Stratejist Cüneyt Paksoy Erdoğan'ın açıklamalarını SuperHaber’e değerlendirdi
Stratejist Cüneyt Paksoy Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın D-8 ülkelerine çağrısını SuperHaber’e değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü 9. Zirvesi'nde konuştu.
D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü 9. Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcı cumhurbaşkanlarına çağrıda bulunarak, "Milli para birimlerimizi kullanmanın yolunu açtığımız takdirde önemli adımlar atmış olacağız. Dolar ve Euro baskısı altında TL'yi eritmemize gerek yok. Bir takas odası kurulması için Merkez Bankalarımızı bir araya getirelim. Ülkelerimiz arasındaki ticarette artık milli para birimlerini kullanmanın önünü açarsak D-8 tarihinde bir devrime imza atarız. Yerli milli paralarla ticaretimizi yaptığımız da ülkelerimiz kazanacak.Cumhurbaşkanları D-8'nin önemi kavranmalı. " dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendiren stratejist Cüneyt Paksoy, “çoklu genişleme ile o stratejiyi sağlamak büyük ülke olmak açısından da önemli” dedi.
Paksoy şunları söyledi:
Sayın Cumhurbaşkanının da belirttiği ve her zaman da söylediği gibi yeni küresel dünya düzeninde etkin ve güçlü olmak için mevcut sistemin dayatmalarına karşı daha işbirliği içinde olmak diğer ülkelerin dikkat etmesi gereken bir konu. Strateji açısından artık dünyada eksen kaymasının yaşandığı bir ortamda çoklu tek bir ülke ya da ülkeler üzerinden değil çoklu genişleme ile o stratejiyi sağlamak büyük ülke olmak açısından da önemli. Neticede ne kadar büyük olursanız olun o büyüklüğünüzü daha etkin kılmak için işbirliğine de ihtiyaç var. D-8 bu anlamda çok önemli çünkü en azından dünyaya bakış anlamında gelenekler anlamında o ülkelerin birlikte hareket etmesi dünyadaki küresel güç dengesinin önemli bir alternatifi olacaktır. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımız çok haklı. Dünya 5’ten büyüktür sözü de bu bağlamda söylemiş bir söz belli bir stratejinin ürünü. Neticede Türkiye bölgesel hem küresel güç olma iddiası içerisinde bu işbirliğini talep ediyor. Ekopolitik olarak baktığımızda işin birde ekonomi boyutu var tabi. Sadece işbirliği siyasi anlamda ya da söylem ile gerçekleşmemeli diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Bunu eyleme dökmeliyiz diyor. En önemli eylem ortak ticarette kullanılacak para biriminin kendi para birimleri üzerinden olması. Bu da önemli bir adım çünkü en azından bu tarz toplantıların işbirliğini realize etmesi artık rasyonel hale gelmesi açısından da önemli bir adım olarak görüyorum. Hem ülkeler arasındaki ticaret hacminin artması hem niteliğinin artması hem daha fazla sektörü ihtiva etmesi açısından hem de dünyada bir dolarizasyon var biliyorsunuz global ölçekte. Hem de o dolarizasyona karşı bir yeni oluşum çalışması. Yani özetle Türkiye’nin bu artık küresel bir güç olmaya doğru gittiği 2023 vizyonu içerisinde Sayın Cumhurbaşkanının hem D-8’lere yönelik hem de dünyaya yönelik bu söylemleri oldukça önemli. Dünyada bunu ekopolitik anlamında doğru okuyacaktır diye düşünüyorum açıkçası önümüzdeki dönemde.
Cumhurbaşkanının Merkez bankalarımızı bir araya getirelim önerisini de değerlendiren Paksoy şu ifadeleri kullandı:
Finansal sistemin bir etiği var düzeni var. Merkez bankaları arasındaki koordinasyon ile bunu yapmanız durumunda en azından bu aldığınız kararı rasyonel hale getirmeniz mümkün. Çünkü bugün dünyada Sayın Cumhurbaşkanı’nın belirttiği gibi dolar ve euro ağırlıklı özelikle dolar ağırlıklı akabinde de Euro ağırlıklı işlemler yürüyor. Bugün bir petrol alacaksanız global piyasaya girdiğiniz zaman işleminiz dolar üzerinden yapıyorsunuz. Fiyatı dolar üzerinden belirleniyor. Dolardan hemen sonraki para birimi de euro. Bunların artık devamlı global piyasada domine ettiği bir ortamda merkez bankalarının koordinasyonu içerisindeki bu tarz bir disiplin bu tarz bir kurallar etiği işin rasyonel hale gelmesi ve uygulaması açısından da önemli. Ufak bir detay var; Özellikle kendi para biriminiz ile iş yaptığınız zaman ülkeler arasında burada karşılıklı ticaret hacimleri de önemli. İlk etapta bu iş gelişene kadar aslında Sayın Cumhurbaşkanı’nın hedef koyduğu kitleye baktığımızda bunu da görüyoruz. Ticaret olarak karşılıklı ortak eşit ağırlıklı ticaret yaptığımız ülkeler ile başlamak hem bunu test etmek prova etmek açısından önemli hem de bizim TL tarafında veya karşıdaki ülkeyle yaptığımız onun para birimi açısından değişimi olacağı için kendi kurları üzerinden merkez bankaları eşliğinde, eşit ağırlıklı bir ticaret bizim zarar görmememiz hatta kar etmemizi de sağlayacaktır. Ticaret hacminiz kendi aleyhinize ise önemli ölçüde ithalat yapıp daha az oranlı ihracat yapıyorsanız kendi para birimi üzerinden işlem yapmanız ilk etapta zorlayıcı olur. Ama bunun prova aşamasında karşılıklı eşit ağırlıklı ya da eşit ağırlığa yakın ticareti olan ülkeler ile bu işi başlatmanız uygulanırlığını görmek rasyonel bir temele oturtmak açısından da önemli bence.