Selahattin Demirtaş ve Ahmet Türk'ün yargılandığı Kobani Davası nedir? Kobani Olayları'nda neler oldu?
HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nda karar açıklandı. Selahattin Demirtaş için istenen ceza 28 yıl 6 ay olarak açıklanırken tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bu çerçevede 'Kobani Olayları nedir?' sorusu yeniden gündeme geldi. İşte 6-8 Ekim Kobani Olayları'na dair detaylar ve Kobani Davası'nda alınan kararlar...
HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nda karar açıklandı. Mahkeme, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'e silahlı terör örgütü üyeliğinden 10 yıl hapis cezası verdi. Türk'ün cezası kesinleşirse başkanlığı da düşecek. Altan Tan, Ayhan Bilgen, Ayla Akat ve Aysel Tuğluk beraat etti. HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Selahattin Demirtaş için istenen ceza 28 yıl 6 ay olarak açıklanırken tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bu çerçevede 'Kobani olayları nedir?' sorusu yeniden gündeme geldi. İşte 6-8 Ekim Kobani Olayları'na dair detaylar ve Kobani Davası'nda alınan kararlar...
6-8 EKİM KOBANİ OLAYLARINDA NE OLMUŞTU?
Suriye'de yaşanan iç savaşı fırsat bilen terör örgütü DEAŞ'ın, Kobani'ye (Aynularap)
saldırması üzerine HDP Merkez Yürütme Kurulu ve terör örgütü PKK elebaşları, 6 Ekim 2014’te sokağa çıkma çağrısında bulundu.
HDP Genel Merkezi’nin resmi sosyal medya hesaplarından, HALKLARIMIZA ACİL ÇAĞRI başlıklı yazıda, “Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı, şu anda
Kobane’de durum son derece kritiktir. İŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının KOBANE’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz.” HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunarak ve basın açıklamaları yaparak bu çağrıyı tekrarlamıştır. Daha sonra yargılamaya konu olan çok sayıda HDP’li yönetici de bu minvalde sokağa çıkma ve şiddete teşvik çağrılarından bulunmuştur.
Bu çağrıların ardı ardına yapılması, aynı mahiyette olması, birbirlerini tamamlayacak
şekilde ifadeler bulunması nazara alındığında bu çağrıları yapan kişi ve grupların
aynı örgüt altında çağrı yaptıkları ve bu örgütün PKK/KCK silahlı terör örgütü olduğu ve böylece söz konusu olayların hep birlikte bir plan dahilinde yapılan organizasyon ile birlikte fail olmak üzere aynı amaca yönelik olarak gerçekleştirildiği değerlendirilmiştir.
PKK'nın üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan'ın sosyal medya hesabından 5/10/2014 tarihinde saat 00.07'de "Gençleri kadınları 7 den 70 e herkesi Kobane'ye sahip çıkmaya onurumuzu namusumuzu korumaya metropolleri işgal etmeye çağırıyoruz." şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.
8/10/2014 tarihli yayınında "KCK: Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanlarından çekilmemeli" başlıklı açıklamaya yer verilmiştir. Yazıda "Halkımız bulunduğu her yerde direniş mücadelesini büyüterek süreklileştirmelidir. Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanından çekilmemelidir. Halkımız; kendi öz savunmasını güçlendirerek 'her yer Kobani, her yer direniş serhildan' anlayışı ile direnişini zafere taşımalıdır." şeklinde ifadeler bulunmaktadır.
Örgütün propagandasına yapan sitelerde şiddet çağrıları yapılmıştır. "Komalen Ciwan: Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalı" başlıklı yazıda "Kürt gençlik hareketi Komalen 591 Ciwan devrim halk savaşını her alanda güçlü yürütme çağrısında bulunarak, Devletin Kürdistan'da hiçbir meşruiyeti kalmamıştır, kalmamalıdır da, yasaklarla Kürdistan'ı zindana çevirmeye çalışan kararlarına karşı Kürdistan'ı onlar için zindana çevirmeli, mezar etmeli. Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalıdır.";
"Kürdistan Halk İnsiyatifi; sokağa çıkma yasağına uymayın" başlıklı yazıda ise "Kürdistan Halk İnsiyatifi yayınladığı bir açıklamayla Kürt halkı ve dostlarına Türkiye'nin Kuzey Kürdistan'da ilan ettiği sokağa çıkma yasağına uymamaları ve Kobani'deki saldırılara karşı Rojava ile dayanışma eylemlerini ve serhildanlarını sürdürmesini istedi." şeklinde açıklamalar yer almaktadır. Çağrıların hemen hemen hepsinde şiddet unsurlarının olduğu açıktır. Bunlar içerisinde dikkat çekenler arasında: Devrimci halk savaşı, Devletin Kürdistan’da hiçbir meşruiyetinin kalmadığı, Sokağa çıkma yasağına uyulmaması ve sokaklara çıkılmasının istendiği şeklinde ifadelerin kullanıldığı görülmektedir.
Bu çağrılar üzerine meydana gelen şiddet olaylarında terör örgütü YPG/PKK
yandaşları tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerimiz başta
olmak üzere 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde barikatlar kurularak yollar kesilmiş,
çıkan olaylarda uzun namlulu silah, molotofkokteyli, havai fişek, taş ve sopalarla kamu
binalarına, vatandaşlarımızın evlerine, iş yerlerine ve araçlara zarar verilmiştir.
Yaşanan olaylarda toplam 37 kişi hayatını kaybetmiştir.
435'i sivil, 326'sı güvenlik görevlisi toplam 761 kişi yaralanmıştır.
Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısıyla yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü ile arkadaşları Hasan Gökguz, Ahmet Dakak ve Riyat Güneş, bir grubun silah, taş, sopa ve kesici aletli saldırısına uğramaları sonucu sığındıkları binanın üçüncü katında linç edildi. Binadan atılan gençlerin cesedine işkence yapıldı. Ahmet Dakak'ın başı taşla ezildi, 16 yaşındaki Yasin Börü'nün üzerinden arabayla geçildi. 24 Nisan 2017'de Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada; 41 kişiden 25'i farklı hapis cezalarına çarptırıldı. 15 kişi, canavarca hisle veya eziyet çektirerek çocuğu öldürme" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezasına çarptırıldı. Terör örgütü yandaşlarının saldırıları sonucu 201 okulda, çok sayıda ev ve iş yeri ile okul, Kur'an kursu, kültür merkezi, müze ve yurt binasında hasar oluştu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tesis edilen huzur ve güven ortamına zarar veren şiddet eylemleri, can ve mal kayıplarının yanı sıra sosyal yaşama, turizme ve ekonomiye ağır darbe vurdu. Şiddet eylemlerinin devlete ekonomik maliyeti de çok ağır oldu. Milyonlarca lira kamu malına zarar verildi.
SORUŞTURMA AŞAMASI
Saldırıların yapıldığı il ve ilçelerde adli süreç devam ederken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı sokaklarda yasa dışı eylem yapan ve çok sayıda kişinin ölümüne neden olan çağrıları yapanlara yönelik soruşturma başlattı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 6-8 Ekim 2014'teki Aynularab bahanesiyle
düzenlenen izinsiz gösterilere ilişkin soruşturması kapsamında 20 Eylül 2019'da eski
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun tutuklanmalarına karar verildi. Soruşturma kapsamında 25 Eylül 2020'de operasyon için talimat verildi ve Ankara merkezli 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı alındı.
Eş zamanlı operasyonda HDP MYK üyeleri ve şiddet çağrısına destek veren HDP
milletvekillerinin aralarından bulunduğu 20 kişi adreslerinde yakalandı. O tarihte başka dosyadan tutuklu olan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da
şüpheliler arasında yer aldı.
DÜZENLENEN İDDİANAME
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 30/12/2020 tarih ve 2020/43416 sayılı
iddianamesi ile 108 sanık hakkında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine kamu
davası açıldı. 108 sanıklı davada 36 mevcutlu, 72 yakalamalı, 18 tutuklu, 18 adli
kontrollü sanık bulunmaktadır.
MAHKEMEYE SUNULAN SON MÜTALAA
Yargılama sürecinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 15 Nisan 2023’te 5 bin
sayfada oluşan mütalaa sundu. Mütalaaya göre; Sanıkların PKK terör örgütü elebaşlarıyla hareket ettikleri, suç işlenmesi için çağrıda bulundukları, ayrıca bir kısım sanıkların doğrudan suça karıştıkları aktarılan mütalaada, bunların devletin birliği, ülkenin bütünlüğüne karşı vahim eylemler olduğuna dikkati çekildi.
PKK/KCK silahlı terör örgüt mensuplarının Kandil ve diğer bir takım dış temsilciliklerinden getirdikleri hafıza kartı USB gibi dijtial materyaller ile örgüt arasında haberleşmenin yapıldığına ilişkin bir takım deliller bulunduğu, buna ilişkin dosyamız içerisinde bulunan ve Sibel Akdeniz’in yakalandığı olayda da sanıkların beyanlarında kurye oldukları ve örgüt arasında hafıza kartı ile haberleşmenin yapıldığına ilişkin beyanlarının bulunduğu görülmektedir.
PKK/KCK silahlı terör örgütü üst yönetimi bu yöntem ile örgüt mensuplarına
talimat gönderdiği açık ve net olarak anlaşılmıştır.
Öte yandan, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarından yakalanan birçok hafıza
kartı bulunduğu ve bu hafıza kartı içerisinde örgütsel dokümanların var olduğunun
anlaşılması karşısında tanık beyanlarının doğru olduğu anlaşılmaktadır.
PKK/KCK silahlı terör örgütü üst yönetimi bu yöntem ile örgüt mensuplarına talimat
gönderdiği açık ve net olarak anlaşılmıştır.
Mütalaada, "Hiçbir devlet, üniter yapısının başka bir ülke ya da silahlı terör örgütleri
tarafından ele geçirilmesine, değiştirilmesine ve bölünmesine asla izin vermez. Her
devlet, vatandaşlarını terörden korumak için gereken tedbiri almak ister."
değerlendirmesi yapıldı.
Mütalaada Sanıkların müşterek fail olarak olay tarihinde ülke genelindeki terör eylemlerinden sorumlu tutulması istendi. Bu kapsamda, 36 kişi hakkında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. Ayrıca 26 sanık hakkında, Yasin Börü'nün de bulunduğu 6 kişinin öldürülmesine ilişkin "nitelikli insan öldürme" suçundan 6'şar kez daha ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep edildi.
Bununla birlikte söz konusu sanıklar hakkında, mala zarar verme, hürriyeti tahdit, öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama ve hırsızlık, suçlarından ise farklı oranlardan süreli hapis cezası talep edildi. Eylemlere ilişkin terör örgütü PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin aralarında
bulunduğu bazıları firari 108 sanığın yargılanmasına Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor.
KOBANİ DAVASI'NDA KARAR AÇIKLANDI!
Kobani Davası’nda kararlar açıklandı. Mahkeme, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'e silahlı terör örgütü üyeliğinden 10 yıl hapis cezası verdi. Türk'ün cezası kesinleşirse başkanlığı da düşecek. Altan Tan, Ayhan Bilgen, Ayla Akat ve Aysel Tuğluk beraat etti. HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Selahattin Demirtaş için istenen ceza 28 yıl 6 ay olarak açıklanırken tutukluluk halinin devamına karar verildi.