Koronavirüs günleri artık canımıza tak etti.
Evde kalmaktan, sokağa çıkma yasaklarından, maske takmaktan, kolonyadan, dezenfektandan, her karşılaştığımıza sanki virüslü imiş gibi davranmaktan bıktık, usandık, yorulduk, sıkıldık artık…
İnşallah bir an önce normale döneriz ve işimize gücümüze bakarız.
Bilim insanlarına müteşekkiriz. Sağlığımız için ellerinden geleni yapıyorlar.
Aşı için, ilaç için çalışıyorlar. Bir an evvel bulsalar iyi olacak.
Yoksa tüm dünya, salgından canını kurtarsa da akıl sağlığını kaybedecek.
Doktorlara, hemşirelere, sağlık çalışanlarına müteşekkiriz, canları pahasına hastalananları tedavi etmeye çalışıyorlar.
Büyük riskler üstleniyorlar.
Yöneticilere müteşekkiriz, hastalığın daha fazla yayılmaması ve tahrip etmemesi için tedbirler geliştiriyorlar.
Ama bütün bunlar bizim yaşamakta olduğumuz gerçekleri ortadan kaldırmıyor.
Hayat durdu.
Mübarek ramazan iklimini bile duyumsayamıyoruz.
Ne güzelim iftarlar var, ne huzur ve mutluluk içinde hep birlikte eda ettiğimiz teravihler…
Ne cumalara gidebiliyoruz, ne mümin olmanın bizlere sunduğu görkemli kardeşliği doyasıya yaşayabiliyoruz…
Bahar geldi, her taraf cıvıl cıvıl biz evlerde hapsolduk.
Spor yapmamız gerekmiyor mu?
Vücut direncimizi artırmamız lazım değil mi?
Niye sadece hapis önerileri?
Bilim kurulu toplanıyor ve sürekli kısıtlama öneriyor…
Hükümet yerine getiriyor…
Bunun makul bir yolu bulunamıyor mu? İki gün, üç gün, dört gün, her fırsatta insanları evlere tıkmanın neresi bilimsel öneri?
“Beş gün dışarı iki gün içeri, virüs manyak olacak, bizden bıkacak ve kaybolacak” diye bir caps vardı. Tam da durum öyle gidiyor…
Allah bizi bu ıstıraptan bir an önce kurtarsın, gerçekten zor ve dayanılması güç günler…
Bilim Kurulu'ndakilerin uzmanlıklarına saygılıyız. Emeklerine müteşekkiriz.
Ama ağızlarını her açtıklarında yeni bir kısıtlama vaz ediyorlar, korkutucu kelamlar ediyorlar.
Ey mübarekler, yaşamayacak isek niye hayattayız o zaman?
Bu kadar kısıtlamanın, sürekli uzmanlık alanlarınız üzerinden konuşarak yeni bir korku, yeni bir panik yaratmanın anlamı nedir?
Hangi kanalı açsak bir bilim kurulu üyesi, mutlaka yeni bir korku pompalıyor…
Yeter Allah aşkına yeter…
Tane tane söylüyorum,
Her akşam Sağlık Bakanı'nın açıklama yapmasını beklemekten de sıkıldık.
Akşamları ekranlara yansıyan içi sayılarla dolu mavi tablolardan da sıkıldık.
Avm’lere gitmeyin, berberlere yaklaşmayın, orada bulunmayın, burada görünmeyin diyenlerden de sıkıldık…
Nihayetinde Bilim Kurulu uzmanlarından da sıkıldık.
Televizyonların gündemlerinin salgın üzerine kurulmasından da sıkıldık.
Aşı bulundu bulunuyor haberlerinden de sıkıldık...
Maskeden de sıkıldık.
Sokağa çıkma yasaklarından da sıkıldık…
Kolonyadan da sıkıldık, dezenfektanda da sıkıldık,
Adım başı ateşimizin ölçülmesinden de sıkıldık…
En alakasız insan bile salgın uzmanı oldu.
Bu kadar korku yeter.