Süleymancılar cemaati kimdir? Müslümanlar mı? İslam'a uygun mu?

Süleymancılar cemaati kimdir? Cemaatin lideri Alihan Kuriş'dir. Hakkında birçok araştırma yapılan Süleymanlılar Cemaati ile ilgili akıllarda birçok soru işareti bulunuyor. Süleymancılar cemaati kimdir, Müslümanlar mı, İslam'a uygun bir cemaat mi gibi sorulara yanıt aranıyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize ekledik. Peki Süleymanlılar cemaati kimdir? İşte son dakika Süleymancılar haberleri ve tüm ayrıntılar...

Süleymancılar cemaati kimdir? İlk lideri Süleyman Hilmi Tunahan, şu anki lideri Alihan Kuriş olan cemaat hakkında birçok soruya yanıt aranıyor. Süleymancılar cemaati kimdir, Müslümanlar mı, nasıl ibadet ediyorlar, neden mavi tekke takıyorlar gibi sorulara yanıt aranıyor. Biz de Süleymanlıları sizler için araştırdık ve haberimize ekledik. Peki Süleymancılar cemaati kimdir? İslam'a uygun bir cemaat mi? İşte son dakika Süleymanlılar haberleri ve tüm ayrıntılar...

SON DAKİKA SÜLEYMANCILAR HABERLERİ!

Saygın İslam alimi Süleyman Hilmi Tunahan'ın kurucusu olduğu ve günümüzde tartışmalı şekilde Alihan Kuriş'in liderlik yaptığı Süleymancılar cemaati yeni yönetimi ile her geçen gün itikaden batıla sürükleniyor.

Kalabalık bir grubun katıldığı cemaat toplantılarından birinde cemaatin mevcut lideri Alihan Kuriş hakkında yine skandal ifadeler kullanılarak, Kuriş'e atfedilen uhrevi güçler üzerinden cemaat mensupları tehdit edildi!

Süleymancıların imamlarından Mustafa Pamuk konuşmasında, Alihan Kuriş'i "Emir'ul Mü'minin" olarak tanımlayarak İsrâ Suresi 71. Ayet'e atıf yaptı.

Cemaate, Kıyamet Günü Sırat Köprüsü'nü Alihan Kuriş ile birlikte geçebilecekleri mesajını veren Pamuk, "Bizi Hazretimize, hazretimizle birlikte Resulullah'a, Resulullah'la beraber cennete, Cemâl-i İlâhî'ye bizim gitmemize sebep olan zat Emir'ul Mü'minin olan abimizdir." ifadelerini kullandı.

Süleymancılar İmamı bununla da yetinmedi, cemaati ahiret azabı ile tehdit ederek, Alihan Kuriş'in emirlerin uyulmaması halinde "yancaklarını" söyleyerek gözdağı verdi.

Süleymancılar İmamı Pamuk konuşmasında İslam itikadı ile taban tabana zıt düşen şu skandal ifadeleri kullandı;

"Ayeti kerime okuyacağım Cenabı Hak Kuran'ı Kerim'de... (yanlış okursam hafızlar düzeltsin) neyse... Ben manasını söyleyeyim; "O gün kabrinden kalkan insanlar imamları ile beraber huzura gidecek."(1)

Buradaki imam, caminin imamı değil, cami imaları paçalarını kurtarsın onlara yeter, buradaki imam Emir'ul Mü'minin olan insan. Abimiz, Emir'ul Mü'minin abimizdir. Abimiz bizi o gün, sen de gel, sen de gel, sen de...

O gün davet olunur, bütün insanlar. kiminle davet olunur imam... Önderleri ile tabi oldukları zat, ehli kültür imamı kimse onun peşine düşecek, munafıkların imamı kimse munafıklar onun peşine düşecek, İmâm-ı Rabbânî evlatları da Alihan Bey abimizin peşine düşecek. Peki Alihan Bey abimiz nereye götürecek bizi? Söyleyin bakalım nereye götürecek bizi.

Hazretimizin yanına götürecek bizi. Değil mi? Peki Hazretimiz nerede olacak? Sırat Köprüsü'nün öbür tarafında!

O sancağını dikmiş, evlatlarını sancağının altında beklerken Emir'ul Mü'minin olan zatın peşinden İmâm-ı Rabbânî evlatları Emir'ul Mü'minin ile beraber Hazretimizin huzuruna varacaklar. Allahımız hepimize nasip eylesin.

Onun için bizi Hazretimize, hazretimizle birlikte Resulullah'a, Resulullah'la beraber cennete, Cemâl-i İlâhî'ye bizim gitmemize sebep olan zat Emir'ul Mü'minin olan abimizdir.

Dün Ahmet Bey abimizde, evvelki gün Kemal Bey abimizdi. Bugün Alihan Bey abimizdir. Bunun için değerli kardeşlerim sakın ha, abimizden bir emir gelirse acaba yapalım mı yapmayalım mı derseniz ben bir kaba tabir kullanacağım. Yandınız, yandınız! Allah, affetsin."

SIK SIK BENZER AÇIKLAMALAR YAPILIYOR

Öte yandan, daha önce de Alihan Kuriş'in neredeyse "nebi" ilan edildiği ve İslam alimlerinin ve Diyanet'in büyük tepkisini toplayan konuşmalar ortaya çıkmıştı.

Bu nedenle, Alihan Kuriş'e, önderliğindeki Süleymancılar cemaati mensuplarını batıla sürüklediği eleştirileri getirilmişti.

NOTLAR:

1- "Bir gün bütün insanları imamlarıyla çağıracağız, artık onlardan her kimin kitabı sağ eline verilirse işte onlar kitaplarını okurlar ve onlar bir zerre kadar bile zulme uğramazlar."... İsrâ Suresi 71. Ayet'e atfen.

2- Müminlerin emîri. İslam tarihinde Hz. Ömer'den itibaren devlet başkanlarına verilen ünvan. Hz. Muhammed (S.A.S.)'in vefâtından sonra ilk olarak ikinci halife Hz. Ömer (582-644 M.) için kullanılmıştır. / SuperHaber

"SÜLEYMANCILARIN YURDUNDA KALDIM, 'MENZİL'CİYİM!"

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ve şikayetçi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) avukatı katıldı. Duruşmada, tutuklu bazı sanıklarla bulundukları cezaevinden video konferans aracılığıyla bağlantı kuruldu.

Duruşmanın başında Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, savunmasını tamamlayan ve suikastçı Altıntaş'ın örgüt içerisindeki 'öğretmeni' olduğu bildirilen Şahin Söğüt'e, içinde SIM kart olmayan cep telefonunu niçin taşıdığını ve yakalandığı sırada niçin kırdığını sordu.

Telefonu internet kullanmak için taşıdığını söyleyen Söğüt, neden kırdığına ilişkin, "Daha önce ehliyet almak dışında emniyette hiç bulunmamıştım. Bana tuzak kurulacağını düşündüğüm için kırdım. Telefonda bir şey yoktu" ifadelerini kullandı.

'SÜLEYMANCILARIN YURDUNDA KALDIM AMA SÜLEYMANCI OLMADIM'

Daha sonra tutuklu sanıklardan, Altıntaş ile Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde birlikte görev yaparken ihraç edilen polis memuru Hasan Tunç'un savunmasına geçildi. Savunması alınmadan Tunç'a, iddianamede örgüt adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, suikastçı Altıntaş ile arasında para trafiği olduğu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının bir soruşturması kapsamında incelenen mikro SD kartın emniyet mahrem yapılanmasına ilişkin kısmında isminin geçtiği hatırlatıldı.

Tunç, soruşturma aşamasındaki ifadelerinin baskı altında alındığını ve ifadeleri kabul etmediğini söyleyen Tunç, şunları söyledi:

"Babam Zaza, annem Kürt'tür. Buna rağmen milliyetçiyim. Ailem yoksul, 11 kardeşiz. Çocukluğumda milliyetçi romanlar okuyarak, milliyetçilik sevdasına girdim. Vatanıma hiçbir zaman ihanet etmedim, hiçbir terör örgütünün içinde yar almadım. 2005'te Gaziantep'te iki yıllık makine bölümüne başladım. Orada Süleymancıların yurdunda kaldım ama Süleymancı olmadım. Daha sonra Fırat Üniversitesine dikey geçiş yaptım, 2010'da mezun oldum. Elazığ'daki öğrenimim süresinde, bir süre amcamda, daha sonra kendime ait gecekonduda kaldım. Bir yandan çalışıyor, bir yandan okuyordum. Polis okulunu Mersin'de okudum. 2014'te girdim. Oradaki FETÖ yapısıyla da bir irtibatım olmadı. Mezun olunca Ankara'ya geldim ve suikasta kadar çalıştım."

Tunç, Fırat Üniversitesinde okurken Menzil tarikatıyla tanıştığını, 2009'dan beri Şeyh Feyzettin koluna bağlı olduğunu ifade etti.

Polis okulundan sonra Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde çalışmaya başladığını belirten Tunç, suikastçı Altıntaş ve sanıklardan Sercan Başar ile burada tanıştığını anlattı.

SÜLEYMANCILAR NEREYE SÜRÜKLENİYOR?

Mektupta yer alan detaylar ise Süleymancıların içine çekildiği vahim durumu bir kez daha gözler önüne serdi.

Tarihi bir uyarı niteliğindeki mektup, merhum Süleyman Hilmi Tunahan'ın kurucusu olduğu Süleymancılar cemaatinin yeni liderleri Alihan Kuriş'in önderliğinde nasıl amacından saptığı ve yoldan çıktığını bir kez daha ortaya koydu.

Avukat Zeki Çalışkan'ın yayınladığı uyarı mektubundaki detaylarda, cemaatin yeni ve tartışmalı lideri Alihan Kuriş'in sözlerinin Kuran Ayetleri'nin de üstünde görüldüğü ortaya çıktı.

Süleymancılar cemaatine bağlı bir vaizin, Alihan Kuriş'e, haddini aşan, İslam itikadına aykırı yakıştırmalar yaptığı ve "Ayet ve hadis bir şeyi emretse, emirül-mümnin aksini söylese, emirül mü'mininin dediği dinlenir" dediği iddia edildi.

İşte Zeki Çalışkan'ın merhum Süleyman Hilmi Tunahan'ın talebelerine yönelik yayınladığı o tarihi uyarı mektubu:

SON YAZI

Dün yazdığım yazı üzerine, birçok arkadaştan mesajlar aldım. 
Mesajları okuyunca, çabalarımızın boşuna olduğunu, çözüm için çok geç kalındığını, geçte olsa anladım maalesef.

Rabbim beni affetsin.

Ümitsizlik bir Müslüman'a yakışmaz ama gerçekten aşağıda paylaştığım yazıyı okuyunca ben bittim.

Lafın, sözün bittiği yerdeyiz.

Aşağıda harfi harfine paylaştığım yazı emekli bir idareci hocamızdan geldi.

Mesaj aynen şöyle.

“Zeki bey selamün aleyküm. Sana duymadığın yeni fetva, istanbuldan ........ sohbete gelen hocanın fetvası: {Ayet ve hadis bir şeyi emretse, emirül-mümnin aksini söylese, emirül mü'mininin dediği dinlenir} haydi evliyalıkta Hz. Ebu Bekir'i geçtin. Hakkında ayet yok uydur uydurabildiğin kadar ama, ayet ve hadise ne diyeceksin? Bu ne sapıklık. Şirazeden tamamen çıktılar. Akıl bu yolu buluncaya kadar lazım, bulduktan sonra kaldır çöpe at. Yardım ederken aklını kullan, talebe toplarken aklını kullan başka yerde aklın ne gereği var. Bunlar sohbet sözleri. Var kıyas et.”

..... koyduğum şehir ismi, hocamızın deşifre olmamasını rica ettiği için benim düzeltmemdir.

.....

Sevgili kardeşlerim

Bu sohbeti yapan hoca müsvettesi Müslüman olabilir mi?

Abisinin bir sözü, Allah CC’nın ayeti ile çeliştiğinde, tercihi Cenabı Hak değil, “Abisi, Emiri” olan kişinin İslam dairesinde olması mümkün müdür?

Onun Abisi, rabbi olmuş artık.

2000 sonrası kurslarda yetişen ve şimdi 25 - 35 yaş aralığında olan böyle devşirilmiş büyük bir kadro var.

Siz bu insanlara, yani Abilerini Allahlaştıran bu zavallılara ne anlatacaksınız?

Abisi için Allah CC’nın ayetini dinlemeyen, önemsemeyen bu kitle sizi dinler mi?

.....

Sizler, Süleyman Efendi Hazretleri'nin bağlıları olamazsınız.

Koca koca Abiler bu maskaralığa ses çıkart(a)mıyor, susuyorlar.

Süleyman Efendi Hazretleri'nin yaşayan talebeleri, “hop beyler, neler oluyor” diyemiyor.

Bu zırvaları dinleyenlerin içinden bir kişi kalkıp “Yazıklar olsun, Sen Abini İlahlaştırmışsın, in o kürsüden aşağı, serseri” diyemiyor.

Bu yazıyı bana gönderen emekli idareci abimiz bile, ismini gizlemek gereği duyuyor.

Ne diyeyim.

Topunuza yazıklar olsun.

.....

Ahmet Bey zamanında, Ali Erol amca için yasaklama kararı çıkarıldı.

Ali Erol, bu yasaklama üzerine bir yerde, “Şu anda bırakın yeryüzünü, Arş ı Ala’da bile Ahmet Denizolgun bey derecesinde “Veli” bir zat yoktur” sohbeti yaptı.

Ve affedildi.

Geçen akşam, beni takip eden bir kardeşimize bunu anlattım.

Şiddetle itiraz etti.

Ben, Ali Erol amcanın ayaklarının dibinde yetiştim.

O asla böyle bir laf etmez, falan dedi.

15 dakika sonra “sen haklıymışsın abi” mesajını gönderdi.

90 yaşından sonra, davadan uzaklaştırılma zilletini yaşamamak için maalesef böyle bir sohbet yapmış, dedi.

......

Şimdi;

Hasan Arıkan, Ahmet Aygın, Hüseyin Kumaş, Seyfettin Alkan, Mustafa Özaltın, Mehmet Arıkan hocalarımızda aynı mantıkla, ahir ömürlerinde zilleti yaşamamak, davadan uzaklaştırılmamak için susuyorlar.

Cenaze namazlarının, Mehmet Emre hocamızın cenazesi gibi olmasından korkuyorlar.

Sevgili Hocalarım

Kıymetli Abilerim

Eğer yukarıda yazdıklarım, benim üstadımın, sizin hocanızın davası ise, varın kıyamete kadar susun.

Ama elinizi vicdanınıza koyun.

Bu kafanın, Süleyman Efendi Hazretleri, onun mücadelesi ve O’nun size öğrettikleri ile bir benzerliği var mıdır?

Siz;

Dünya zilletini yaşamaktansa Ahiret azabını mı tercih ediyorsunuz?

İnanın yatacak yeriniz yok.

Siz;

O buluşma günü geldiğinde,

Vallahi, efendi hazretlerinin yüzüne bakamayacaksınız.

Vallahi, Allah Resulün'ün yüzüne bakamayacaksınız.

Vallahi, cenabı hakka hesap veremeyeceksiniz.

Benden bu kadar.

Kalın sağlıcakla...

100 bin dolar hedefi! Kadıköy’de Bitcoin için lokma dağıttılar Fenerbahçe Beko'da Son Dönem Transfer Gelişmeleri Bomba iddia! Ahmet Türk ile Devlet Bahçeli bugün görüşecek mi?
Sonraki Haber