Mersin'de Dr. Ufuk Bakmaz: "Kişisel hijyene dikkat edilmeli, düzenli kan tahlili yaptırılmalı"
Mersin Büyükşehir Belediyesi Evde Sağlık ve Bakım Hizmetlerinde görevli Dr. Ufuk Bakmaz, vatandaşlara hastalıklardan korunmaları ve kişisel hijyenlerine dikkat etmeleri konusunda tavsiyelerde bulundu. Bakmaz, "Her insan kendinin doktorudur. Kişisel hijyene dikkat edilmeli, düzenli kan tahlili yaptırılmalı" diye konuştu.
Bakmaz, 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası’nda vatandaşlara hastalıklardan korunmaları ve kişisel hijyenlerinde dikkat etmeleri gereken noktalarla ilgili uyarılarda bulundu.
Akdeniz ikliminin belirgin özelliklerine sahip olan Mersin’de, geride kalan yaz dönemi ve gelecek sonbahar sezonunda yaşanabilecek rahatsızlıklara karşı alınabilecek tedbirleri anlatan Bakmaz, “Eylül-Ekim ayı, yazın biraz daha serin hali gibi geçiyor. Bir geçiş sorunu yaşıyoruz. Nitekim toz gibi, polen gibi birtakım faktörler başrolde. Bu bilhassa alerji rahatsızlığı olan hastaları etkileyen bir sorun oluyor. Çünkü havadaki ya da topraktaki o tozu bastıracak bir yağış mevcut olmadığından dolayı bu hastalar bu konuda büyük sıkıntılar yaşamakta” dedi.
İklim değişikliğinde yaşanabilecek sorunlara karşı vatandaşlara uyarılarda da bulunan Bakmak, "Öncelikle kişiler, araçları varsa araçlarında bir şemsiye daima bulundursun. Aslında bu polen dediğimiz şey ilkbahar döneminde olan bir şey ama bir kişinin alerjisi varsa, ne yazık ki fark etmiyor. Kişilerin herhangi bir kaşıntı şikayeti varsa, durmak bilmeyen burun akıntısı, gözlerde sulanma şikayeti varsa ve bu onların günlük yaşantılarını olumsuz yönde etkiliyorsa, bir uzmana başvurmaları gerekiyor. Eğer bir kişinin bir şeye karşı alerjisi varsa, duyarlılığı varsa, bazı farklı şeylere karşı da duyarlılığı olabiliyor" diye konuştu.
Bulaşıcı hastalıkların özellikle halk sağlığında en önemli etkenlerden birisi olduğunu vurgulayan Bakmaz, “Bulaşıcı hastalık dediğimizde de nasıl bulaştığı çok önemli. Bir kere hava yoluyla bulaşma olabilir. Grip gibi, damlacık yoluyla bulaşan tüberküloz gibi, kişilerin direkt verdiği nefesleriyle ya da hapşırmalarıyla olabiliyor. Kan yoluyla bulaşma olabiliyor. Bunun haricinde doğumda olabiliyor. Emzirmeyle veya cinsel yolla olabiliyor" şeklinde konuştu.
Her bireyin kendisinin doktoru olduğunu belirten Bakmaz, kişilerin hijyenlerine dikkat etmeleri konusunda da uyarılarda bulundu. Yaşanan sorunlardan birinin de kişilerin tembellik sonucu dışarıdan, hazırlandığı ortamı görmeden sipariş ettikleri yiyecekler olduğunu vurgulayan Bakmaz, “İnsanlar artık yemek yemek için bırakın hazırlanmayı, bırakın dışarı gidip yemeyi bir telefonla ya da bir telefon uygulamasıyla dışarıdan sipariş verip o şekilde idare etmeye çalışıyor. İnsanlar yiyeceklerini kendisi seçmeli ve kendi yemeklerini yapmalı. Son olarak şu dönemde ev konserveleri yapılıyor. Ev ekonomilerine de ciddi katkısı oluyor. Ancak ne yazık ki botulinum toksini diye bir tablo var. Çok ciddi bir toksindir. Bu tarz ev konservelerinden tutun marketlerden alınan hazır kutu salçalar ve onların kapaklarında hafif bir bombeleşme, hafif bir içine çökme ya da kokusunda hafif bir anormallik sezdiğinizde lütfen kullanmayın" ifadelerini kullandı.
Vatandaşlara hijyen ve hastalıklardan korunmaları konusunda da uyarılarda bulunan Bakmaz, “Kişilerin ellerini düzenli yıkamalarını, dişlerini günde en az iki kere fırçalamalarını, bunun haricinde yıllık ve belli dönemlerde aile hekimine de kontrollerini yaptırmalarını öneriyorum. Altı ayda ya da yılda bir kan tahlili yapmaları gerekiyor. Çünkü anemi gibi birtakım rahatsızlıkları en azından bu şekilde bertaraf edebilirler. Bununla birlikte kişilerin hepatit aşıları yoksa hepatit aşılarını yaptırmaları gerekiyor. Kişi eğer hepatit A geçirmemişse hepatit A aşısını kesinlikle yaptırmalı. Çünkü hepatit A küçük yaşlarda sarılıkla başlayabiliyor ama eğer kişi geçirmemişse tümden karaciğer hastalığına götürebiliyor" dedi.
Başından geçen enteresan bir durumdan bahseden Bakmaz, kişilerin internetteki bilgilere koşullandıklarını ve bunun tedavide olumsuz bir rol izlediğini ifade etti. Bakmak, "Bilhassa insanlar internetten kendi rahatsızlıklarını araştırarak, birtakım yalan yanlış bilgilerle karşımıza geliyorlar. Mesela geçenlerde bir hasta gelmişti, başının ağrıdığını söylemişti ve ben kendisini daha muayene etmeden kanser olduğunu ifade etti. Muayenemiz yarım saat kadar sürdüyse, yüzde 95’inde onu muayeneye ikna etmekle uğraştım. Kendi okuduklarına o kadar konsantre olmuş ki, söylediğim en ufak bir şey etki etmiyordu. Evet internet çağındayız. Her şeye çok rahat ulaşabiliyoruz ancak bu her şeyin hakimiyiz anlamına gelmiyor. Yine okuyalım, bilgilenelim ama kararı uzmana bırakalım" diye konuştu.