Herkes seçmene kurşun asker muamelesi yapıyor. Tavanda liderler biraraya gelince, aralarında anlaşınca tabandakiler de hemen onlarla birlikte ittifaklara dahil olurlar ve seçimlerde de ittifaklar için şevkle, heyecanla oy verirler zannediyorlar.
Partilerin geçmişte aldıkları oylar, kamuoyu yoklamalarında alabilecekleri muhtemel oylar hesap ediliyor, üst üste konuluyor, yetmedi ise biraz daha büyütelim masayı/sofrayı deniliyor ve böylelikle netice alınacağına dair bir yaklaşımla hareket ediliyor…
Oysaki partilerin en bağımlı seçmenleri bile bu türden “maraba” muamelesi ile gidip de oyunu kullanmaz, bunu kimse görmüyor…
Şimdi Memleket Partisi’ne yönelik bir taarruz var. Diyorlar ki, “Millet İttifakı’nın böleni olmayın, Muharrem İnce her ne kadar 100 bin imza toplamayı başarıp aday olsa da, çekilsin ve Kılıçdaroğlu’na destek açıklasın…”
Sayın İnce son kertede böyle bir desteği verir mi, vermez mi bilmem ama bildiğim bir şey var, kendisine oy verecekler zaten var olan CHP, Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı seçeneğini istemedikleri için yanındalar.
Eğer Muharrem İnce olmaz ise bu insanların seçenekleri CHP; Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı olur, düşüncesi içinde olanlar büyük yanılgı içindedirler…
Velev ki, İnce dese ki, “Adaylıktan çekildim, Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum” hiçbir şey ifade etmez…
Seçmenin hassasiyetlerini, beklentilerini, isteklerini cevaplayamadığı içindir ki CHP’ye veya Millet ittifakı bileşenlerine değil de Memleket Partisi’ne gidenlere “Aday değilim, başınızın çaresine bakın” demekten öte bir netice vermez İnce’nin çekilmesi.
Sözgelimi, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Hanımefendi masaya döndü. Daha doğrusu iç ve dış tazyikler neticesinde dönmek durumunda kaldı, peki tüm İyi Partili seçmenler de masaya dahil oldu mu?
Dahil olsalardı iş Sayın Yavuz Ağıralioğlu’nun istifasına kadar gider miydi?
HDP’nin ittifaka dahil olmasının İyi Parti’nin tabanını rahatsız etmediği söylenebilir mi?
Şimdi hepsi hiçbir çekince duymadan gidip Kemal Kılıçdaroğlu Beyefendi’ye sandıkta oylarını verecekler mi?
Bu bakımdan seçim neticeleri gerçekten siyasi tarihimizde büyük önem taşıyacak gibi görünüyor.
Diyeceksiniz ki Cumhur İttifakı’nın durumu farklı mı? Biraz benzer, biraz farklı. Çünkü Cumhur İttifakı 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde büyük ölçüde aynı partilerden oluşan birliktelik içinde hareket etti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seçti.
Millet İttifakı’nın şimdiki bileşenlerinin ise adayları hep farklı idi. CHP Muharrem İnce’yi, İyi Parti Meral Akşener’i, HDP Selahattin Demirtaş’ı, Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu’nu aday göstermişti.
Partilerin liderlerinin oyları Partilerinin oylarının da altında çıkmıştı…
Sonuç ne oldu, hepsine rağmen, yani partilerin kendi adayları ve ha hatta liderlerine rağmen Recep Tayyip Erdoğan kazandı.
Şimdi bu partilerin kendi liderleri bile aday değil, CHP’nin Genel Başkanı aday; buna rağmen partilerin tabanlarından büyük bir bağlılık, aşk, şevkle seçmelerini istiyorlar…