Terör örgütlerinin 'Beyaz Barış' denklemi bozuldu!
Terör ve güvenlik uzmanı Hacı Murat Dinçer, SuperHaber için FETÖ'nün TSK içindeki yapılanmasına dair önemli detayları kaleme aldı. Dinçer, ''Devlet içindeki cerahat temizlendikçe PKK ile mücadele boyut değiştirdi. TSK, MİT ve İçişleri Bakanlığı birimleri kar, boran fırtına demeden operasyonlara devam ediyor.'' ifadelerini kullandı. İşte Dinçer'in ''Beyaz Barış'' başlıklı o yazısı...
Ülkemin dağlarına kar yağdı. Kar; bazı coğrafyalar için umut, bazısı için eğlence, bazıları için de eziyet oldu.
Onlarca yıl milletimizi ‘’terörle mücadele ediyoruz’’ yalanıyla kandıran Devlet içine sızmış FETÖ militanlarının literatüre kazandırdığı bir söylemdir ‘’Beyaz Barış'’. Dağlara kar yağar, PKK inine çekilir kış boyunca mağaralarda semirirdi. Bir süre sonra ‘’kış üstlenmesi‘’ dağlara yakın köylerde ve hatta şehir içlerinde yapılmaya başlandı. Kanunun verdiği müstakilliği aldığı emirlere rağmen kullanan bazı komutanlar haricinde kar yağınca operasyona çıkan birlik yok denecek kadar azdı. PKK dağda, devlet kışlada yatardı. Yıllık izinler Beyaz Barış'a göre şekillenir, terörle mücadele tatile girerdi.
Devlet içindeki cerahat temizlendikçe PKK ile mücadele boyut değiştirdi: TSK, MİT ve İçişleri Bakanlığı birimleri kar, boran fırtına demeden operasyonlara devam ediyor. Genetik kodlarına göre davranan PKK kış üstlenmesine geçemiyor, geçemedikçe zayiatları artıyor.
Beyaz Barış bitti. Devlet içindeki ortaklarıyla al gülüm ver gülüm kırk sene terör topuyla paslaşan ortakların kurdukları denklem bozuldu. Milletimizin karşına kahraman edasıyla geçerek terörle ve teröristle nasıl mücadele edileceğini ballandırarak anlatan güvenlik bürokrasisi hainleri şimdi kaçtıkları ülkelerde PKK’lı arkadaşlarıyla eski günleri yâd ediyor.
Herkesin malumudur: Delikanlı tezkere alır memleketine döner, başlar klasik hikâye; PKK’lıları sıkıştırmışlar ama atış emri alamamışlardır. Kahve köşelerinde yüzlerce kez anlatılmış bu hikâyenin biri bile gerçek olsa ki emin olun olmuştur, FETÖ makyajlı kırk yıllık terörle mücadelemizin asıl özeti budur. Yemi aynı yerden yiyerek yumurtayı başka yere yapmak olmaz, FETÖ ve PKK el ele, gönül gönüle ülkemizin son kırk yılına zehirli sarmaşık misali musallat olmuştur. İçişleri Bakanlığı’nın son açıklamalarına göre halen Devlet içinde faaliyet yürüten gizli FETÖ mensupları var; bunların fırsat bulduklarında şeytana bile dil ısırtacak hainlikleri ortaya koymaktan geri kalmayacakları ortada. Bu minvalde, suni gündemlere takılmadan ve kutuplaşmadan enerjimizi en büyük iki bela; PKK ve FETÖ belasından kurtulmak için harcamalıyız. Zehirli otlar budanınca daha gür çıkar asıl olan otu kökünden sökmektir. FETÖ ‘’Türkiyeli Muhalifler’’ adı altında mağdur edebiyatı arkasına saklanarak yeni gündemler peşinde; normal şartlar altında bir araya gelemeyecek bir sürü topluyor, otlakları şimdilik AB ve ABD ancak ülke içine sosyal medya üzerinden saldırıları göz ardı edilememesi gereken boyutta.
Tecrübeyle sabittir: FETÖ içinde bulunduğu çıkmazı ‘’şiddetle’’ aşmaya çalışacaktır. Şakirtlerinin içinde mahrem yapı haricinde şiddeti uygulayabilecek birimleri yoktu, şimdilerde ise mahrem yapının devletin silahını millete karşı kullanacak kabiliyeti kalmadı. Bu çerçevede FETÖ’nün eylemselliği devam eden terör örgütleriyle işbirliği yapma çabası kanaati komplo teorisi olmayacaktır. Kendisine ‘’Kâinat İmamı’’ dedirten eli kanlı meczubun akıl aldığı odakların; PKK’nın kolu kanadı kırık kendi derdine düştüğü öngörüsüyle ibreyi DEAŞ’a kaydırması sürpriz olmaz.
Her şeye rağmen ‘’hainlik’’ diyen şakirt ve şakirtelerden özellikle mahrem yapı mensubu olup da ‘’dışarıda’’ kalanlar eylem arayışında olan terör örgütlerine her türlü istihbarat ve lojistik desteğini sağlayacak potansiyele sahip. Çok değil birkaç yıl önce mensubu oldukları teşkilatların çalışma prensiplerini, girdilerini çıktılarını herkesten iyi bilen bu güruha özellikle dikkat etmek gerekiyor. Karısını meczup emriyle seçen, çocuğuna isim koyma özgürlüğü dahi olmayan bu topluluk ne kadar ağlasa da ne kadar çırpınsa da milletin gözünde masum değil zaten bu şovları da millete dönük olmaktan ziyade AB ve ABD ‘deki sahiplerine yönelik. FETÖ ve FETÖ diasporasının en temel zihniyeti ‘’Millet Düşmanlığı’’’dır. Tankların önüne yatarak Devleti ele geçirmelerine mani olan Türk Milletiyle hesap görecekleri günü düşleyerek her türlü hainlik planı içinde olmak için gönüllü birer nefer gibi çalışıyorlar. Bu güruhun terör örgütlerinin olası eylemlerinde başrol oynayacağı kaçınılmaz. Onların terörle mücadele literatürümüze eklemlediği ‘’Beyaz Barış‘’ söylemini altı okunmayacak şekilde sildik. Değil kar, gökyüzünden ateş yağsa Mehmetçik durmayacak; dağı taşı haine dar etmeye devam edecek. Mehmetçiğin bizden istediği tek şey var: Dua.
Allah ayaklarına taş değdirmesin, yüzlerini güneş yakmasın, ayaklarını çarık sıkmasın, Allah her daim Mehmetçiğimizi muzaffer eylesin İnşallah.