SuperHaber'in Ceyhan Mumcu söyleşisi ses getirdi!

SuperHaber röportaj editörü Hülya Okur yine çok konuşulacak bir röportaja imza attı. Hülya Okur, sol cenahın bilge kişiliklerinden Avukat Ceyhan Mumcu ile toplumun hafızasında izler bırakan konuları konuştu.

Mevcut CHP yönetiminin izlediği politikalara sert eleştiriler getiren Mumcu, Türk solunun ve CHP'nin içinde bulunduğu siyaset üretme krizini değerlendirdi.

"15 Temmuz darbesi başarılı olsa PKK güçlenecekti, PKK’’ya karşı operasyonlar gevşetilecekti." diyen Mumcu, mevcut CHP yönetiminin PKK ile dolaylı yollardan nasıl dirsek teması kurduğunu da Erdem Gül'ün belediye başkan adaylığı üzerinden örneklendirdi.

SuperHaber'de 3 kısım halinde yayınlanan o röportaj, büyük ses getirdi. Star gazetesi yazarı Ersoy Dede de söyleşiye bugün köşesinde geniş yer ayırdı.

"Hülya Okur çok konuşulacak bir iş yaptı." diyen Dede, "Cumhuriyet gazetesinin de CHP’nin de kimler için arka bahçe olarak görüldüğünü daha net anlatamazdı kimse." ifadelerini kullandı.

İşte o yazı;

‘Yoksa Erdem Gül PKK için para mı toplayacak?’

SuperHaber internet sitesinde Hülya Okur çok konuşulacak bir iş yaptı. Uğur Mumcu’nun ağabeyi Ceyhan Mumcu ile konuştu… Ceyhan Bey hayli dertli. Derdi hem abisinin adıyla anılan Cumhuriyet gazetesinin hem de Atatürk’ün mirası CHP’nin terör örgütlerinin kontrolüne girmesi. En açık örnek olarak da Erdem Gül’ü anlatıyor. “HDP, (Erdem Gül için) ‘Bizim profilimize uygun aday’ diyor. Burada bir terslik yok mu arkadaşlar? O zaman bir pazarlık yaptınız. Bunu açıklayın, açıklayın da millet doğrusunu öğrensin…. Uğur Mumcu aday olsaydı HDP destekler miydi? Belli ki Cumhuriyet Gazetesi'nde HDP’yi destekleyen yayınlar var ki, Erdem bunların gözüne girmiş… HDP bir adayı destekliyorsa gerekçesi ne olabilir? Acaba belediye başkanı olarak Erdem Gül, PKK’ya para mı toplayacak? HDP, Erdem Gül, MİT tırları haberini yaptı, onunla yargılanıyor diye mi istiyor?” Ceyhan Mumcu tek bir isimden yola çıkarak aslında nasıl kirli ve karanlık bir iş birliği kurulduğunu net biçimde anlatıyor.. Mit tırları ile FETÖ’nün nasıl işin içinde olduğunu, HDP desteğiyle Kandil’in nasıl tesir ettiğini, Cumhuriyet gazetesinin de CHP’nin de kimler için arka bahçe olarak görüldüğünü daha net anlatamazdı kimse.

CHP’nin Adalet Yürüyüşü bir CIA Projesi miydi?

Başlıkta iddia bana ait değil. Kemalist kimliğiyle tanınan yazar Banu Avar’ın bir televizyon söyleşisinden. Banu Avar açıkça CHP içinde CIA bağlantılı isimler olduğunu iddia etti. Ve buna da spesifik bir örnek verdi. Hatırlattığı isim Aykan Erdemir… “Aykan Erdemir. ABD’den, Demokrasileri Koruma Vakfı’ndan çıktı geldi. İki sene, üç sene burada kaldı sonra geldiği yere geri döndü. Bu vakıfta da kıdemli analist. Vakıf CIA başkanının çok sık ziyaret ettiği ve konuşma yaptığı önemli bir merkez. Buralarda kıdemli analist olmak da kolay iş değil…” Aynen böyle diyor Banu Avar. Ve ekliyor. Adalet yürüyüşü de CIA tarafından planlanmış HDP ile CHP’nin aynı hedefe yürüyüşünü tahkim etmek için organize edilmiş bir dış operasyon. Başka? 15 milletvekili kepazeliği. O da yine CHP’yi uzaktan kumanda eden servislerin işi. İnsanın dinlerken tüyleri diken diken oluyor. Sadece Aykan Erdemir detayı bile tek başına CHP’nin kimlere hizmet ettiğini apaçık göstermiyor mu? Bu kişi hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, Rıza Sarraf davasıyla ilgili olarak 'Türkiye'den ABD'deki davaya sahte delil ve belge götürdüğü' iddiasıyla yakalama kararı var. İstanbul Cumhuriyet başsavcısı İrfan Fidan ve ekibinin nasıl bir iz üzerinde olduğunu görüyor musunuz? Aynı Aykan Erdemir’in, Kılıçdaroğlu’nu 17 Aralık girişiminden 13 gün önce ABD’de FETÖ’cülerle buluşturan isim olduğunu da hatırlatmakta yarar var. Gördüğünüz fotoğraf da o buluşmadan. CHP’nin 1 numaralı koltuğuna zaten apaçık bir FETÖ tertibiyle oturan Kılıçdaroğlu, eline tutuşturulan belgeleri sallamayı siyaset sayan bir anlayışla kimlere hizmet ediyor işte görüyorsunuz. Bu anlayış karşısında toplumun milli ve manevi değerlerini önceleyen Cumhur İttifakı yarışa giriyor sonra diyorlar ki ‘ne bekası kardeşim? Al sana beka.