Suzan Avcı kimdir?

Suzan Avcı kimdir? İnternet kullanıcılarının merak ettiklerine cevapları derledik. Geçirdiği enfeksiyon sonrası hastaneye kaldırılan usta oyuncu Suzan Avcı, herkesi korkuttu. Kızı Binnaz Avcı, annesinin sağlık durumu hakkında açıklamalar yaptı. Annesinin hastanedeki ilk ziyaretçisinin Demet Akalın olduğunu belirten Binnaz Avcı, “Sağolsun o da elinden geleni yapmaya çalışıyor" dedi. Peki, Suzan Avcı kimdir? Kaç yaşında? Hangi filmlerde oynadı? Detayları haberimizde bulabilirsiniz...

Suzan Avcı kimdir? Kaç yaşında? Hangi filmlerde oynadı? Detayları haberimizde bulabilirsiniz... Geçirdiği enfeksiyon sonrası Ulus’taki Liv Hospital’da tedavi altına alınan oyuncuyu kızı Binnaz Avcı bir an olsun yalnız bırakmadı. Annesinin sağlık durumu hakkında açıklama yapan Avcı, “10 gündür kemik ağrısı sıkıntısı vardı ve akabinde el ve ayaklarında uyuşma oldu" dedi. Suzan Avcı ve detayları bulabilirsiniz...

"10 GÜNDÜR KEMİK AĞRISI VARDI"

HT Magazin'den Tarkan Abdullahoğlu'nun haberine göre, annesinin sağlık durumuyla ilgili açıklama yapan Binnaz Avcı, “10 gündür kemik ağrısı sıkıntısı vardı. Akabinde ellerinde ve ayaklarında uyuşma oldu. Henüz hastalığına teşhis konulmadı ama kanında yüksek oranda iltihap var” dedi.

"ANNEMİN TÜM SEVENLERİNDEN DUA BEKLİYORUZ"

Usta oyuncunun bilincinin açık olduğunu belirten Binnaz Avcı, “Kendisine sevenlerinden gelen ‘geçmiş olsun’ dileklerini gösterdiğimde çok mutlu oldu. Hatırlanmak ve değer verilmek çok güzel bir duygu. Annemin tüm sevenlerinden dua bekliyoruz” diye konuştu.

Annesinin hastanedeki ilk ziyaretçisinin Demet Akalın olduğunu belirten Binnaz Avcı, “Sağolsun o da elinden geleni yapmaya çalışıyor" dedi.

SUZAN AVCI KİMDİR?

25 Eylül 1937 tarihinde Bursa'da dünyaya gelen Suzan Avcı'nın gerçek ismi Suzan Bizavcı'dır. Babasını erken yaşta kaybeden Suzan Avcı, Bursa'da ilkokulu bitirdikten sonra İstanbul'a Samatya'ya taşındılar ve annesi ile bir tekstil fabrikasında çalışmaya başladılar. 1950 senesinde henüz 13 yaşındayken Yıldız Dergisi tarafından düzenlenen yarışmayı kazandı ve ödül olarak Metin Erksan'ın bir filminde oynama hakkı kazandı. Ancak annesinin karşı çıkması sonucunda bu şansı kaybetti.

15 yaşında iken yaşını büyüterek Alp Akşiray evlenir ve İzmir'e yerleşir. Aklı sinemada kalan Avcı, Yıldız Mecmuasının bir sinema güzeli yarışması düzenlediğini görür. Oğlunu kucakladığı gibi iki valizle birlikte İstanbula annesinin yanına döner. Yıldız Mecmuasındaki Sinema güzeli yarışmasına başvurur ve Leyla Sayar birinci Pervin Par ikinci Suzan avcı ise üçüncü olmuştur.

Sinemaya bir türlü atılamayan Suzan Avcı, Muammer Karaca Tiyatrosu'nda çalışmaya başladı. Daha sonra Toto Karaca'nın tiyatrosuna geçer. Oynadığı roller ile dikkat çeken Avcı için sinema teklifleri yavaş yavaş gelmeye başlar. 1956 yılında başladığı sinema kariyerinde özellikle Yeşilçam filmlerinde kötü karakteri canlandırdı.

1970 yılında Turist Ömer filminde rol aldığı sırada tanıştığı filmin yönetmeni Erdoğan Tünaş ile evlenir ve bu evlilikten Binnaz adını verdiği bir evladı dünyaya gelir. Sonraki yıllarda şarkıcılığa da adım atan Suzan Avcı, önemli çalışmalarda bulunur.

Yeşilçam'ın en üretken olduğu dönemler olan 1960'lı ve 1970'li yıllarda Fikret Hakan'dan Fatma Girik'e, Yılmaz Köksal'dan Hülya Koçyiğit'e kadar onlarca sinema oyuncusu müzik plakları doldurmuşlardı. Bu plak yapan sinemacılar kervanına Suzan Avcı da da katıldı ve bir 45'lik plak da o doldurdu.

HOLLYWOOD'TAN TEKLİF ALMIŞTI

Aynı yıllar Elia Kazan Türkiyeye gelmiş ve Suzan Avcı'nın esmer bir fotoğrafını görmüştür. Hemen görüşmek ister. O zamanın tek büyük oteli Hiltonda buluşurlar. Elia Kazan onu Hollywooda götürmeyi teklif eder. Ama şartları vardır; Amerikan İngilizcesi öğrenecek ve beş yıl tiyatrosunda çalışacaktır. Suzan Avcı'nın ilk sorusu 'Kaç para vereceksiniz' olur. Elia Kazan yanındakilerle birlikte kahkahayı basar. 'Dünyanın neresine gitsem herkes bu teklif için bayılır. Sen bir de üstüne para mı istiyorsun' der. Suzan Avcı da kendinden emin Evet cevabını verir. Elia Kazan 'Tamam yarın bir daha görüşelim' deyip masadan kalkar. Suzan Avcı ise 'Bana ne adamdan Elia Kazan Mazan kimse kim. Benim para kazanmam lazım' der ve ikinci görüşmeye gitmez.

SUZAN AVCI HANGİ FİLMLERDE ROL ALDI

2007 – Beyaz Melek
1990 – Bir Yalnız Melek
1989 – Yılın Kadını
1987 – Mesela Muzaffer
1984 – Dağınık Yatak
1981 – Kırık Bir Aşk Hikayesi
1974 – Şiribim Şiribom
1973 – Bir Demet Menekşe
1972 – Çile
1971 – Feride
1970 – Aştan da Üstün
1969 – Tarkan
1967 – Harun Reşid'in Gözdesi
1966 – Ölüm Tarlası
1965 – Bitmeyen Korku
1962 – Şehvet Uçurumları

TÜRK SİNEMASI

Türk sineması veya Türkiye sineması (Yeşilçam olarak da bilinir), Türkiye'deki film endüstrisine dair faaliyetleri ve sinema kültürünü kapsamaktadır. Türkiye'de sinemanın geçmişi Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. Başlangıç tarihi tam olarak bilinmese de Anadolu'ya sinemanın gelişinin II. Abdülhamit döneminde gerçekleştiği varsayılmaktadır. İlk toplu film gösterimi ise 1896 - 1897 yılları arasında Sigmund Weinberg tarafından İstanbul'da gerçekleştirilmiştir. İlk toplu gösterilen film ise Lumière Kardeşler yapımı Bir Trenin La Ciotat Garı'na Gelişi (L'Arrivée d'un train en gare de La Ciotat) filmi olmuştur. Bu tarihten, 14 Kasım 1914 yılına kadar da özellikle Lumière Kardeşler'in yaptığı filmler başta olmak üzere yabancı yapım filmler gösterilmiştir.

1914 yılına gelindiğinde İstanbul'da bugünkü Yeşilköy yakınlarında bulunan Ayastefanos Rus Abidesi'nin yıkılması kararlaştırılmış ve bunu da bir filme çekme fikri ortaya çıkmıştır. Bu fikir ile birlikte Avusturya'dan bir film ekibi davet edilmiş daha sonra ise bu filmi bir Türk'ün çekmesi şartı ortaya atılmıştır. Bu iş için de o sıralarda Osmanlı ordusunda görevli olan Fuat Uzkınay uygun görülmüş ve Avusturyalı film ekibi tarafından Fuat Uzkınay'a filmi nasıl çekmesi gerektiği öğretilmiştir. Kısa bir eğitimin ardından, 4 Kasım 1914 günü Fuat Uzkınay tarafından çekilen Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı filmi, bir Türk'ün çektiği ilk film olmuştur. Bu gelişme sonrası Enver Paşa'nın direktifleri doğrultusunda Almanya'daki "Ordu Sinema Kolu"'ndan esinlenilerek 1915 yılında Merkez Ordu Sinema Dairesi kurulmuş ve bu kurum, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye sinema tarihinin ilk resmi sinema kurumu olmuştur.

1922 yılına gelindiğinde ise Türkiye'nin ilk özel film şirketi olan Kemal Film, Kemal Seden tarafından İstanbul'da kurulmuştur.

Günümüzde ise Türkiye sineması, ulusal ve uluslararası birçok yapım şirketinin yer aldığı, yılda ortalama 100 filmin üretildiği bir sinema pazarı haline gelmiştir. Türkiye, 2016 verilerine göre Avrupa ülkeleri arasında yerli yapım film üretiminde sekizinci sırada yer almaktadır. Yine aynı verilere göre de seyirci sayısı bakımında yedinci, hasılat bakımından sekizinci sırada yer almaktadır. Ayrıca Türkiye sineması Avrupa genelinde en çok sinema salonu ve perdesi barındıran yedinci ülke konumundadır Türkiye'deki sadece Ardahan, Bayburt, Gümüşhane, Hakkari, Sinop, Şırnak ve Tunceli illerinde sinema salonu bulunmamaktadır. Bunların dışındaki tüm illerde sinema salonları bulunmaktadır.

Kim Milyoner Olmak İster 200 bin liralık Tosun Paşa sorusu Halk TV'de TB3 hakkında skandal yayın: İHA-SİHA karın mı doyuruyor? Efsane "Çok özledim" dedi
Sonraki Haber