"Sözlerim ağır gelmesin, yaşananlar daha ağır!"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AB heyetine göçmenlere karşı tutumları nedeni ile sitem etti. Türkiye'nin Suriye'de yaptıklarını aktaran Bakan Soylu, "Biz dünyanın oralara gidip nasıl sömürdüğünü biliyoruz. Konuşmam kimseye ağır gelmesin! Yaşananlar daha ağırdır." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Türk Polisi ve Diğer Kolluk Kuvvetlerinin Seyahat Belgesi Sahteciliği Tespiti ve Risk Analizi Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi Açılış Konferansı'nda açıklamalarda bulundu.
Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Türk Polisi ve Diğer Kolluk Kuvvetlerinin Seyahat Belgesi Sahteciliği Tespiti ve Risk Analizi Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi'nde katkısı olanlara teşekkür ediyorum.
Suriye İç Savaşı'nın 10'uncu yılındayız. İnsanlar can güvenliği sorunu yaşıyor. Arzu ettiğimiz başarıyı burada elde edemedik. Suriye'yi istikrarlı hale getiremedik. Herkes muhakkak ki bir parça yardım sundu. Yanlış adım atanlar, yanlış kaynak sunanlar da oldu. Bu her birimizin önünde gerçekleşti. Gerek Suriye iç savaşını desteklemek, gerek PKK'YPG'ye destek sağlayanları gördük.
GÖÇ MESELESİ
Bu 10 yılın sonunda ulaştığımız tablo 2014'ten bu yana 21 bin 214 göçmenin hayatını kaybetmesiyse, veya geçen hafta Yunanistan'ın 7 göçmeni çıplak ve elleri kelepçeli suya bırakması ise, 10 yılın sonunda göç meselesinde biz bunları yaşıyorsak, hem attığımız adımları hem 21. yüzyılın medeniyet kurallarını gözden geçirmek gerekir. Çok daha iyisini yapabilirdik.
Eğer tüm dünya 10 yılın sonunda bu bakış açısını değiştirirse göç meselesi çok daha olumlu bir boyuta evrilecektir.
FRONTEX'E ATEŞ PÜSKÜRDÜ
1951 Mülteci Sözleşmesi AB Sözleşmesi göçmenlerin korunma hakkını şart koşmaktadır. Bu sabah ajanslara da düşen haber çerçevesinde, Frontex'in mali tablosunun onaylanmadığını büyük bir memnuniyetle okuduk. Frontex insanlık dışı müdahalelerin ortağı olmuştur. Frontex bunun için kurulmadı, insanlık dışı müdahaleleri engellemek için kuruldu. Frontex acımasız bir politika izlemektedir. Buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki, Frontex'i kınıyoruz. Karşı karşıya kaldığımız tablo çok net ve açık, insanları hangi anlayışla kelepçeleyerek denize atıyorsunuz? En ufak meselede Avrupa kamuoyunu ayağa kaldıranlar neden sessizler? Avrupa kamuoyuna sesleniyorum, övündüğünüz Avrupa medeniyetine ne oldu? Anneelerinizi, babalarınızı unuttunuz mu? İnanınız Suriye iç savaşı tam anlamıyla bölgemiz ve Avrupa için çok net söylemek isterim ki turnusol kağıdı olmuştur. Biz ne Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakıyoruz, ne de dünyanın herhangi bir yerinde bu durumla karşı karşıya kalanları yalnız bırakıyoruz. Gücümüzün çok üzerinde kaynak ayırdığımızı görüyorsunuz.
"MIŞ GİBİ YAPARAK OLMAZ"
İdlib'e birçok kez gitmiş birisi olarak söylüyorum, geçen yine İdlib'e giden birileri ile karşılaştığımda bu yüzyılda böyle bir şey ile karşılaşacak mıydık diye hicapla anlattılar. Çok güzel takım elbiselerimiz var giyelim, kravatlarımızı da takalım, Avrupa'da şaşalı toplantılar da yapalım. Sonra toplantılar bitince kahkaha atmaya devam edelim. Bu çocukların, insanların hakkını nasıl ödeyeceğiz. Mış gibi yaparak mı? Mış gibi yaparak ödeyemeyiz.
"KONUŞMAM AĞIR GELMESİN, YAŞANANLAR AĞIRDIR"
Dünyada hiçbir örnek yoktur, Cerablus, Azez, Mare, El-Bab, Afrin... Kimisi DEAŞ, kimisi PKK'nın egemen olduğu yerlerdi. O bölgeleri Türkiye, birilerinin söylediği gibi işgal hareketi ile değil, bir insanlık adımı ile elini uzattı, adliyesinden güvenliğine kadar, okulundan, aydınlatmasına göre, tarımının geliştirilmesine kadar, hayatın içinde ne varsa o insanlara danışmanlık ederek yardımcı oldu. Biz dünyanın oralara gidip nasıl sömürdüğünü biliyoruz. Konuşmam kimseye ağır gelmesin! Yaşananlar daha ağırdır.
"GELECEK NESİLLER LANETLEYECEKTİR"
Şunu çok açık şekilde ifade etmeliyim. Gelişmiş ülkeler ve Avrupa kartlarını yeniden karmaz, insanlık adına işlenen bu cinayet ve suçlara haykırmaz ise gelecek nesillerimiz bu insanlık dışı dramlara sessiz kalanları lanetleyecektir.
"ŞAŞALI YEMEKLERİMİZİ YEMEYE DEVAM EDELİM"
Demokrasi vaaz edenler, hukukun üstünlüğü vaaz edenler maalesef sınıfta kalmışlardır. Her birimiz bir ailenin parçasıyız. Empati kuralım. Kim eşini çocuğunu alarak savunmasız şekilde dağları aşarak, denizlerin dalgaları içine ilkel botlarla girerek, başka bir nokta ve ülkeye göç etmek ister. Çünkü su yok, çünkü Afganistan büyük devletlerin çatışma alanı haline getirilmiş. Adalet yok, eğitim yok. Televizyonlarda şaşalı hayatları görenler, ailelerini o grilikten kurtarmak isteyecektir ve istiyorlar. O gri alanlardaki göçmen kaçakçılarının, teröristlerin, uyuşturucu tacirlerinin eline düşeceklerini bilmeden... Van'da, Ağrı'da karlar eriyecek. Biz buradan cesetler toplayacağız. O cesetler kim biliyor musunuz? Afganistan'ı tepişme haline getiren büyük devletlerin çatışmasından kaçan Afganistanlılar. Biz şaşalı yemeklerimizi yemeye devam edelim. Kusura bakmayın bunlar çıplak gerçekler. Türkiye olarak en başından beri göçü engellemeyi değil, göçü yönetmeye çalıştık. Bundan da hiç pişman olmadık. Medeniyet değerlerimiz, kültürel bağlarımız bundan başkasına da izin vermezdi.
"HERHALDE AB'Yİ BİRAZ RAHATLATMIŞIZDIR"
Kurduğumuz sistem ve arkadaşlarımızın dikkati sayesinde bizden dışarı sahte belge ile dışarı çıkabilen bir kişi yok. Herhalde bize sürekli bahane bulan AB'yi biraz rahatlatmışızdır. Öyle bir derdimiz yok ama... Arkadaşlarımla gurur duyduğumu bir kere daha ifade etmek istiyorum.
1 NİSAN'DA 81 İLDE BAŞLIYOR
Size güzel bir haber daha vereyim. Türkiye gelişiyor güzel haberler bitmez. Biyometrik verileri sayısallaştıran 6 ülke 6 program vardı, biz 7'nci ülke olduk. Bu göçmenler, iltica, mülteci hepsi için geçerli. Bunun yerli ve milli programını yaptık. Yurt dışına verdiğimiz 10 milyon dolarların dışında bize katkısı, bilgilerimizin sayısallaştırılarak kullanılmasıdır. Mart ayı içinde buna Göç Gemel Müdürlüğü ile başladık, başarı ile devam ediyor. 81 ilde bu ay tamamlayacağız. 1 Nisan'da yerli ve milli programımızı kullanacağız. Bize karşı bunu asimetrik olarak kullanıyorlardı. Zaman itibarıyla da, nakit ve kaynak itibarıyla da faydası olacak. Artık başka bir ülkenin programına ihtiyacımız yok.