Çocukluğu ve ilk gençliği benim gibi 80’li yıllarda geçmiş olanlar için bambaşka bir anlamı vardır Steven Spielberg’in...
Sahil kasabasına dadanan köpek balığı Jaws yüzünden Kumburgaz’da, Bayramoğlu’nda denize korkarak girenler daha iyi hatırlayacaktır neyi kastettiğimi...
Bilimkurgu evrenimizde ve hayal eksenimizde bambaşka ufuklar açan “Üçüncü Türden Yakınlaşmalar”, “İndiana Jones” serisi ve tarzının efsanelerinen “E.T” gelmişti hemen peşinden...
Büyüleyici, her yaştan seyirci için müthiş sürükleyici filmlerdi...
Biraz da onun filmlerinin etkisiyle ısınmıştık hepimiz iyi kalpli uzaylı fikrine...
Her ne kadar bir galada karşılaştığı ünlü Fransız yönetmen Jean Luc Godard tarafından “Sinemayı ne hale getirdin? Sanat olmaktan çıkardın, sırf para yaptın” diye eleştirilse de eminim benim gibi milyonlarca seyircinin gönlünde farklıdır yeri.
Çünkü şöyle bir geriye dönüp baktığımda, zihnimde yer edinen bir çok filmde onun imzası olduğunu görüyorum ben de tıpkı o milyonlar gibi.
Çizgi kareleri aşıp ete kemiğe bürünmüş dinozorlarla tanıştığım Jurrassic Park’lar, Nazizmin trajedisini yüzümüze adeta siyah - beyaz bir tokat gibi çarpan “Schindler’in Listesi”, savaş filmlerinin zirvesi “Er Ryan’ı Kurtarmak”, yine birer bilimkurgu şaheseri olan “Azınlık Raporu” ve “Yapay Zeka”...
Hepsinin de yönetmen koltuğunda 18 Aralık 1946 doğumlu Spielberg var.
Önümüzdeki yıl iki yeni filmini daha izleyeceğiz büyük ustanın. İlki; 1971’de sızdırılan Pentagon belgelerinin, Washington Post tarafından yayınlanmasını konu alan ve başrollerinde Tom Hanks ile Meryl Streep olan “The Post”.
Ki şimdiden eleştirmenler tarafından 2018’in filmi olarak ilan edildi. “The Post”, 7 Ocak’ta yapılacak, Oscar provası olarak kabul edilen Altın Küre Ödülleri’nde de altı dalda birden aday...
Meraklısı için son bir not; film ülkemizde 12 Ocak’ta gösterime girecek.
Spielberg’in öteki yeni filmi ise yine bilimkurgu türünde. Sanal gerçekliğin, gerçek yaşamın yerini aldığı distopik bir geleceği konu alan “Ready Player One”...
Büyüleyici kariyerine bakıldığında, ‘Sen film çekmeye devam et, biz de gişelerin önünde uzun kuyruklar oluşturmaya’ demekten de hakikatten alamıyor kendisini insan...