Siyaset kurumu terör ile teröristler ile iç içe olabilir mi?
İnsanlığa karşı suç olarak tanımlanan bir fiilin siyasetçiler marifetiyle sıradanlaştırılması, kabul edilebilir bir noktaya taşınmak istenmesi sessizlik içinde geçiştirilebilir mi?
HDP Diyarbakır Milletvekili olarak TBMM’de bulunan Semra Güzel’in, yakınlık derecesi sevgilisi/sözlüsü her ne ise, güvenlik güçlerince öldürülen bir terörist ile terör örgütü kamplarında sarmaş dolaş, silahlı fotoğrafları ortaya çıktı.
Fotoğrafların kamuoyu tarafından görülmesi üzerine HDP çevrelerinden tevil üzerine tevil geliyor ve artık bunu kanıksadık, hiçbir zaman PKK ile bağlarını inkâr etmeyen tersine her vesile ile bu bağı daha kuvvetli bir şekilde vurgulamak isteyen bu yapıya siyasal müttefiklerinden hiçbir ses çıkarılmaması ilginç geliyor.
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, “Kürt sorununu HDP ile birlikte çözeceğiz” diye bir cümle kurmuş, HDP’den her düzeyde tepki alarak muhatap “Kandil ve Apo’dur” cevabı ile karşılaşmışlardı.
O zaman da susarak olayı geçiştirdiler.
Ne CHP, ne ittifakın diğer bileşenleri HDP’nin bu açık itirazına ses vermedi. HDP bununla da kalmadı, ittifak ilişkisinin devamı için “özerklik şartı” ileri sürdüler ve bu şartta muhalefet tarafından sanki hiç söylenmemiş gibi cevapsız bırakıldı.
Şimdi yine bir derin sessizlik dönemi başladı.
Kampta, üniformalı, silahlı, daha önce üç asker ve güvenlik görevlisini şehit etmiş katil bir teröristle kucak kucağa, kendisi inkâr etmiyor.
Ama CHP ve diğer ittifak bileşenlerinden tık yok…
Mehmetçik katili bir terörist ile terör kampında, silahlarla poz veren bu kişiye de en ufak bir laf etmeyecekse nerede kaldı bu CHP’nin kurucu partiliği?
Nerede kaldı ülkenin bölünmez bütünlüğünden yanalığı?
Nerede kaldı hukukun üstünlüğü savunuculuğu?
Hani insanın “Bu da mı gol değil, Hakim Bey?” diyesi geliyor…
Bilmiyorum CHP’yi, Türkiye’nin anamuhalefet partisini PKK’nın ipoteklisi HDP’nin ipoteğinden ve millet ittifakının diğer bileşenlerini de CHP’nin ipoteğinden hangi akıl, güç, duygu, kuvvet koparabilecek?
Gözlerini iktidar hırsı bürümüş, ülkeye ne olursa olsun anlayışındaki bir avuç politikacının ülkeyi ateşe doğru sürükleme çabası kuşkusuz ki aziz milletimizin sinesinde nihayete erecektir.
Teröre terör diyemeyen, teröriste terörist demekten uzak anlayışın Barış Pınarı Bölgesi’nde örgüt tarafından patlatılan şehitlerimize yönelik taziye mesajlarındaki biganelik bile içine düştükleri vahim durumdan çıkabilmelerinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor…
Bir taziye mesajında bile HDP’yi, PKK’yı kırmamak için azami dikkati gösterenlerin Diyarbakır’da evlat nöbetindeki yiğit annelerden öğreneceği o kadar çok şey var ki…
O yiğit anneler, evlatları PKK’nın elinde olmasına rağmen açıkça “HDP eşittir PKK’dır” derlerken, kendilerini siyasetin belirleyicileri olarak gören ve yarınların iktidarı rüyaları ile yatıp kalkanlar olup biteni görmezden gelmeyi veya inkarı tercih ediyorlar…
Bu ret ve inkar siyaseti elbette ki çok uzun sürmeyecektir.
Millet Büyük Atatürk’ün partisini bu derece acz içine düşürenlere, onların payandalarına gereken dersi sandıkta verecektir…