Taşların döküldüğü zamanlar

Şenol Göka SuperHaber'e yazdı

İnsan hayatında, uluslararası ilişkilerde, tarih sahnesinde, içtekinin dışarı vurulduğu, ya öyle ya böyle denilen, inceldiği yerden kopsun dedirten duygusallığın her şeyin üstüne çıktığı zamanlar vardır.

Böyle zamanlarda yumuşak başlılıktan, diplomatik nezaketten, hinlikten ya da çıkar gözetmekten dolayı söylenemeyen ve yapılamayan şeyler birbiri peşi sıra söylenmeye ve yapılmaya başlanır. Tehditler, meydan okumalar, yüzleşmeler, neyse o atışmaları ortalığı kasıp kavurur. Yeni bir durulma yaşanıncaya kadar ortam gerilir. Bir şekilde bastırılmış olanlar hışımla dışarı çıkmadıkça da bu gerginlik gitmez. Her şey, oluşan veya oluşturulan bir anaforun içine çekilir. Kişisel sorumlulukları, tarih duygusunu ve tarih bilincini harekete geçiren kadim gelenekler ve hafıza devreye girmeden anafor normal akışa dönüşmez.

Bu zamanlar, inanışların, anlayışların, kavramların, tanımların değiştiği, anlamsızlaştığı ve içlerinin boşalıp sığlaştığı zamanlardır. Çıkar dürtüsünün beslediği amacın kutsallaştırılması ve belirlenen hedefe ulaşılması düşüncesi her alana hakim olur. Durup kendi kendine soru sormak, sorulan sorulara cevap aramak böyle zamanlar için anlamsız, tabiri caizse yersizdir…

Biz yine de deneyelim ve birçok alan için anahtar kelime olduğunu düşündüğümüz için soralım.

Profesyonel..!?

Nedir bu profesyonel veya profesyonellik..!?

Her şey çıkara ve amaç ne olursa olsun kutsallaştırılmaya tevdi edildiğinde, profesyonel de kaçınılmaz olarak içerik değişikliğine uğrayıp sığlaşan haliyle günlük hayat üzerinde etkili oluyor. Artık devlet, kurum, şirket yöneticileri hepsi birer profesyonel… Kim ne derse desin ben işimi yapar karıma bakarım, şeklinde özetleyebileceğimiz bu tutum, bilgiç ve şımarık bir edayla geleneği, tarihi, hafızayı, sosyal sorumluluğu ayaklar altına aldığından her yerde terör estiriyor. Cesaret, yiğitlik, kahramanlık bile estirilen bu teröre kurban ediliyor. Bu tutuma karşı yapılabilecek tek şeyin, çaresizce; geleneği, tarihi, hafızayı ve sorumluluğu hatırlatmak olması üzücü…

Mesela, Trump ve öncekilere ve avanelerine ve dünyanın her yerinde yaygınlaşan anlayışa insanilikten neyi hatırlatabilirsiniz? Trump ve avanesi kendilerinden öncekiler gibi karlarını katlamak ve kutsallaştırdıkları bilançolarını tutturmak, dahası diğerlerini de buna zorlamak için ellerinden geleni yapacaklar ve hedeflerine ulaşma amacıyla sözümona profesyonelce bir tavır sergileyip her yolu mubah sayacaklar.

Oysa biz profesyonellikten başka bir şey anlamıştık…

Sözlükler profesyonel konusunda genellikle iki anlamı karşımıza çıkarır. Birincisi kazanç sağlamayla, ikincisi ustalık ve uzmanlıkla ilgilidir. Yani genellikle denir ki:

Profesyonel; bir işi, bir mesleği kazanç sağlamak maksadıyla yapan kimse..

Veya:

Profesyonel; işinin uzmanı, ustası olan kimse…

Sözlükler de dahil olmak üzere genel olarak uzmanlık ve ustalık diye tanımlanan profesyonellik ikinci anlama itilmiş durumda.

Yalnızca kazanca, kazanç sağlayıcı kalıplaşmış tavırlara odaklanmış mesafe koyma züppeliğidir bu. Bunu yapanlar cesur, yiğit, bilge, yol gösterici, önder ve kahraman olamaz. Zira yerine göre arsızlaşır, yerine göre vurdum duymaz olup sağırlaşır, yerine göre de küstahlaşır. Dünyayı, ülkeleri, kurumları bir CEO gibi yönetmeye çalışanlar karşılaşabileceğimiz yeni sıkıntıların habercileridir.

Tarihte şövalyelik veya fedailik olumlu olarak anmak ve anlatmak istediğimiz profesyonelliğin belki de ilk örneklerinden sayılabilir. Bugünkünden farklı olarak onlar kazançlarının yanı sıra bir ruhla ve bir onurla birlikte anılır. Söz verdiler, işlerini hakkını vererek ustaca yaptılar ve yaptıkları işin onuru için kendilerini adayıp öldüler. Burunları yere düşse, onu eğilip yerden almayacak kadar onurluydular. Ancak adanmış, geleneği bilen, insaniliği gözeten, sorumluluklarını hatırlayan, hafıza sahibi kişilikler profesyonel olarak addedilebilir. Bunun aksi, pervasızlık ve gözü dönmüşlüktür.

Kahraman ruhlu insanların yerlerini bu pervasızlar aldığında din de, dünya da, insanlık da gider elimizden.

FETÖ elebaşı ve sualsiz bağlılarını göz önüne getirin…

Ele geçirme ve hakimiyet kurma amacıyla her şeyi mubah sayıp, inançları sığ bir şekilde profesyonelleştirdiler. Yeni hedeflere yeni itikatlar uydurup, mesafe kat edebilmek uğruna gözleri dönmüş bir şekilde kendilerinden başka her şeye körleşip sağırlaştılar.

Ne var ki:

Adanmış, gelenekten ve tarihten beslenen, hafızasını kaybetmemiş kahraman bir ruha sahip kişilikle ve milletle nefesleri kesercesine karşı karşıya kaldıklarında yıllarca kurguladıkları ele geçirme planları çöktü.

Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan ibarettir, ama, dünya bir oyuncak değildir ve her oyun sorumluluk içinde bir ciddiyeti gerektirdiğinden pervasız bir ele geçirme laubaliliğini kaldırmaz.

Artık herkes oyununu kendi profesyonellik anlayışına uygun olarak oynasın, çünkü; mızrağın çuvala sığmadığı zamanlardan geçiyoruz. Tarih rahat nefes aldığımız anları değil, nefesimizin kesildiği anları yazacak…

Şenol GÖKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan canlı yayında önemli açıklamalar Kemal Can Serveti Ne Kadar? Can Holding Şirketleri Nelerdir? Asıl soru bu: Türk medyasını kim yönetiyor?
Sonraki Haber