süresince oruç tutmayabilir. Gittiği yerde 15 günden az kalacaksa hüküm yine aynıdır. Eğer gittiği yerde 15 gün kalacaksa yolculuğu bitince vardığı yerde orucunu tutması gerekir. Yolculuk hali bitince tutmadığı günleri kaza eder. Oruç tutmasında bir güçlük yoksa yolcunun oruç tutması daha hayırlıdır.
Zor Görmek: Orucu bozmak için ölümle veya vücuduna bir zarar verilmekle tehdit edilen kimse orucunu bozabilir. Bozduğu orucu sonra tutar.
Gebe ve Emzikli Olmak: Gebe veya emzikli olan bir kadın, oruç tuttuğu takdirde kendisine veya çocuğuna bir zarar geleceğinden korkarsa oruç tutmayabilir. Gebelik ve emziklilik hali sona erince tutamadığı günleri kaza eder.
Şiddetli Açlık ve Susuzluk: Oruçlu bir kimse açlık veya susuzluk sebebiyle aklının bozulmasından veya vücuduna ciddî bir zarar geleceğinden korkarsa, orucunu bozabilir. Sonra uygun bir zamanda tutamadığı oruçları kaza eder.
Yaşlılık ve Düşkünlük: Vücudu günden güne düşen ve oruca dayanamayan iyice ihtiyarlamış olan kimseler oruç tutmayabilir. Bunlar sonradan da orucu kaza edemeyecekleri için tutamadıkları her günün orucunun yerine fidye verirler. İyileşme ümidi olmayan hastalar da böyledir.
Bu özür sahiplerinden herhangi biri, özrü devam ederken ölürse tutamadıkları oruçlar için fidye verilmesini vasiyet etmesi gerekmez. Özrü ortadan kalkıp tutamadığı oruçlarını kaza edecek kadar bir zamana yetişir de oruçları daha kaza etmeden ölürse bu oruçlar için malının üçte birinden fidye verilmesini vasiyet etmesi lâzımdır. (Ölenin varisi yoksa malının tamamından vasiyet eder.)
Eğer vasiyet etmezse, varislerinin teberru olarak ölenin fidyesini vermesi caizdir.