Adana’da bir camide yaşanan çocuk istismarı nedeniyle iki gündür sosyal medyada kıyamet kopuyor. Bir imamın siyasi bağlantıları nedeniyle serbest bırakıldığı iddiası var. İddia ciddi!
Olayı en baştan anlatmak gerekirse…
2015 yılında gerçekleşiyor. O sırada E.S. 12 yaşında…
E.S. 2017 yılının sonlarında rehberlik öğretmeniyle yaptığı görüşmede olayı anlatıyor. Adli süreç de bunun üzerine başlıyor.
E.S. ifadesinde Adana’da Kur’an kursuna gittiği camide temizlik de yaptıklarını anlatmış. Kendisini elektrik süpürgesi alması için depoya gönderen imam M.D.’nin, peşinden gelerek depoda cinsel saldırıda bulunduğunu söylemiş. E.S.’nin ifadesinin ardından imam M.D. tutuklanmış.
Yargılama devam ederken tecavüzle suçlanan imam M.D. serbest bırakılmış. E.S. ve ailesinin avukatları bütün deliler toplandığı için tutuksuz yargılanan M.D.’nin tutuklanmasını talep etmiş ancak mahkeme bu talebi reddedip, duruşmayı ertelemiş.
Kıyamet bunun üzerine koptu. Mağdur çocuğun beyanı dikkate alınmıyor ve M.D. serbest dolaşmaya devam ediyor.
***
İmam M.D.’nin serbest bırakılmasının ardından E.S. intihar girişiminde bulundu ve Mersin Devlet Hastanesi’nde tekrar hayata döndürüldü. Üstelik bu intihar girişimi ilk de değil. Ailenin avukatları E.S.’nin ruh sağlığının bozulduğuna dikkat çekiyor. Annesi ve babası kızlarının kendisini öldürmesinden korkuyor.
Diğer iki çocuklarına isim verecek kadar aileye yakın olan imam M.D. ise iftiraya uğradığını söylüyor.
İmamın siyasi bağlantıları nedeniyle korunduğu iddiasının yanında, çocuğun ifadesini çürütebilmek için depoya pencere açıldığı, yalancı şahitler bulunduğu da sosyal medyada yazılıp çiziliyor.
Kamuoyu, mart ayında görülecek duruşmada olayın aydınlatılmasını ve adalet istiyor. Adalet! Tek talep bu!
Mahkemelerimizin mağdur çocuklarla ilgili iç yakan kararlar vermesi yeni değil maalesef.
Küçücük çocuklar, onlarca kişinin tecavüzüne uğrarken “Rızası var” deyip utanç kararlarına imza attılar.
Çocuğun beyanı esastır. Kadının beyanı esastır. NOKTA!
***
E.S. olayında söylendiği gibi çocuğu yalancı çıkarmak için karanlık depoya pencere açıldıysa, bu değişiklik çok rahat tespit edilebilir. Yeter ki maksat adil bir karar vermek olsun.
M.D.’nin imam olduğu için korunduğu iddiası ne kadar doğru? Gerçekten siyasi bağlantıları var mı? Hangi siyasi bağlantı, böylesi bir olayın ve haksızlığın parçası olmak ister?
Bu yılın başında, Erzurum’da yeğenine tecavüz edip, hamile bırakan, DNA testiyle çocuğun babası olduğu kanıtlanan imam Abdülkadir İ. tutuklanmıştı. Yeğenini tehdit ederken, “Kimse sana inanmayacak. Ben imam olduğum için herkes bana inanacak” diyen imamın mahkemedeki beyanı ise “Ben ne kadar suçluysam, o da beni tahrik ettiği için en az benim kadar suçlu” olmuştu. Mahkeme gereğini yerine getirmiş, imamı tutuklamıştı.
Yaklaşık iki yıl önce yine Erzurum’da imam A.B., erkek kardeşi M.B. ile birlikte kız kardeşi H.B.’ye nitelikli cinsel saldırıda bulunması nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Ben inanıyorum ki E.S. davasında da adalet yerini bulacak.
Bir diğer konu ise E.S.’yi sosyal medyada mağdur edenler…
Her ne kadar iyi niyetle bir etiket açıp E.S. için adalet talep etseler de adını ve soyadını yazarak ona zarar verdiklerinin farkında değiller. En azından bu son olsun. Mağdurların hele de bu mağdurlar çocuksa isimlerini yazmayın, lütfen.