Mersin’de Mezitli Tece Polis Karakolu’na saldıran, bir polisi şehit eden, biri polis dört vatandaşımızın yaralanmasına sebep olan iki PKK mensubu terörist kendilerini patlatarak yok etmişlerdi.
İçişleri Bakanlığı tanık ifadelerine dayalı olarak yaptığı ilk belirlemede bunlardan birisinin daha önce “gazeteci” olarak tutuklandığı öne sürülen, gerçekte PKK Hükümlüsü olan bir terörist olduğunu açıklamıştı.
Bakanlığın açıklamasında adı geçenin CHP’li milletvekillerince hazırlanan ve kamuoyuna açıklanan Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda yer aldığı da belirtilmişti.
Açıklamadan iki gün sonra CHP Genel Başkanı kendi raporlarında yer alan teröristin yaşadığını, ölenlerin başkaları olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı’nın bu bilgiyi aktarmasını müteakip PKK ölen teröristlerin isimlerini, kimliklerini açıkladı ve “Gazeteci” olarak anılan teröristin yaşadığını, “görevinin başında” olduğunu söyledi.
Bu arada CHP Genel Başkanı İçişleri Bakanı’nı istifaya çağırdı. CHP yetkilileri de genel başkanlarına uydular…
“Görevinin başındaki” terörist görüntülü bir açıklama ile yaşadığını kanıtladı. Arkasında PKK amblemi ve bölücübaşının fotoğrafı bulunan bir pankart, yanında bir uzun namlulu silah, terör örgütü giysileri ile dağda olduğunu, Türk devletine ve milletine karşı silah kullandığını söyleyerek…
Muhtemeldir ki CHP hala bu kişiyi terörist olarak değil de “gazeteci” olarak vasfediyor ve “görevinin başında” yani basın işleriyle uğraştığını düşünüyordur…
Bundan sonrası artık CHP’nin problemidir ve millete açıklanması gereken bir şeyler olduğunu düşünürlerse yapacaklardır.
Şu ana kadar yaptıkları açıklamalardan görüyoruz ki, gazetecilik mesleği konusunda CHP ile aynı yerde buluşmamız mümkün değildir.
Eline silah almış, terörist faaliyet gösterenlere gazeteci dendiği nerede görülmüş?
Terör örgütlerinin cinayetlerini teşvik ve takdir eden, onların kanlı hedeflerini, emellerini daha geniş kitlelere ulaştırmaya uğraşan, şiddet ve tedhişi yaymaya çalışan, pespaye örgüt propaganda malzemelerini ne zamandan beri gazete olarak kabul ediyoruz?
Buralarda aşağılık cinayetlere övgüler dizen, katilleri yüceleyen onlar kadar aşağılık yazılar yazan zihniyetler gazeteci mi kabul ediliyor?
Raporlarında gazeteci olarak belirttikleri ve özgürlüğünü savundukları bir teröristin şimdi dağda, eli silahlı bir şekilde bu ülkenin evlatlarına namlusunu doğrultup, cinayet işlemeye hazır durumda olmalarına rağmen hala savunulacak bir yeri olduğunu düşünüyorlar mı?
Dünyanın her yerinde terör faaliyeti terör faaliyetidir. Tedhişin, şiddetin çarpan etkisi için medyanın gücüne ihtiyaç vardır. Örgütler bunu hem konvansiyonel medya, hem yeni medya üzerinden, hem de kendi örgütsel yapıları içindeki yayınları ile temin etmeye çalışırlar.
Örgütler dış kamu oyu için konvansiyonel medyayı ve yeni medyayı yoğun olarak kullanmak isterler ama esas kendi kitleleri, yani terörist yapılanmaları için kendi kontrollerinde dokümanlar üretirler. İşte bu propaganda amaçlı bültenlerde yazı yazanlar da örgütlerin parçalarıdır, terörün aygıtlarıdır. Bunları ulvi bir meslek olan gazetecilik ile ilişkilendirmek bu mesleğe yapılabilecek en büyük kötülüktür. Aynı zamanda millete yapılacak en feci hareketler içindedir…
Siyasi partilerin bu konularda hassasiyet göstermemesi terörizme destek olmaktır. CHP bu özeni göstermek, yapmış olduğu hatadan ders almak yerine hala neyin savunusunu yapmaktadır?