Şehabettin Paşa kimdir?
Mehmed Bir Cihan Fatihi dizisi Kanal D ekranlarında bu akşam başlıyor. Hikayesi ile merak edilen dizisi oyuncu kadrosu ile de büyük bir heyecanla araştırılıyor. Kenan İmirzalıoğlu, çetin Tekindor, Gürkkan Uygun, Büşra Develi deneyimli ve usta oyuncu kadrosu ile adından söz ettiriyor.Herkes tarafından merak edilen dizinin karakterleri vatandaşlar tarafından araştırılıyor. Şehabettin Paşa'da dizi ile merak edilmeye başlandı. 2.Mehmed' in döneminde vezir ve yeniden Rumeli beylerbeyliği görevine getirildi. Peki Şehabettin Paşa kimdir? Tarihte nasıl öldü? Detaylar haberimizde...
15. yüzyılda beylerbeyliği ve vezirlik görevlerinde bulunan Şehabettin Paşa vatandaşlar tarafından merakla araştırılıyor. 2.Mehmed' in döneminde vezir ve yeniden Rumeli beylerbeyliği görevinde yer aldı. Kanal D ekranlarında başlayacak olan Mehmed Bir Cihan Fatihi dizisi bu akşam ilk bölümü yayınlanacak. Tarihi dönem dizisinde karakterler vatandaşlar tarafından araştırılıyor. Nerede ve hangi tarihte öldüğüyle ilgili değişik görüşler bulunan Şehabettin Paşa'yı dizide Burak Tamdoğan canlandırıyor. Peki Şehabettin Paşa kimdir? Tarihte nasıl öldü? Merakla dilen sorunun cevapları detayları ile haberimizde..
ŞEHABETTİN PAŞA KİMDİR?
Hadım Şehabettin Paşa, 15. yüzyılda beylerbeyliği ve vezirlik görevlerinde bulunmuş Osmanlı devlet adamı.
Şehabettin Paşa devşirmelerden olup, Gürcü kökenlidir. Saray'a giren ve akağalardan Şehabettin Paşa kapı ağası görevine kadar yükseldi. Arnavutluk sancakbeyliği görevinden sonra 1439 yılında Rumeli Beylerbeyi görevine yükseldi. 1441 yılında günümüz Kosova topraklarındaki Novo Brdo Kalesinin alınmasında bulundu. Orhan Çelebi' nin Dobruca' da çıkardığı isyanı bastırdı. Vazag Muharebesi' nde yaşanan yenilgi nedeniyle bu görevinden alındı. II. Mehmed' in ilk saltanatında vezir ve yeniden Rumeli beylerbeyliği görevine getirildi. Buçuktepe İsyanı' nda konağı basılan Şehabettin Paşa yeniçerilerin saldırısından güçlükle kurtularak genç padişahın yanına sığındı. 1444 yılında gerçekleşen Varna Muharebesi' nde Osmanlı ordusunun sol kanadını yönetti. II. Murad' ın tahta yeniden geçmesiyle görevinden azledilerek II. Mehmed 'in yanında Manisa' ya gönderildi. II. Murad' ın ölümünden sonra yeniden konumu yükseldi. Padişahın İstanbul' un fethine ikna edilmesinde ve Çandarlı (2.) Halil Paşa' nın muhalefetine rağmen kuşatmanın sürdürülmesinde bazı paşalarla birlikte önemli rol oynadı. Hadım Şehabettin Paşa' nın nerede ve hangi tarihte öldüğüyle ilgili değişik görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre 1453 yılında Bursa' da vefat etmiştir. Bazı kaynaklarda da 1455 yılından sonra Filibe' de öldüğü söylenmektedir. Filibe' de Hadım Şehabeddin Paşa adına yapılan ve günümüze kadar ulaşan türbe bulunmaktadır.
ESERLERİ
Hadım Şehabettin Paşa tarafından; 1436/37 yılında Edirne' de günümüzde "Kirazlı Camii" olarak da bilinen orijinali ahşap minareli olan cami, Bursa Çatalfırın'da "Laleli Çeşme" adıyla tanınan bir çeşme, Filibe'de cami, imaret ve kervansaray, Edirne'de iki mescid, bir hamam ve 1451 yılında inşa edilen ve günümüzde "Saraçhane Köprüsü" olarak bilinen eserler yaptırılmıştır.
II. MEHMED KİMDİR? Fatih SULTAN MEHMED KİMDİR?
II. Mehmed, bilinen adıyla Fatih Sultan Mehmed kısaca Fâtih, Osmanlı İmparatorluğu'nun yedinci padişahı. Tarihî kaynaklarda ismi Muhammed şeklinde geçer.İlk olarak 1444-46 yılları arasında kısa bir dönem, daha sonra 1451'den 1481 yılında ölümüne kadar 30 yıl boyunca hüküm sürdü.
II. Mehmed, 21 yaşında İstanbul'u fethederek 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu'na son verdi ve bu olay birçok tarihçi tarafından Orta Çağ'ın sonu Yeni Çağ'ın başlangıcı olarak kabul edildi.[14]Fetih'ten sonra Fethin Babası anlamına gelen "Ebû'l-Feth" Osmanlı Türkçesi ile ابو الفتح, daha sonraki dönemlerde ise "Çağ Açan Hükümdar" ve "Kayser-i Rûm" (Roma İmparatoru, Osmanlı Türkçesi unvanları ile anıldı.
Fatih, İslam Peygamberi Muhammed'in bir hadisine nâil olduğu için günümüzde Türkiye ve İslam dünyasının geniş bir kesiminde "kahraman" olarak kabul edilmektedir.
ŞEHZADELİĞİ
27 Receb 835 (30 Mart 1432) Pazar günü şafak vaktinde, devletin başkenti olan Edirne'de, II. Murad'ın dördüncü[18]oğlu olarak dünyaya geldi. Annesi Hüma Hatun, tarihçi Babinger ve yazar Lord Kinross’a göre gayrimüslim bir köledir. Yine Babinger'e göre, ölümünden sonra İran efsanelerindeki cennetkuşu hümadan esinlenilerek Hüma Hatun olarak adlandırılmıştır.
Mehmed iki yaşına kadar Edirne'de kaldıktan sonra 1434’te sütninesi ve küçük ağabeyi Alâeddin Ali ile birlikte 14 yaşındaki büyük ağabeyi Ahmed’in Rum sancakbeyi olduğu Amasya'ya gönderildi. Burada ağabeyi Ahmed'in erken yaşta ölmesi üzerine Mehmed altı yaşında Rum sancakbeyi oldu (İnalcık'a göre şüpheli). Diğer ağabeyi Alâeddin Ali ise Manisa'da Saruhan sancakbeyi oldu. İki yıl sonra babaları II. Murad'ın talimatıyla iki kardeş yer değiştirdiler ve Mehmed Saruhan sancakbeyi oldu[21].
Mehmed’in eğitimi için babası çeşitli hocalar görevlendirdi. Ancak zeki olduğu kadar hırçın bir çocuk olan Mehmed’in eğitilmesi kolay olmadı. Sonunda babası heybetli ve otoriter bir alim olan Molla Gürani’yi görevlendirdi. Anlatılana göre Murad, Gürani'ye bir değnek vermiş ve Mehmed itaatsizlik ederse kullanmasını söylemişti. Molla Gürani Mehmed’e, dersini dikkate almayan bir öğrencinin hocası tarafından dövülmesi ile ilgili edebi bir cümleyi inceletmiş, Mehmed durumun ciddiyetini kavrayarak eğitimine önem vermeye başlamıştır.
Şehzade Mehmed'in medrese kökenli hocalarının yanı sıra bilgi edindiği Batılı şahsiyetler de bulunmaktaydı. Saruhan (Manisa) sarayında İtalyan hümanisti Anconalı Ciriaco ve saraydaki başka İtalyanlar onun Avrupa tarihi ile Antik Yunan filozoflarının hayatlarıyla ilgili kitaplar okumasına önayak olmuştu. Bu durum Şehzade Mehmed'e çok-kültürlülük kazandırmıştır. Topkapı Sarayı arşivinde bulunan II. Mehmed'in şehzadelik yıllarına ait olan karalama defterinde Latin harfleri, Arap harfleri, Roma büstlerini andıran insan çizimleri ve Osmanlı figürleri bulunmaktadır. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet'in Arapça ve Farsça'nın yanı sıra Latince, Yunanca ve İtalyanca bilmesi bu dönemdeki münasebetlerine dayandırılmaktadır.
İSTANBUL'UN FETHİ
Mehmed kuşatma hazırlıklarına 1451 sonlarında başladı. Boğaz’ın Anadolu yakasında büyük dedesi Bayezid’in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına o dönemde Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı’nın inşa emrini verdi. İmparator Konstantin Mehmed’e hisarın yapımı için kendisinden izin alması gerektiğini bildirmek için elçiler gönderdi ancak Mehmed elçileri kabul etmedi. İmparator en son 1452’nin Haziran ayında barış görüşmeleri için bir kere daha elçilerini gönderdi ancak Mehmed elçileri yine reddetti. Bunun anlamı savaştı. Hisar 1452’nin Ağustos ayında tamamlandı. Böylece boğazın kontrolü Osmanlıların eline geçmiş oldu. Boğazdan geçecek gemiler bundan böyle geçiş parası ödemek zorundaydı. Aksi takdirde gemiler top atışıyla batırılacaktı. 1452 sonlarında ödeme yapmayı reddeden bir Venedik gemisi batırılmış, kaptanı ve tayfası tutuklanmıştı. Söz konusu toplar Erdelli Urban adında bir top dökümcüsü tarafından yapılmıştı. Mehmed kendisinden Konstantinopolis’in surlarını yıkabilecek güçte bir top yapıp yapamayacağını sormuş Urban da "Ne Konstantinopolis, ne de Babil’in surlarının karşı koyabileceği bir top yapabileceğini" söylemişti.
Öte yandan bu gelişmeler karşısında İmparator Konstantinos Papa ve İtalyan şehirlerinden umutsuzca yardım talebinde bulundu ama bunlar sonuçsuz kaldı. Yalnızca Cenova 1452’nin Kasım ayında yardım göndermeye karar verdi ve Giovanni Giustiniani komutasında 700 asker taşıyan Ceneviz kadırgaları 26 Ocak 1453’te Konstantinopolis’e vardı. İmparator Konstantinos, Giovanni Giustiniani’yi kara kuvvetlerinin başkumadan yaptı.[51]Kostantinopolis’teki asker sayısı 8.000 civarındaydı, limanda 26 savaş gemisi bulunuyordu. Daha evvel 700 İtalyanı taşıyan yedi Girit ve Venedik gemisi Şubat ayında şehirden kaçmıştı. Osmanlı ordusundaki asker sayısı ise en az 50.000 idi. Ayrıca Mehmed yalnızca karadan kuşatmanın yeterli olmayacağını düşünerek bir donanma hazırlatmıştı. Bu donanma bahar aylarında boğazın Marmara girişine vardı.
Osmanlı ordusu 23 Mart’ta Edirne’den hareket etti ve 2 Nisan’da Konstantinopolis’e vardı. Aynı gün Haliç’in girişi zincirle kapatıldı. Karargâhını Romanus kapısının karşısına Maltepe’ye kuran Mehmed son kez teslim çağrısında bulundu ama imparator reddetti.
6 Nisan sabahı ilk saldırı başladı. Kuşatma, aralıklı çatışmalarla 53 gün sürdü. İmparator Konstantinos, Giustinani ile birlikte Romanus kapısını savunuyordu. Şehzade Orhan da Marmara kıyısındaki kıtalardan birini yönetiyordu. 20 Nisan günü Papa’nın gönderdiği üç Ceneviz gemisi ve Sicilya’dan gelen bir Rum yük gemisi şehrin açıklarında belirdi. Marmara denizinde yapılan savaşın sonunda akşam saatlerinde dört gemi Haliç’e girmeyi başardı. Donanmasını bir şekilde Haliç’e indirmesi gerektiğini anlayan Mehmed gemilerini karadan geçirmeye karar verdi. Bugünkü Dolmabahçe’den Kasımpaşa’ya uzanan güzergaha kalaslar döşendi ve 70 kadar gemi silindirler üstünde 22 Nisan sabahında Haliç’e indirildi. Böylece Haliç’in kontrolü Osmanlıların eline geçti. Öte yandan kuşatmanın yedinci haftasında Osmanlılar hâlâ kesin bir sonuç alamamıştı. Bu noktada Halil Paşa son bir kez Mehmed’i teslim çağrısı yapmaya ikna etti ancak imparator teklifi yine reddetti. Bunun üzerine Mehmed 24 Mayıs’ta ayın 29’unda karadan ve denizden büyük bir saldırı yapacağını duyurdu.
Son saldırı hazırlıklarını Zağanos Paşa düzenledi.[54]Osmanlı ordusu 29 Mayıs’ın ilk saatlerinde taarruza başladı. Osmanlılar son taarruzu üç dalga halinde gerçekleştirdiler. İlk iki saat boyunca başıbozuklar surlara saldırdılar, ardından Anadolu birlikleri onların yerini aldı. Son olarak öldürücü darbeyi vurmak üzere yeniçeriler devreye girdi. Bu sırada yaralanan Giustiniani'nin savaş alanından ayrılması şehri savunanların arasında büyük moral bozukluğuna neden oldu. Nihayet sabah saatlerinde Osmanlı askerleri "Kerkoporta" adlı kapıdan içeri girmeyi başardılar ve kapının üzerindeki burca Osmanlı sancağını diktiler.Mehmed fethin ilk günü öğleden sonra şehre girdi. Ayasofya’ya giderek namaz kıldı ve min-baʿd (bundan sonra) tahtım İstanbul'durdiye buyurdu.
Şehir zorla alınmıştı, bu yüzden dinî hukuka göre yağmalanabilirdi.[kaynak belirtilmeli]Yağma üç gün sürdü. [kaynak belirtilmeli]İmparator Konstantinos'un akıbeti meçhuldür. Kimi kaynaklar cesedinin bulunamadığını söylerken, Babinger gibi bazı tarihçiler imparatorun cesedinin mor ayakkabılarından teşhis edildiğini yazar. Alphonse Lamartine eserinde imparatorun cesedinin bulunduğunu ve Fatih'in Konstantin için Hristiyan usulü cenaze töreni düzenlediğini belirtir.Şehzade Orhan ise keşiş kılığında şehri terk etmeye çalışırken yakalanıp idam edildi.
Fatih şehrin ticaret merkezi olan Galata’dan kaçmış olan Rumların ve Cenevizlilerin dönmesini sağladı. Rum Patrikhanesi’nin yeniden açılmasına izin verdi; ayrıca bir Yahudi hahambaşlığı ile bir Ermeni Patrikhanesi kurdurdu. II. Mehmed İstanbul’u, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı, ticaret ve kültür merkezi olan bir başkent yapmayı amaçladı.