Başlığı özellikle böyle yazdım. Tırmanıyor değil, tırmandırılıyor. PKK denilen eli kanlı örgüt, HDP üzerinden siyasal çıkış arayışlarında muazzam bir başarı sağladı. Parlamentoya çok sayıda milletvekili taşınmasının rahatlığı içinde artık kanlı günlerine yeniden döndü.
Çözüm sürecinin devlet güçlerine vermiş olduğu büyük rehavetle uzun süredir özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde olmak üzere, ülke sathında büyük bir silah ve militan yığılması gerçekleştiren terör örgütü şimdi DAEŞ, DAİŞ, IŞID, İSİS her ne bela ise diğer terör örgütünü bir meşruiyet manivelası gibi kullanarak Türkiye’yi Suriye’ye çevirmenin ve kan gölüne evirmenin çılgın planlarını icra etmeye başladı.
Önceki gün Suruç’ta PKK’ya yakın, batı illerinden gelen sol, sosyalist sivil siyasi uzantıların mensuplarının katledildiği sbir menfur saldırı ile Adıyaman’da asker, akabinde Urfa ve Diyarbakır’da polislerin, Kilis’te astsubay’ın şehit edildiği, pek çok insanın yaralandığı kanlı saldırılar; ülkenin dört bir yanında şantiye basma, araç yakma, insan kaçırma, yol kesme, kimlik kontrolü vb. gibi asayişi engelleyici pek çok terörist faaliyet gerçekleşrildi.
Bunlar olurken, AK Parti ile CHP arasında süren koalisyon görüşmelerine ilişkin satır başlıkları da medyaya sızdırılıyor. Görülüyor ki, çözüm süreci iki tarafın da istekleri arasında…
Yaşananlardan kimsenin ders aldığı yok. PKK’nın sivil uzantısının barajı geçmesi için olağanüstü çaba gösteren CHP, şimdi de PKK söylemlerinin hayatiyet bulması için muazzam bir algı operasyonu içinde. Bu PKK severlik CHP’ye nasıl bu kadar egemen oldu, anlamak mümkün değil…
Şu ana kadar PKK’nın eylemleri ile ilgili ağzını açan, kınayan, tel’in eden bir CHP yetkilisi çıkmadı. Sanki, birileri bunlara iktidar için seslerini kesmelerini telkin ediyor.
MHP’ye PKK’nın partisi ile koalisyon öneren CHP’lilerin bu olan bitenden sonra bile hala PKK’nın partisinin yapmak istediğini güya kabul etmemiş gibi yapıp, onların TBMM’yi olağanüstü toplama çağrılarına imza vermeyip kendi önergeleri ile aynısını yapmaları ise bir başka garabet.
Bir taraftan Cumhuriyet’i kuran partiyiz, havalarında en üst perdeden konuşacak, diğer yandan devleti yıkmak için var gücüyle terörist faaliyet gösteren binlerce cana kasdetmiş terörist örgüt ile yan yana duracaksınız. Buna itiraz edenleri ise, ulusalcılar diye yaftalayıp parti dışına atacaksınız…
Bunları kısa vadeli siyasi çıkarları maksimize etmek için bir taktik olarak değerlendirmek mi, yoksa CHP’yi bir bataklığa doğru çeken bir başka stratejik akıl olarak görmek mi gerekiyor; bunu bize zaman gösterecek.
Evet, geldiğimiz nokta artık her şeyin iyot gibi açığa çıktığı, terörün ne kadar allanıp pullansa da aynı noktada durduğu, çözüm süreci denilen oyalanmanın devleti edilgen hale getirirken terörist yapılanmanın tahkimatına ve alan hakimiyetine hizmet ettiği, güvenlik güçlerimizin artık değil bölgeyi ve halkı korumak kendilerini korumakta bile güçlük çekecekleri bir yapıya hapsolduğu gerçeğini göz önüne sermektedir.
Şimdi hala, koalisyon görüşmelerinde bu sürece atıfta bulunup, sadra şifa aramanın ülkeyi ateşe atmakla aynı anlama geleceğini herkesin kavraması gerekmektedir.
Çözüm sürecinin ilk kaybedeni, müellifi ve mucidi olan AK Parti olmuştur. Bölgede artık neredeyse siyaseten yoktur. Kürt oylarını sadece bölgede değil, ülke sathında kaybetmiştir. Bir zamanlar muhaliflerini eleştirirken söyledikleri başına gelmiştir. Pek çok vilayette sıfıra yakın haldedir.
Analar ağlamasın diye çıkılan yolda artık ülkede ağlamayan anne kalmayacak gibi bir manzara doğmuştur.
Bu rezaletin bir an evvel durdurulması ve devlet hâkimiyetinin tesisi gerekmektedir.
Kamu gücünün ve otoritesinin olmadığı yerde elbette eli kanlı, geçmişi kanlı, hâlihazırda cani ruhunu muhafaza eden bu örgütün insanları tehdit edeceği aşikârdır.
Eskiler ne kadar güzel söylemiş: Ya devlet başa ya kuzgun leşe…
Demokrasi, insan hakları, çoğulculuk gibi kavramları sıklıkla kullanan; her konuşmalarında ve yazılarında atıfta bulunan bir çoğunun samimiyeti ile ilgili şüphem olmayan isimlerin ölenler polis ve asker olunca, cinayetleri işleyenler PKK’lı katiller olunca neden sesleri çıkmıyor?
Büyük bir proje olarak inşa edilen ve sürdürülen bu cici/uslanmış çocuklar partisinin yılmaz savunucularının şimdi bu akan kan ırmağına karşı ne diyeceklerini, nasıl konuşacaklarını ve ellerinde patlayan projelerini nasıl savunacaklarını merakla bekliyorum…
AK Parti karşıtlığını saçma sapan bir muhalefet bloğu gibi gerçeklerle asla bağdaşmayan bir mantıkla izah etmeye çalışmak; bunun absürtlüğünü ortaya koyduğu için yine MHP’ye ve liderine saldırmak kolay…
Evet, MHP’ye saldırmak kolay. Devlet Bahçeli aleyhinde yazmak çok daha kolay. Uzlaşmıyor diye, PKK’nın sivil uzantısına iktidar yolu açmıyor diye hezeyanlar kusmak kolay…
AK Parti hakkında saldırganca yazılar yazmak eskiden biraz sıkıyordu ama şimdi kolay. Cumhurbaşkanı ve Başbakan hakkında DAİŞ vb. cümlelerle çerçeveler çizmek de kolay.
Hararetle desteklediğiniz, netice vereceğine inandığınız, milleti inandırmak içinde romantik hikayeler yazma yarışına girdiğiniz çözüm süreci ve eli kanlı terörist ve katillerle ilgili kanaatinizi merak ediyoruz…
Hadi bakalım, asker, polis ana kuzularını şehit eden; saldırganlıklarını tüm şehirlere yayan bu caniler sürüsü hakkında şimdi ne diyeceksiniz? Bekliyoruz…