“TEOG'un tartışılması olumlu bir adımdır”
Eğitim-Bir-Sen TEOG ile ilgili yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir televizyon programında da TEOG’a karşı olduğunu açık yüreklilikle ifade etmesi de TEOG’un ortaöğretim sisteminde ciddi sorunlara yol açtığının ve gelinen noktada artık TEOG sistemiyle devam edilemeyeceğinin net bir ifadesidir” denildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV-A Haber ortak yayınında yaptığı açıklamada, TEOG sınavının kaldırılması gerektiğini söyledi. Bu açıklamaya destek Eğitim-Bir-Sen’den geldi.
Eğitim-Bir-Sen tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
Türkiye’de ortaöğretime geçiş sistemleri hep tartışılmıştır ve hâlâ da tartışılmaktadır. AK Parti Hükümetleri döneminde çok sayıda ortaöğretime geçiş sistemi denenmiştir. Bu çerçevede, LGS, OKS, üç aşamalı SBS, tekli SBS ve son olarak da 2013-2014 öğretim yılından itibaren TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi) sistemleri uygulanmıştır. Geçiş sistemleri; merkezi sınav baskısının eğitim sistemi ve öğrencileri olumsuz etkilediği, öğrencilerde aşırı stres ve kaygıya neden olduğu, öğrencilerin okul dışı kaynaklara (dershanelere) yöneldiği, aile bütçesine ek yük bindirdiği ve okulların öneminin azaldığı gibi gerekçelerle değiştirilmiştir. Tuhaf olan husus, bahsedilen sorunları ortadan kaldırma iddiasıyla yeni getirilen sınav ve geçiş sistemleri de bir süre sonra aynı gerekçelerle uygulamadan kaldırılmıştır. Son olarak, TEOG da bahsedilen sorunları çözmek üzere uygulanmaya konmuştur. Ancak, TEOG’un uygulamaya konmasının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen, hedeflerini gerçekleştiremediği görülmüştür. Bundan dolayı, Türkiye’nin en büyük eğitim sendikası olan Eğitim-Bir-Sen, Eğitime Bakış’ın önümüzdeki hafta yayımlanacak sayısında TEOG’un yol açtığı sorunları gündeme almıştır. 15 Eylül 2017 günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir televizyon programında da TEOG’a karşı olduğunu açık yüreklilikle ifade etmesi de TEOG’un ortaöğretim sisteminde ciddi sorunlara yol açtığının ve gelinen noktada artık TEOG sistemiyle devam edilemeyeceğinin net bir ifadesidir. Uzun bir süredir sendikamızın da gündeminde olan TEOG sisteminin yol açtığı sorunlar hakkında aşağıdaki hususları kamuoyunun dikkatine sunmayı bir borç biliyoruz:
TEOG ile birlikte 2014 yılından itibaren hedeflenenin tam tersi bir gelişme yaşanmış ve artık bütün liseler merkezi sınavla öğrenci almaya başlamıştır. Bu ise bütün liselerin hiyerarşik bir şekilde sıralanmasına neden olmuştur. Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri ile Anadolu Liseleri arasında, Anadolu Liseleri ile İmam-Hatip ve Meslek Liseleri arasında büyük bir başarı farkı söz konusudur. TEOG ile birlikte liseler arasındaki kalite farkları daha da artmıştır; bu ise fırsat eşitliği ilkesini derinden zedelemektedir.
Şimdiye kadar uygulanan TEOG, tek bir sınav yerine iki dönemde ikişer güne yayılarak yapılması, öğrenciler üzerindeki tek sınav baskısını azaltmıştır. Bu durum, önceki sınavlarla (LGS, OKS, SBS) kıyaslandığında olumlu olarak değerlendirilebilecek özellikleridir. Ancak, bütün liselere sınavla öğrenci seçilmesi ve yerleştirilmesi mantığı nedeniyle TEOG, şimdiye kadar olduğundan çok daha yoğun bir şekilde eğitim sistemi, çocuklar ve aileler üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bir başka ifadeyle, TEOG ile birlikte tüm okulların artık bir puanının olması nedeniyle, öğrenciler daha iyi bir liseye gidebilmek için aileleri ile birlikte yoğun bir uğraş vermektedir. Bu ise çocuklardaki sınav kaygı ve stresini artırmakta, okul dışı kaynaklara yöneltmekte ve tamamen akademik başarı hedefli bir hayatı dayatmaktadır.
Tüm öğrencileri merkezi olarak yerleştirme çabası, yerleştirme sürecinde birçok soruna neden olmaktadır. TEOG’la birlikte tüm öğrencilerin merkezi olarak puan üstünlüğü ve tercihe göre yerleştirilmesi yapıldığından, her yıl binlerce öğrenci herhangi bir okula yerleştirilememekte ve zorunlu olarak açık liseye aktarılmaktadır. Buna ilaveten öğrenciler ilk yerleştirildikleri okuldan memnun olmadığından, farklı okullara kayıt olmak için birkaç hafta nakil süreçleri ile uğraşmaktadır. Örneğin, 2015 yılında 1,1 milyon öğrencinin yaklaşık 450 bininin nakil talebinde bulunmuş olması, yerleştirme sistemindeki yaygın memnuniyetsizliği göstermektedir. Yerleştirme ile nakil işlemleri okullar açıldıktan sonra da devam etmektedir.
Ayrıca, yerleştirme puanları sonucunda oluşturulan okul sıralamaları nedeni ile öğrenciler kendi mahallesinde bulunan liseden ciddi hiçbir farkı bulunmayan başka bir liseye gidebilmek için sınav ve yerleştirme kaygısı yaşamakta, yerleştirme sonrasında ise birçok öğrenci her gün servislerle yol kat etmekte ve aileler ekstra masraflarla karşı karşıya kalmaktadır.
Her okulun bir puanının oluşması sonrasında her okul taban puanına göre toplum tarafından etiketlenmeye başlamıştır. Bu süreçte başarısız olan meslek ve İmam Hatip Liseleri özellikle olumsuz olarak etkilenmektedir.
Tüm öğrencilerin puan üstünlüğüne göre yerleştirildiği TEOG yerleştirme sistemi ile birlikte başarı düzeyi en düşük gruptaki öğrenciler belli okullarda toplanmaktadır. En düşük başarı düzeyindeki öğrencilerin bir arada olması ise, başarı düzeyi farklı öğrenciler arasındaki akran öğrenmesinin ve rekabetin gerçekleşmesine engel olmaktadır.
TEOG yerleştirme sistemi, bütün öğrencileri başarılarına göre sıralanmakta ve etiketlemektedir. Tüm öğrencilerin puan üstünlüğüne göre liselere merkezi olarak yerleştirildiği TEOG sisteminden vazgeçilmesi elzemdir. Eğitim-Bir-Sen olarak öğrencilerimizin geleceğe dönük hedeflerinde hayati bir öneme sahip olan Temel Eğitimden Ortaöğretime geçiş sürecinin paydaşların görüşleri de alınarak yeniden ele alınması gerekmektedir.
Bu hususta;
Tüm öğrencilerin merkezi olarak liselere yerleştirilmesinden acilen vazgeçilmeli ve öğrencilerin evlerine en yakın okula gitmelerinin esas olduğu bir sistem geliştirilmelidir. Böyle bir uygulama ile öğrencilerin ve velilerin büyük bir bölümü merkezi yerleştirme kaygısından uzaklaştırılmış olacak, sadece belli sayıdaki öğrencinin seçilmiş liseler için yarışması sağlanacaktır. Böylece, bütün liseler heterojen bir öğrenci kitlesine kavuşacak, liseler arasındaki başarı uçurumu kapanacak ve her liseden başarılı öğrencilerin çıkması mümkün olacaktır.
Tüm öğrencilerin merkezi sınava girmesi ve merkezi olarak yerleştirilmesi yerine çok daha az sayıda öğrencinin az sayıda seçici liseye yerleştirildiği bir sistem benimsenmelidir. Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve bazı Anadolu, Anadolu İmam Hatip ve Anadolu Mesleki ve Teknik Liseleri seçici okul olarak tanımlanması ve bu okullara az sayıdaki en başarılı öğrencilerin gelmesi sağlanmalıdır.