Taliban'ın zaferinin psikolojik etkileri: Somali tehlikede!

İrade gücü, sabır ve kurnazlık ile, düşük bütçeli bir 'kutsal' savaşçı grubu ABD'yi yenilgiye uğrattı ve orta büyüklükteki bir ülke olan Afganistan'ın yönetimini ele geçirdi. Dünya genelinde, topraklara sahip olma ve hükümetleri düşürmek isteyen potansiyel ve halihazırda etkin olan radikal İslamcı teröristler için, Afganistan'da yaşananlar kutsal bir işaret olarak görülüyor. Taliban'ın ABD'yi aşağılayarak yenmesinin etkileri yalnız Afganistan'da değil, tüm dünyada hissedilecek.

Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesi, tüm dünya için büyük bir tehdit olsa da özellikle Somali'de Türkiye'nin ders alması ve dikkat etmesi gereken bir döneme giriliyor. 

Orta ve uzun vadede tüm dünyanın, bir süper güç olan Amerika Birleşik Devletleri'nin bu şekilde aşağılanmasının sonucu olarak, cihatçı terörizmin yükselişine tanık olması muhtemel görünüyor.

Taliban'ın kontrol ettiği bir Afganistan'dan gelecek en büyük tehlike, teröristlerin Afganistan'ı radikal teröristler için bir üsse çevirecek olması olmayacak.

TALİBAN'IN ZAFERİNİN PSİKOLOJİK ETKİSİ YIKICI OLACAK

Taliban'ın yaratacağı en yıkıcı etki, psikolojik olacak gibi görünüyor. 

Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesi, şüphesiz ki tüm dünyadaki radikaller için DAEŞ'in Suriye ve Irak'ın ciddi bir kısmına hükmetmesinden beri en sevindirici haber.

Radikaller, 1989'da Sovyetler Birliği'nin Afganistan'dan kovulmasından sonra ilk kez bir süper güce karşı zafer kazanmış durumdalar ve daha fazlasını yapmak için moralleri yüksek. 'Saldırmaya devam edin' diyor aldıkları ders ve devam ediyor 'On yıllarca kalmış olsalar da yabancılar en sonunda mutlaka gideceklerdir ve o zaman siz de yönetimi ele geçirebilirsiniz.'

Hükümetleri devirip kontrolü ele geçirmek için inançları tazelenen dünyanın dört bir yanındaki radikal İslamcılar, kendilerini Taliban'a göre modellemeye başladılar.

Radikal İslamcı teröristler, bölgesel bir hissiyattan öte küresel bir birliktelik hissederler. Dünyanın başka bir yerindeki cihatçılar başarı sağladıklarında, dünyanın öte yanındaki bir grup bundan gurur duyar.

TÜM DÜNYADAKİ RADİKALLER TALİBAN'IN ZAFERİNİ KUTLADI

Tahrir el Şam isimli El Kaide bağlantılı terör örgütü militanları, Suriye'nin İdlib kentinin sokaklarında geçit töreni düzenledi ve halka baklava dağıttı.

Türkiye'nin ordusunu eğittiği ve teçhizat sağladığı Somali'de birçok saldırı gerçekleştiren başka bir radikal İslamcı terör örgütü olan, yine El Kaide bağlantılı Al Şabab, Somali'de üç gün süren bir kutlama yaptı.

Dünyanın her yerindeki radikaller, sosyal medya üzerinden Taliban'ın zaferini ve ABD'nin aşağılanmasını kutladı. Taliban'ın 'Iwo Jima' canlandırması ise bu aşağılamanın sembolü haline geldi.

BU ZAFERİ KUTSAL BİR İŞARET OLARAK GÖRÜYORLAR

Taliban'ın 'gayrimüslim' bir süpergüç karşısında kazandığı orantısız zafer, dünya genelindeki tüm radikalleri ateşledi ve ateşlemeye devam edecek. Taliban'ın inanılmaz zaferi, onların gözünde,  Allah'ın davalarını onayladığının ve doğru yolda olduklarının bir işareti.

Bu yaşananlar sonucunda, muhtemeldir ki, radikal İslamcı terör örgütlerinin militan bulması ve bu örgütlere katılım da aynı oranda artış gösterecek. Zengin ülkelerde doğan veya yaşayanları ise o ülkelerde terör saldırıları düzenlemeye daha meyilli olacak.

EN KÖTÜ ETKİLENECEK ÜLKELERDEN BİRİ SOMALİ 

Fakat daha da kötü etkilenecek olanlar, her zaman olduğu gibi, fakir ülkeler olacak. Somali, Pakistan, Yemen, Suriye, Mali, Mozambik gibi ülkelerde teröristler, sadece korku salmak ve öldürmek değil; aynı zamanda toprak kazanmak ve devletin sahibi olmak da istiyor.

Taliban'ın kazandığı zafer, özellikle bu ülkelerdeki radikal İslamcı terör örgütlerine, eğer yeterince direnirlerse amaçlarına ulaşmalarının 'yakın' olduklarını düşündürüyor: 'Eğer Afganistan'daki din kardeşlerimiz, ABD gibi bir süper gücü utanç verici şekilde yenilgiye uğratabiliyorlarsa, biz de buradaki güçsüz devletleri devirebiliriz ve bütün dünya da bu oldu bittiyi kabul eder ve bizi tanır' düşüncesi, radikal İslamcılar arasında giderek yayılıyor.

GERÇEK SORUN KÖTÜ YÖNETİM VE YOZLAŞMIŞ HÜKÜMETLER

Kötü yönetim ve başarısız olmuş devletler, bu bölgelerde radikal İslamcı terörizmin doldurması için ciddi vakumlar yaratıyor.

Özellikle bu fakir ülkelerin kırsal kesimlerinde yaşayan insanlar, açlık ve sefaletle mücadele ederken; bir de başarısız olmuş bir devletin yarattığı sorunlarla uğraşmak istemiyor.

Afganistan örneğinde yaşananlar, ders çıkarılacak nitelikte: Kırsal kesimde yaşayan Afganlar, ne kadar sert olursa olsun Taliban adaletinin (eski) Afgan hükümetininkinden 'daha çabuk' ve 'daha az yozlaşmış' olduğuna ve Taliban'ın kontrol noktalarından geçmenin devletinkilerden daha acısız olduğuna karar verdi. 'Kontrol noktasında size söz veren Taliban, sözünü tutuyor. Bir Taliban hakimi bir karar verdiğinde, uygulanıyor. Bu da halkı Taliban'a itiyor.' diyor yerel bir kaynak.

Taliban, savaşı teknik olarak işte o anda kazanmıştı bile. 'Rüşvetçi, yozlaşmış ve elitist İslamcı partiler, hükümetler ve organizasyonlardan bıkan kırsal halk, Taliban'ı tercih etti' diye ifade ediyor Naim Tilawi, Suriye'de savaşmış Ürdünlü bir radikal.

TALİBAN'IN ASIL SINAVI ŞİMDİ BAŞLIYOR

Fakat radikal İslamcı örgütler yönetimi bir kez ellerine geçirdiklerinde, ideolojilerinin radikallik derecesinin bir ülke yönetmeye uygun olmaması nedeniyle uzun süre geçmeden başarısız oluyorlar.

Örneğin, Kabil'in kontrolünü ele aldıklarından beri Taliban'ın, hem uluslararası tanınırlık hem de insan ve kadın haklarına uymak konusunda pragmatik tavizler vermeye çalıştığını, fakat gerçekte sahada bunu başaramadığını görüyoruz. Taliban, 'modernleştik' söylemini sürdürürken, ülkenin her yerinden öldürülen şarkıcı, kadın ve eski güvenlik güçlerinin haberleri gelmeye devam ediyor.

Taliban de şu aşamada, yönetimi ele geçiren tüm radikal İslamcı gruplar gibi kendi ideolojisi ve meşruluk arasında kalmış durumda.

Eğer sadece yönetimi ele geçirmeyi değil, bir de başarılı bir şekilde devleti yönetmeyi başarabilirlerse bu tim cihatçılar için bir işaret niteliğinde olacak. Dünyanın her yerindeki potansiyel ve aktif radikal İslamcı teröristler, Taliban'ın bunu başarıp başaramayacağını ilgiyle izliyor.

TÜRKİYE İÇİ SOMALİ, ABD'NİN AFGANİSTANI OLMAMALI

Tüm bu yaşananlar, Türkiye'nin gözünü yakın müttefiği Somali'ye çevirmesi için bir alarm zili niteliğinde.

Somali hükümetini destekleyen, maddi ve manevi yardım akıtan, altyapılarını yapan, okullar ve hastaneler açan ve Somali ordusunu eğiten Türkiye'nin, yurtdışında bulunan en büyük askeri üssü de Somali'nin başkenti Mogadişu'da. Şimdi tehlike her zamankinden büyük ve Somali, Türkiye için ABD'nin Afganistan'ı olmamalı.

AFGANİSTAN SÜRECİ İLE ÜRKÜTEN BENZERLİKLER

Tıpkı Afganistan'da olduğu gibi, eki ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz Aralık ayında 'Somali'deki ABD askerlerinin çekileceğini' bildirmişti. Bu açıklamadan sonra Afganistan'da yaşananlar, Afganistan'a göre çok daha güçsüz olan Somali hükümetini büyük bir Al Şabab tehdidine sokmuş durumda.

Avrupalılar da Somali'ye olan maddi desteğin kesildiğini açıklamıştı. Üstelik, Somali'nin bir kısmını 2009'da işgal eden Etiyopya, kendi ülkesindeki Tigray bölgesinde yaşanan çatışmaları desteklemek için Somali'deki askerlerini geri çekmeye başladı.

Yozlaşmışlığın tavan yaptığı ve başta Türkiye olmak üzere dışarıdan gelen yardımlarla ayakta kalan, üstelik halkın gözünde pek de meşruiyeti olmayan Somali hükümeti, ve dolayısıyla bütün Somali ülkesi ve Türkiye'nin yatırımları, bu boşlukları doldurmaya karar verecek bir Al Şabab'ın tehlikesi altında.

'ALŞABAB TALİBAN'I MODEL ALMAYA BAŞLADI BİLE'

Somali'deki radikaller gelişmeleri izliyor ve noktaları birleştiriyor. Türkiye'nin önlem alması için kalan süre de böylece daralmaya devam ediyor.

Mogadişu merkezli bir düşünce kuruluşu olan Hiraal'deki analizcilerden Samira Gaid, 'Afganistan'da Taliban'ın yaptıkları, Mogadişu'da yankılanıyor. Al Şabab, çoktan Taliban benzeri taktikler izlemeye başladı bile.' diyerek yaklaşan tehlikeyi işaret ediyor.

ABD, sadece orduyu donatarak ve eğiterek Taliban ve El Kaide'ye karşı mücadele vermeye çalışığ başarısız oldu. En büyük hatası ise politik eğitime, hukukun üstünlüğüne, rüşvetle mücadeleye, özgür medyaya; özetle hükümetin halkın gözündeki meşruiyetine dair pek de bir çalışma gerçekleştirmemesi oldu.

UĞRUNA SAVAŞMAYA DEĞER KURUMLAR YARATILMALI

Afganistan'ın bir benzeri Türkiye için Somali'de yaşanmadan önce, Somali ordusunu eğiten Türkiye'nin, aynı zamanda Somali'de köklü kurumlar kurması ve en önemlisi de bu kurumların, Somalililer tarafından 'uğrunda savaşmaya değer' bulunması'nı sağlaması gerekiyor.

Analiz: Cengiz Büyükuncu (SuperHaber)

2025 asgari ücrette yeni rakamlar ortaya çıktı Putin'in nükleer hamlesi sonrası NATO harekete geçti! Galatasaray'da yeni sezonun ilk transferi Ismail Jakobs
Sonraki Haber