Soylu: CHP, gayri milli bir sürece doğru itilmektedir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında, gazeteciler Özlem Gürses, Abdulkadir Selvi ve Murat Çelik'in gündeme dair sorularını cevapladı. Soylu, CHP'li Özkoç'un skandal açıklamalarından, mültecilerin Avrupa'ya gidişine, terörle mücadeleden İdlib'de yaşanan son gelişmelere kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Soylu 33 şehit verilen 27 Şubat gecesinde yaşananları da samimiyetle anlattı.

İşte Bakan Süleyman Soylu'nun açıklamaları şöyle:

Olayları hep birlikte izliyoruz. Anlaşılıyor ki Türkiye'nin sınır operasyonlarının birçoğunda bir koro var ve bu koro ısrarla Türkiye'nin buralara gitmesinin yanlış olduğunu, Türkiye'nin buralara giderse karsız çıkacağını söyleyen bir koro var. Tamamen TSK'yı demoralize etmeye çalışan bir açıklama gördüm. Bir taraftan ısrarlı şekilde Türkiye'yi bir köşeye itmeye çalışıyor.

Biz ilk kez bu işlerle karşı karşıya kalmıyoruz. İdlib, Ürdün'ün sınırında mı? Afrin nerenin sınırında? Kuzey Irak'ta PKK kendi adına bir alan oluşturdu. Sadece Kandil'de değil bütün sınırda kamplar oluşturdular. Biz dün yine Afrin'e giderken bu grup yine ayağa kalktı. Türkiye'de Avrupa'dan beslenenler var. Sivil Toplum Örgütlerinden beslenenler var. Suriye burada barış rüzgarı estirdi de İdlib'deki insanlar kaçmayıp bu alanda mı durdular? Bu insanlar Türkiye'ye doğru akın ediyorlar.

CHP'Lİ ÖZKOÇ'UN SKANDAL SÖZLERİ

Burada bir tarih yeniden oluşuyor. Elbetteki sıkı tartışmalar olabilir. Başkalarının dilini kullanıyorlar. Bu dil yanlış bir dildir. Türkiye bugün sınırlarını korumaktadır. Afrin'e girmemiş olsaydık orada kim vardı? PYD/PKK. Bir terörist olan Abdi Şahin oturacaktı ve oradan başlayan bir koridoru götürecekti. Yarın öbür gün hepimiz biliyoruz. Hatay'a Güney Doğu'ya dalacaklardı.

Türkiye'nin bu tarihsel sürecine her daim karşı olanlar var. Kim olursa olsun böyle sözler söylemeye hakkı yoktur. Kalkacak bu ülkenin Cumhurbaşkanına hakaret edecek. Böyle bir hakkı yoktur. Bu tartışılıp değerlendirilemez. Kendisini izliyorum ve takip ediyorum. Siyaset içerisinde olmaması gereken bir isimdir. Bunun akılla bağdaşacak bir tarafı yoktur.

CHP GAYRİ MİLLİ SÜRECE İTİLİYOR

Türkiye'nin gücünü tarihini dünyaya yansıtan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Bu yüzden hedef alıyorlar. CHP gayri milli bir sürece doğru itilmektedir. Milletin bir kesimi de bunu desteklemektedir. CHP politikası bilmiyor mu ki? Yarın İdlib'deki durumdan vazgeçersek koridorumuz terörist dolacak!

KÖYLÜLERİ SİLAHLANDIRIYORLAR
140 bin kişi geçti Yunanistan'a Avrupa ayakta. Avrupa bütün değerlerini ayaklar altına aldı. Hangi değerlerini ayaklar altına alacağını çiftçilerin eline tüfek veriyorlar paramiliter güçler ve oradaki savunmasız insanlara ateş ettiriyorlar. Bugün insanların ortasına hem de esas mermiyle ateş ettiler ve bir kişi öldü 5 kişi de yaralandı. İki kişi de daha önce ölmüştü. Denizde karşı karşıya kaldığımız olayları ilk kez yaşamıyoruz. Ama bugün acımasız bir şekilde yaşıyoruz.

KILIÇDAROĞLU'NUN İDLİBLİLER İÇİN 'TERÖRİST' DEMESİ

Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp diyor ki, "İdlib'den gelecek olan insanlar eli kanlı terör örgütü üyeleridir." diye. Bu kabul edilebilir bir şey midir? Oradaki çocuklar mı, kadınlar mı eli kanlılar? Şu anda Hatay ve ilçelerde akrabalık ilişkileri olduğu insanlar orada sınır ötesinde. Esad orada bir soykırım meydana getiriyor. Avrupa buna ses çıkarmayacak. Yarın öbürgün bu Türkiye'ye gelecek. Bize diyecekler ki görmezden gelin. Bizim ordumuz ne için var. Biz ne için varız. Biz bu topraklar için mücadele ediyoruz. Biz mücadele etmezsek kim edecek. Onların derdi petrol. Milletimizin bize verdiği emaneti yerine getireceğiz. Seyredemeyiz, şehit olmak gerekiyorsa şehit oluruz. Dağdan dağa gezen biri olarak diyorum. Türkiye’yi istikrarsız bir noktaya getiriler ve herkes bakıverir. İlk kez bir fırsat yakalıyoruz. İlk kez savunma sanayiinde önemli adımlar attık. DEAŞ’la FETÖ ile PKK’yla savaşıyoruz.

İlk iki ayda Türkiye’nin aldığı göç yüzde 32 arttı. Bana gelmiyorlar Avrupa’ya gidiyorlar.

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN ELİNİ SIKMAMASI

Ben bilerek yaptım. Bir gün önce Hatay'dan geldim ve Kılıçdaroğlu'nun sözlerini unutamıyorum. Böyle bir tercih hakkı kullandım. Elini sıksaydım, tabutunun altına girdiğimiz çocuklara kötü olacağını hissettim. Sıkamazdım, sıkmadım da. Kılıçdaroğlu bana hakaret etti elini sıktım. Ama burada o çocuklara elimi sıkmamayı yediremedim.

Nedir bu TV’ye çıkıp yorum yapmak. Bir ülkenin kaderi ortada orada Genelkurmay başkanlığı var TSK var giderler oraya dertlerini anlatırlar. Bu meseleleri maç anlatır gibi anlatmanın doğru olmadığın bu bakışın Türkiye’ye zarar verdiğini söylüyorum. Bundan hepimiz rahatsızız.

Bugünlerde bir takım gazete ve dergilerde yapılan provakatif yayınlara seyirci kalmamalıyız. Bu vatanın dışında bizim ortak paydamız yok. En kritik anımızda bunu parçalamak için provoke etmek için ortaya çıkan sözlere devlet gereğini yerine getirmelidir.

'Savaşa hayır' söylemini bu dönem içerisinde provatkatif değerlendirme görürüm diyor İstanbul Valisi bu da devletin kanunlarında vermiş olduğu bir hak. Biz devlet idare ediyoruz. Bir millet tehdit altında, bir taraftan da bu olmayacak diyor. Dünyada bunu nerede kabul ederler acaba bilmiyorum.

"135 BİN 844 GÖÇMEN YUNANİSTAN'A GEÇTİ"

Şimdi en son açıkladığım rakam 135 bin 844. Bu sadece Edirne’den Yunanistan’a geçen göçmen. Buradan sadece 4 binini geri ittiler. Geri itme içerisinde tekrar girdiler. 135 bin 844 göçmen karadan Yunanistan’a girdiler. Bakanlığımız aynı zamanda göçten de sorumlu. Çok başarılı olan bir bakanlığımız var. Hakikaten hepsi genç insanlar. Burada biz rakamları şöyle tutarız. Bunlar Türkiye’ye gelen kaçak göçmen sayıları. Son iki yıldaki yükselişe bakın. Dünyada büyük bir göç akımı var.

Bu göç hareketleri dünyanın en büyük problemlerinden bir tanesi bundan kaçmak mümkün değil. Geçen yıldan bu yıla ne kadar artış olduğunu gördünüz. Yüzde 32’lik bir artış oldu. Bize ya aşağıdan ya da İran sınırından geliyor. Bizim bunları sınıra girdimi almama şansımız yok. Uluslararası mevzuat gereği. Bir Cenevre sözleşmesi 3. 9. 33. madde. Yunanistan 10 tane yanlış hareket yapıyor hukuki olarak. 10 temel uluslararası hukuka uymuyor. Yunanistan ile geri kabul anlaşmamız askıda. Avrupa ile de hiç olmadı. 18 Mart mutabakatındaki hüküm şudur; Denizden geçenleri Türkiye’ye almayı taahhüt eder.

Cumhurbaşkanı "denizden geçişe müsade etmeyin" dedi. Denizde mücadele devam ediyor. 

Kimseye git demiyoruz, gitmek isteyen gidiyor.

204 km uzunluğundaki Türkiye-Yunanistan sınırında 31 gözlem noktası bulunuyor. Sınırda hudut karakollarımız var. Onlar bize sayıyı veriyorlar. Biz hangi ilden kaç kişi çıktı hangi ile kaç kişinin geçtiğini biliriz. Bu bizim işimiz. Deniz hariç 137 bin kişi şuan Yunan topraklarında.

2019’da toplam 8 bin 500 kişi geçti karadan bununda 7 bin 300 kişisi FETÖ’cü. 200 km’lik bir sınırdan bahsediyoruz. Yunanistan FETÖ’cülere sınır özelikle açtı. Yunanistan'ın sınırları tutabilme yeteneği yok.

Bu iş başlayınca Cumhurbaşkanım beni her gün aradı. ‘Mücadeleyi devam ettirin, denizden geçişe müsaade etmeyin’ dedi. Karşı adaların her birinde irtibat adamlarımız var. Kimin geçtiğini biliriz. 18 Mart mutabakatı çerçevesi içerisinde. Kaç kişinin geçtiğine dair notlar alırız. Bütün bunları içerisinde biz Afganistan, Pakistan’dan geleni biliyoruz. Dünyaya ne gönderdiğimiz biliyoruz. Afrin bölgesine kaç Suriyeli gönderdiğimiz biliyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir operasyon yapılamazdı. Adalet yapılanmasından yerel meclisin danışmanlığına kadar altyapı yatırımlarına kadar Türkiye orada bütün dünyaya örnek oldu.

Bu bir göç rotası. Kuzey, Balkan ve güncel rota var. Denizden Yunan adalarına, karadan mavi rota ve sarı rota da Bulgaristan. En çok denenen yer deniz rotası. Denenen yer Türkiye-Yunanistan sınırıdır. Burada gözüküyor. Hedef genelde Almanya.

GEÇİŞ SAYILARI NASIL TESPİT EDİLİYOR?

Bizim orada bir güvenlik zafiyetimiz yok. Biz meselenin içinde yaşayan insanlarız. Yarın Edirne’ye gidiyorum. Valimiz ile sürekli irtibat halindeyiz. Şunu söylemek istiyorum. Bizim sınırımız olan bölgede hiçbir problem yok. Göç yolculuğu çok meşakkatli. Kimi Kuzey Irak’ı geçiyor, bir çok nokta var bunların hepsi meşakkatli. Kızılay’dan AFAD’a kadar hepsi Edirne’deler ve görevlerini yaptılar. Edirne halkı da öyle. Edirne’den biz geçen yıl 140 bin kaçak göçmen yakaladık. Biz hiçbir şeye dokunmasak 1 yılda 1 milyon kişi geçer.

23 tane sınır karakolumuz var. 8 tanede bölüğümüz var. Hepsinin kendine ait 5 km’lik alanı var. Eskiden mücadele ediyorlardı. Şimdi seyrediyor ve yazıyor. Bize oradan geliyor rakamlar. Biz hangi ilden kaç kişi çıktığın biliyoruz. Hangi ilden kaç kişi geldiğin de biliyoruz. Biz güvenlik için hangi ilden kaç kişi çıktığın biliriz. Bizim işimiz rakam.

Yüzlerce geçiş noktası var. Yunanistan bunu tutamaz. Deniz hariç 137 bin kişi geçti. Miçotakis geldi gezdi sonra açıklama yaptı. Sonra açıklama yaptı, dedi ki ‘Çok sayıda mülteci sınırlarımız geçti’ isteseler de tutamazlar. Belli bir periyotta milyonu bulur. Avrupa bunu yönetemez. Ekonomileri bozulur.

Esas itibariyle Suriyeliler bizim içimizde yerleşik. Geçiş yapanların yüzde 20-25’i Suriyeli. Biz hafta hafta, gün gün bu göçmenlerin hangi karakterle geçtiklerini kaçının Suriyeli kaçının Afgan olduğunu biliriz. Yunanistan'a geçmek isteyen 14 FETÖ'cüyü yakaladık.

YUNANİSTAN’DA TÜRKİYE’YE KARŞI KORKU VAR

Sınırı polisleri ile anlaşma imzalayamamışlar, böyle de bir problem var Yunanistan’da. Yunanistan’da Türkiye’ye karşı acayip bir korku var. Bu işlerde haberdar olmayan Yunan halkını çok kolay etki altına alabiliyorlar.

Biz İdlib’deki tavrımızı ifade ettik Bu tavrın dışında orada AB kendine değerler birliği diyor .Hangi değerin tutabiliyor. AB neredeyse dünyadaki tüm ülkelerin altlığı haline gelmiş. AB inadıyla İngiltere’yi ayırdı. Bu inat AB’yi büyütmez. AB burada bir şey yapmayacak insani değerlere sahip çıkacak. Orada Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu politikayı destekleyecek. Desteklediği zaman göçte yönetilir.


‘SURİYE BİR TERÖR ÜRETİM MERKEZİ HALİNE GELDİ’

Suriye’den Kuzey Irak’ın olduğu bölgede terör üniversiteleri kuruldu. Biz bugün bir şeyin peşindeyiz. Eğer o doğruysa Suriye’nin içerisinde öyle bir şey oluşturuluyor ki Türkiye’nin bütün büyük şehirlerinde bir anda patlatabilecek, yüz binlerce insanın ölebileceği bir yapı oluşturuyorlar.

3,5 tonluk patlayıcıyla ilgili bir şey söylüyorum şu anda. Türkiye'den Suriye'ye, Suriye'den Türkiye'ye akmaya çalışan bir şeyi söylüyorum. Biz bu tehdidi bugün yaşamıyoruz. Bugün sabah Jandarma İstihbaratımızın yakaladığı önemli bir şey. 3,5 ton patlayıcı oluşturabilecek bir madde yakaladık. Ucunda öbür tarafta yakaladık. Öbür tarafta DEAŞ ve PKK var. Biz eğer buraları istikrarlı bir hale getiremezsek bu tehditler Türkiye üzerinden asimetrik bir sonuca ulaşmak isteyenlere imkan tanıyacaktır. Bu devam ediyor. Biz orada binlerce patlama olayını engelledik. Bunları sürekli olarak engelliyoruz. Buralar terör üretim merkezi haline geldi.

Afrin’de İdlib’de Tel Abyad hepsi aynı. Bir tarafta PYD/PKK var. Şu anda PKK İdlib’in içerisinde mi değil mi? Şu anda mücadelenin içerisinde PKK da var. Biz çok yönlü uluslararası bir operasyonla karşı karşıyayız. Şu anda 300 tane PKK elemanı bize karşı mücadele ediyor. Türkmen dağının diğer tarafında. Yayla ilçesinin hemen yanı başında. Herkes bir taraftan bir mücadele koymaya çalışıyor siz kendiniz geri çekeceksiniz, bu doğru bir şey değil.

27 ŞUBAT GECESİ

Biz o gün güvenlik toplantısı içerisindeydik. Sabaha kadar hem güvenlik toplantısında Dışişleri Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanımız vardı. Şehit haberleri art arda gelmeye başladı ve nasıl bir süreç işleyeceğimizi konuştuk. Cumhurbaşkanımız da diplomasi görüşmelerini yaptı. İlk etaptan sonra Bakan Akar, Hatay’a gitti.

Açıklamayı Hatay Valisi’nin yapması bizim kararımız. Çünkü bir kriz masasının içindeyiz. Bir terör olayı oluyor deniyor ki 30 kişi hayatını kaybetti vatandaşımız. Sonra deniyor ki 20 kişi, deniyor ki 15 kişi hastanede biz defalarca bunlarla karşı karşıya kaldık. Bu meseleler yerinde yönetilmelidir ve doğrusu da budur. 2 gün önce bir şehit haberi geldi. Ben sayın Cumhurbaşkanımıza 'bir şehit haberi geldi' dedim. 3 dakika sonra döndüm dedim ki 'çocuğu döndürmüşler' dedim. 'Allah'a şükür' dedi. Bu arada şu dedikodular oluyor. Tabutlar geliyor hastaneye sayıyorlar 58-60 tane tabut. '60 tane şehit var' diyorlar. Herkes bir söz söylüyor. Biz meseleyi bir taraftan kriz masasında yönetmeliyiz. Diğer taraftan da doğru bilgiyi verebilmek adına Sayın Vali ile sürekli temas halinde olduk, ne noktadayız, çocuklarımızın kaçını getirebildiniz. Bu olayda çok daha iyi halka bilgi vermek içindi. Sayın Hulusi Akar o noktada bulunduktan sonra müsaade istedi ve Hatay’a gitmek istedi. Ben Hatay'a gittiğinde de sayın Akar'la konuştum.

Biz PKK ile de mücadele halindeyiz. PKK ‘20 tane Türk askerini öldürdük’ der. Bir tane şehidimiz olsa bile hemen harekete geçilir. Bunun hastanesi var morgu var uçağı var, ailesi var, devlet töreni var. Böyle bir şey saklanamaz. Biz ciddi bir devletiz. Bu konularda bizim en ufak eksikliğimiz olamaz. Kimse şehit sayısını saklama riskini almaz.

Biz bir mücadele veriyoruz. Yasımız içimizde zaten. Bu mücadele Türkiye’nin ortaya koyduğu tarihin bir noktasında baktığımızda önemli bir kırılma noktasının olduğu bir mücadele.

 UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE

Türk ve Hollanda narkotik polisinin 5 ülkede düzenlediği ortak operasyonlarda 2 ton 384 kilo eroin ele geçirildi. Narkotik birimleri çok güçlü operasyonlar yapıyor.

Philadelphia 76ers - Brooklyn Nets maçını canlı şifresiz izle? Dışişleri'nden nüfus hareketliliği mesajı: Seçimlere etki edebilir İstanbul’un yeni tehlikesi! Fentanil etkisindeki zombiler
Sonraki Haber