Türkiye uzun yıllardan beri terörizmle mücadele ediyor. Terörün kaynağını kurutmak için her yolu deniyor.
Bazen komşu, bazen müttefik ülkeler “hayat öpücüğü” vermekten geri durmadığı için de ne yazık ki başarı sınırlı kalabiliyor.
Terörizm uluslararası destek bulmasa hiçbir zaman tutunamaz.
Ancak dünya öyle bir dünya ki, çok aşağılık dengeleri içinde barındırıyor.
Sizin mücadele edip yok etmeye çalıştıklarınıza hiç ummadığınız, beklemediğiniz yerlerden açık veya örtülü destekler gelebiliyor.
Suriye’de bütün dünya terörizmle mücadele ediyor ama aynı zamanda terörizmle mücadele edilirken yeni yeni terörist yapılanmalar kollanıp gözetiliyor, hatta büyütülüyor.
ABD açıklıyor, “DAİŞ ile mücadele için Suriye’deyiz, işimiz bitince ayrılacağız.”
İşleri bitti, DAİŞ kalmadı ama ayrılacağız açıklamalarına rağmen ayrılmıyorlar. Ayrılacak gibi yapıp daha da yerleşik hale geliyorlar.
Bir de Türkiye’ye karşı PKK’nın uzantısı YPG-PYD-YPJ terör örgütlerini silah, mühimmatla donatıp eğitiyorlar…
Önceki gün ABD Senatosu Suriye’den çekilmeye ilişkin oylama yaptı ve geciktirme kararı aldı. Trump bir şey söylüyor, Senato başka bir şey söylüyor.
Trump’ın “Çıkacağız” söylemine rağmen yine terörist yapıya silah ve mühimmat takviyesi devam ediyor.
Tam bir karmaşa. Türkiye ve ABD arasında bu konunun hızlı bir çözümü lazım. Ancak görünen o ki ABD tarafında herkesin ittifak ettiği bir politika yok. Kim işin neresinden tutarsa iş o yöne gidiyor.
Bunun adı ateşle oynamadır. Başka da bir şey değildir.
Teröristle aynı çuvala girilmeyeceğini bir şekilde tüm dünyanın anlaması ve kabul etmesi gerekir.
Hep diyoruz ki terörizm iki yüzü kesen bir kılıç gibidir, bugün burayı yarın kullananı keser…
Türkiye’nin sıkıntılarına bakın, terörün destekçilerine bakın, teröristlerin yüzsüzlüğüne bakın…
Diyarbakır’ın Sur ilçesini hendek ve barikatlarla çeviren, el yapımı patlayıcılarla tuzaklayanlar devletin müdahalesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımışlar. Gerekçe ne, “İnsan hakları ihlali yapıldı”…
Bundan daha aşağılık bir düşünce olabilir mi?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise başvuruları “iç hukuk yolları tüketilmeden yapıldığı için” reddetmiş, lutfetmiş…
Türkiye oralarda teröristlerin tüm harekat alanlarını ortadan kaldırdı, Diyarbakır başta olmak üzere tüm bölgeyi belli bir huzur ve sükuna kavuşturdu. Yeniden imar etti. İnsanlar yıllardan beri ilk kez nefes aldı.
Esas görülmesi, anlaşılması gereken bu…
Fakat, hala en başta kadim müttefikimiz ABD olmak üzere pek çok ülke terörist yapılanmalara arka çıkmaktan vaz geçmiyor.
Terörizme karşı yapılan tüm açıklamalar, alınan tüm uluslararası kararlar ve benimsenen yaklaşımlar bu tür standartsızlıklar ortaya çıktıkça bir bir anlamını yitiriyor.
Bu nasıl bir mantıktır.
Bu nasıl sakat bir anlayıştır…
Böyle bir terörizmle mücadele olur mu?