Sezgisel beslenme nedir? Nasıl sezgisel beslenilir?

Sezgisel beslenme, vücudun doğal açlık ve tokluk sinyallerine güvenmeyi ve bu sinyalleri dikkate alarak yemek yemeyi teşvik eden bir beslenme yaklaşımıdır. Bu konsept, geleneksel diyet kültürüne bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır ve bireylerin yiyecek seçimlerini, diyet kuralları veya kısıtlamalar yerine içsel hislerine ve bedenlerinin ihtiyaçlarına dayandırmalarını önerir.

Sezgisel beslenme, fiziksel açlığı ve tokluğu tanımayı, yemek yemenin duygusal ve fiziksel tatmin unsurlarını ayırt etmeyi ve yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki geliştirmeyi içerir. Bu yaklaşım, yemek yemenin sadece biyolojik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir zevk ve yaşam kalitesini artıran bir unsur olduğu fikrine dayanır.

Sezgisel Beslenmenin Temel İlkeleri

Sezgisel beslenme, Evelyn Tribole ve Elyse Resch tarafından geliştirilen 10 temel ilkeye dayanır. Bu ilkeler, bireylerin diyet kültüründen kurtulmalarına, yemekle olan ilişkilerini iyileştirmelerine ve bedenlerini dinlemeyi öğrenmelerine yardımcı olur:

Diyet Zihniyetini Reddetmek: Sezgisel beslenmenin ilk adımı, diyet kültürüne ve hızlı kilo verme vaatlerine karşı çıkmaktır. Diyetlerin uzun vadede sürdürülebilir olmadığı ve çoğu zaman geri dönüşlerle sonuçlandığı gerçeği kabul edilir. Diyet yapmanın yarattığı kısıtlamalar, kişinin bedenine olan güvenini sarsar ve yeme davranışlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, diyet zihniyetini reddetmek ve bedenin doğal açlık ve tokluk sinyallerine güvenmek, sezgisel beslenmenin temel bir prensibidir.

Açlığı Onurlandırmak: Sezgisel beslenme, açlığı bir düşman olarak değil, bedenin enerjiye olan ihtiyacını gösteren bir sinyal olarak görür. Fiziksel açlık sinyallerine saygı göstermek ve bu sinyalleri görmezden gelmemek önemlidir. Açlığı bastırmaya çalışmak yerine, vücudun enerjiye ihtiyacı olduğunda ona yiyecek sağlamak, sağlıklı bir beslenme alışkanlığının temelidir.

Barış İçinde Yemek Yemek: Bütün yiyeceklerle barış yapmak, hiçbir yiyeceği iyi veya kötü olarak sınıflandırmamak anlamına gelir. Bu, bireylerin istedikleri yiyecekleri suçluluk veya utanç hissetmeden tüketmelerine olanak tanır. Yiyeceklerle barış yapmak, yiyecekleri keyifle ve ölçülü bir şekilde tüketmeyi teşvik eder.

Yiyecekle Suçluluk Duymadan Yemek: Yemek yemenin suçluluk duygusuyla ilişkilendirilmemesi gerektiği savunulur. Suçluluk, genellikle yiyecek kısıtlamalarından ve yasaklardan kaynaklanır. Sezgisel beslenme, yiyeceklerle suçluluk veya utanç duyguları yerine keyifli bir ilişki kurmayı teşvik eder.

Tokluğu Hissetmek: Tokluk hissi, vücudun yeterince beslendiğini ve artık enerjiye ihtiyaç duymadığını gösteren bir sinyaldir. Sezgisel beslenme, tokluk sinyallerini tanımayı ve bu sinyallere saygı duymayı önerir. Yemek yerken yavaşlamak, tokluk hissini fark etmeyi ve yemek yemeyi bırakmayı kolaylaştırır.

Yiyeceklerin Tatmin Faktörünü Keşfetmek: Yiyeceklerin tatmin edici olma faktörünü keşfetmek, yemeğin sadece fiziksel açlığı gidermekle kalmayıp aynı zamanda zevk ve tatmin duygusu sağlaması gerektiği anlamına gelir. Sezgisel beslenme, lezzetli ve tatmin edici yiyeceklerin seçilmesini ve yemek yeme sürecinin keyifli bir deneyim olmasını teşvik eder.
Duygusal Yemeye Karşı Yeme Sinyallerini Kullanmak: Sezgisel beslenme, duygusal durumlara yanıt olarak yemek yemeyi tanımayı ve duygusal açlığı fiziksel açlıktan ayırt etmeyi öğretir. Stres, sıkıntı veya üzüntü gibi duygusal durumlarla başa çıkmak için yiyecekleri kullanmak yerine, duygusal ihtiyaçları başka yollarla karşılamayı önerir. Bu, yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki geliştirmek için önemli bir adımdır.

Vücudunuza Saygı Duymak: Vücut saygısı, bireylerin bedenlerinin benzersizliğini ve farklılıklarını kabul etmeleri anlamına gelir. Vücut şekli veya boyutunu eleştirmek yerine, bedenin sağlıklı ve güçlü kalması için gereken ihtiyaçlara odaklanmak önemlidir. Bedenimize saygı göstermek, sezgisel beslenmenin temel taşlarından biridir.
Hareketi Keşfetmek ve Keyif Almak: Sezgisel beslenme, fiziksel aktiviteyi bir ceza olarak değil, vücudun keyif aldığı bir aktivite olarak görmeyi teşvik eder. Egzersizi bir zorunluluk olarak görmek yerine, vücudu hareket ettirmenin keyifli yollarını bulmak ve bunu bir yaşam tarzı haline getirmek önerilir.

Sağlığınızı Besinlerle Desteklemek: Beslenme, vücudu sağlıklı ve dengeli bir şekilde desteklemek anlamına gelir. Sezgisel beslenme, besleyici ve doyurucu yiyecekler seçmeyi, ancak aynı zamanda yiyeceklerin tadını çıkarmayı da önerir. Beslenme seçimleri, zevk ve sağlık arasında bir denge sağlamalıdır.
Sezgisel Beslenmenin Faydaları

Duygusal ve Fiziksel Sağlık: Sezgisel beslenme, yemek yeme ve vücut algısı ile ilgili stres ve endişeyi azaltarak duygusal sağlığı iyileştirir. Kısıtlayıcı diyetlerin aksine, bireylerin yiyeceklerle barış yapmasını sağlar ve yemek yemeyi zevkli bir deneyim haline getirir. Bu, duygusal yeme döngüsünü kırmaya ve sağlıklı bir yemek yeme alışkanlığı geliştirmeye yardımcı olur.

Yeme Davranışlarının Düzenlenmesi: Sezgisel beslenme, bireylerin içsel açlık ve tokluk sinyallerine güvenmeyi öğrenmelerini sağlar. Bu, yeme davranışlarının düzenlenmesine ve aşırı yeme veya yetersiz beslenme gibi olumsuz alışkanlıkların önlenmesine yardımcı olabilir.

Daha İyi Besin Seçimleri: Sezgisel beslenme, bireylerin yiyecekleri daha bilinçli ve dengeli bir şekilde seçmelerine yardımcı olabilir. Yemek yeme deneyimine odaklanmak, bireylerin besinlerin tadını çıkarmalarını ve daha çeşitli bir diyet sürdürmelerini teşvik eder.

Uzun Vadeli Sürdürülebilirlik: Kısıtlayıcı diyetlerin aksine, sezgisel beslenme uzun vadede sürdürülebilir bir yaklaşımdır. Bireylerin bedenlerini dinlemelerini ve ihtiyaçlarına göre yemelerini teşvik eder, bu da uzun vadeli sağlıklı bir yaşam tarzının korunmasına yardımcı olabilir.

Özgüven ve Vücut Pozitifliği: Sezgisel beslenme, bireylerin bedenlerine saygı duymalarını ve onları olduğu gibi kabul etmelerini teşvik eder. Bu, beden imajını ve özgüveni olumlu yönde etkiler, vücutla barışık olmayı ve pozitif bir bakış açısı geliştirmeyi destekler.
Sezgisel Beslenme ve Geleneksel Diyetler Arasındaki Farklar

Sezgisel beslenme, geleneksel diyet yaklaşımlarından farklıdır. Geleneksel diyetler, genellikle belirli yiyecek gruplarını kısıtlar veya yasaklar, kalori sayma gibi kontrollü yöntemlerle kilo kaybını hedefler. Bu tür diyetler, kısa vadede etkili olabilse de, uzun vadede sürdürülemez ve sağlıksız sonuçlar doğurabilir. Kısıtlayıcı diyetler, genellikle yiyeceklerle olumsuz bir ilişki geliştirilmesine yol açar ve bireyleri suçluluk veya utanç hissetmeye zorlar.

Sezgisel beslenme ise, yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmayı ve bedenin doğal sinyallerine güvenmeyi teşvik eder. Kısıtlamalar yerine, bireylerin vücutlarını dinlemelerine ve içsel ihtiyaçlarına göre beslenmelerine olanak tanır. Bu, hem fiziksel hem de duygusal sağlığı destekleyen ve uzun vadede sürdürülebilir bir beslenme yaklaşımıdır.

Türk-İş: Karşı tarafın tavrına göre tavrımızı belirleyeceğiz Fed’in şahin açıklaması dengeleri değiştirdi! İşte uzman yorumları Elif Boyner kimdir, kaç yaşında, evli mi? Elif Boyner'in felsefesi ne?
Sonraki Haber