Sizce fotoğraftaki FETÖ'cünün elinde tuttuğu "cisim" silah mı, değil mi? / VİDEO
15 Temmuz'da vatandaşlara ateş ettiği kameralara yansıyan Tuğamiral Sinan Sürer, savunmasıyla “Bu kadarına pes” dedirtti. Sivilleri vurmadığını söyleyen Sürer, elindeki silahın da, silah olduğunu inkar etti!
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı’nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davanın 15’inci duruşması yapıldı. Darbe girişiminde vatandaşlara darbeci askerlerle ateş ettiği kameralara yansıyan eski Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı 1. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı Tuğamiral Sinan Sürer savunma yaptı.
SİVİLLERİ VURMAMIŞ!
Sürer, sivilleri vurmadığını iddia ederek, koruma refleksi gereği silahını doğrulttuğunu öne sürdü. Sürer, yıllık izinde olmasına rağmen neden Genelkurmay Karargahı’na gittiğine ilişkin açıklama yapmak istediğini belirtti. Darbe girişimi olduğu gün, İstanbul’daki üniversiteye kayıt yaptırmak için yola çıktığını, Bolu’ya geldiğinde evrakını unuttuğunu fark ederek dönmek zorunda kaldığını öne süren Sürer, yoldayken emir astsubayının kendisini arayarak Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda karışık bir durumun söz konusu olduğunu söylediğini anlattı.
Hain Sürer fotoğrafları inkar etti pic.twitter.com/1BjXqS8A3S
— A Haber (@tvahaber) 9 Haziran 2017
ŞEHİT ANNESİ FENALIK GEÇİRDİ
Bunun üzerine karargaha gittiğini dile getiren Sürer, bu sırada kendisini arayan Albay Alper Esat’ın “Bir kalkışma ve terör saldırısı” olduğunu söylediğini, ne yapmaları gerektiği konusunda kendisinden yardım istediğini savundu.
Genelkurmay Karargahı’nda Sürer’in vurduğu iddia edilen sivillerden birinin annesi, savunma sırasında duruşma salonunda fenalık geçirdi.
Şehit yakını, sağlık ekiplerinin müdahalesi için duruşma salonundan çıkarıldığı sırada, “Oğlumun katili, oğlumun katili, oğlumun katili burada, karşımda” diyerek tepki gösterdi.
Bu aşamadan sonra Genelkurmay Karargahı’nda vurulan sivillere ilişkin savunma yapacağını söyleyen Sürer, ateş açtığı anın görüntülerini ulusal kanaldaki haber programında izlediğini, bunların gerçekleri yansıtmadığını iddia etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanığa sivillere ateş açtığı sırada güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerden elde edilen fotoğrafları gösterdi.
Komuta katına geldiğinde Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personelinin çeşitli tedbirler aldığını gördüğünü anlatan Sürer, dışarıdan çatışma seslerinin geldiğini ifade etti.
ATEŞ ETMEMİŞ!
Kurşunlara hedef olmamak için komuta katındaki odasına gitmek amacıyla koridora çıktığında 7 ya da 8 kişilik sivil grupla karşılaştığını belirten Sürer, şöyle devam etti:
“Çatışmaların durduğuna kanaat getirince çantamda bulundurduğum ve o zamana kadar çıkarmadığım tabancamı da yanıma alarak odama doğru gittim. Koridorda sivil hareketlilik ve panik vardı. Ne olduğuna baktım, orayı terk etmişlerdi, vurulanı görmedim. Kesinlikle ateş etmedim. Tamamen korunma refleksi ile silahımı tuttum.”
‘Silah değil cep telefonuydu o’
Genelkurmay karargahında ateş ederken görüntüleri yayınlanan ve ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi olarak yargılanan eski Tuğamiral Sinan Sürer önce elindekinin silah değil cep telefonu olduğunu iddia etti, çapraz sorguda sıkışınca “Aynı renge benzettim” dedi.
‘Tamam tabanca’
İlk savunmasında genelkurmay karargahındaki silahlı görüntüleriyle ilgili “Bir tanık ateş ettiğimi söylesin kafama sıkarım” diyen Sürer, çapraz sorguya geçildiğinde kendisine silahlı halini belgeleyen kareleri tekrar gösteren Mahkeme Başkanı Dik’in; “Bu hedef gözetme değil mi? ÖKK personeli var, sen neden silah çektin?” sorusuna verdiği yanıtla tekrar şaşırttı.
Sürer, emir astsubayından tabanca aldığı anı gösteren fotoğraflardaki silahın ise cep telefonu olduğunu savundu. Bunun üzerine Başkan Dik, cismin bariz şekilde silah olduğunu söyleyerek, bu yöndeki sorularını yeniledi. Sonunda kabul eden Sürer, “Olabilir. İkisi de aynı renkte. Tamam tabanca, ilk etapta telefon gibi geldi.” yanıtını verdi.
‘Biri benim...’
Mahkeme Başkanı Dik’in “Yanınızdaki astsubaydan silah alıyorsunuz, görüntülerde anlaşılıyor” demesi üzerine Sürer, silah almadığını, şarjör verdiğini öne sürdü. Dik bunun üzerine, “Önünde silahsız sivil şahıs var, yerde yatıyor. Burada sen ne yapıyorsun? Adamın elinde silah da yok yaralanmış” sorusunu yöneltti. Sürer, “Ben onu görmedim. Kaos ortamı vardı. Bu görüntüyü ilk kez görüyorum. Elimdeki silah değil, cep telefonudur” dedi. Dik’in “Bu silah” uyarısı üzerine ise Sürer, “Olabilir. Cep telefonuna benzetmiş olabilirim. İkisi de aynı renkte. Tamam tabanca, ilk etapta telefon gibi geldi” şeklinde konuştu. Sürer, odasındaki aramalarda ele geçirilen 2 tabancadan birini kendisinin, diğerinin ise darbe girişimi sırasında odasına gelen Recep Özkan’ın olduğunu savundu. Bu savunma karşısında Başkan Dik, Özkan’ın adına ruhsatlı tabanca bulunmadığını söyledi.
‘Mesajı Partigöç çektirdi’
Darbe girişimi gecesi “Ataşeler” adlı WhatsApp grubuna mesaj çektiğini kabul eden Sürer, yazışmayı eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün tehdidiyle yaptığını iddia etti. Partigöç ise “23.40’ta benim tehdit etmemle ataşelere mesajı çekiyor. Binaya girmesi zaten birkaç dakika sürer. Kalıyor, bir-iki dakika. Peki ben hangi ara kendisini tehdit etmişim?” dedi.