THK, nasıl CHP'nin arka bahçesi oldu?
Filosunda bulunan uçaklar “uçmaya elverişli olmadığı” için orman yangınlarında görevlendirilmeyen THK’nın CHP’yle siyasi bağlantıları gündeme bomba gibi düştü. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin "Ana muhalefetin arka bahçesi olmuş" dediği THK'nın CHP'li eski Milletvekili Haluk Pekşen'in kontrolünde olduğu ileri sürüldü. Pekşen'in, kurucusu olduğu hukuk bürosu üzerinden sözleşme imzaladığı THK’yı adeta yönettiği belirtildi.
Yeni Şafak'tan Nur Banu Aras'ın haberine göre, Türk Hava Kurumu Genel Başkanı Bertan Nogaylaroğlu ile Pekşen Hukuk Bürosu adına Haluk Pekşen’in kızı Ezgi Pekşen’in imzalarını taşıyan 15 Mayıs 2019 tarihli ve iki yıl geçerli sözleşmede ilgili hukuk bürosuna geniş yetkiler tanınıyor.
THK’nın genel merkez teşkilatı dışında şube, temsilcilik ve bağlı şirketlerini de kapsayan sözleşmede büro hukuki iş ve işlemlerin yürütülmesini üstleniyor.
ŞİRKETLERİ DE KAPSIYOR
Sözleşme ile büronun THK bünyesinde bulunan vakıf ve şirketlerin bankalar ve finans kuruluşlarından kullanılmakta olan ve halen hukuksal süreçler içerisindeki dava ve takiplere konu olmuş kredilerin yeniden yapılandırılması, ödeme ve tasfiyesinde hukuki yönden büronun destek sağlamasının yanı sıra THK’nın mülkiyetinde bulunan menkul ve gayrimenkul mal varlığının kuruma gelir getirecek şekilde günün koşullarına uyarlı olarak gelir artırıcı plan proje ve programlarla güncel rekabetçi bir yapıya kavuşturulmasında öneride bulunması öngörülüyor.
Ayrıca büronun THK’nin dernek, vakıf, şirket ve benzeri bünyesinde barındırdığı tüzel kişiliklerin toplantılarına katılıp, etkin ve doğru olarak bilgilendirilmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınması da vurgulanıyor.
EN ÜSTTEN HARCIRAH
Sözleşmenin ücretler bölümünde büroya THK’nın alacak ve borçlarına ilişkin takip edilecek hukuki süreç sonucunda tahsil edilen miktar üzerinden yüzde 5 avukatlık ücreti ödenmesi, ayrıca aylık 20 bin TL avukatlık ve danışmanlık ücreti ödenmesi, THK’nın görevlendirmesi ile yurt içi ve yurt dışı çalışmaların yürütülmesinde THK tarafından uygulanmakta olan en üst harcırah mevzuatı hükümlerinin uygulanması yer alıyor.
YANGIN SÖNDÜRME İHALESİ ALMADI
Öte yandan Nogaylaroğlu’nun göreve geldiği 2018 yılından itibaren kurum adına hiçbir şey yapmadığı da iddia ediliyor. Nogaylaroğlu’nun kuruma en büyük zararının ise uçakla yangın söndürme ihalesini almayarak yaptığı belirtiliyor. 35 yıldır kesintisiz sürdürülen uçakla yangın söndürme ihalesine Nogaylaroğlu’nun teminat mektubu bulamadığı için teklif vermediği iddia ediliyor.
ANLAŞMA İHTİMALİ YOK EDİLDİ
Nogaylaroğlu’nun başka istekli çıkmayıp da sadece THK elinde böyle bir filoyu barındırdığı için Orman Bakanlığı tarafından pazarlık usulü anlaşma için bir müddet sonra davet edildiği, ancak bir önceki yılın yüzde 80 üzerinde fiyat teklifi vererek anlaşma ihtimalini yok ettiği öne sürülüyor.
Hurda uçaklara 85 milyon avro
Bakanlığında 24 olan helikopter sayısını 30’a çıkardığını anımsatan Pakdemirli, yangın söndürmeye yönelik meselenin teknik bir konu olduğunu ancak sosyal medya ve siyasetçiler üzerinden konuşulduğunu dile getirdi. Pakdemirli, bu teknik konunun iki kurumu karşı karşıya getirmemesi gerektiğini belirterek, “Bu hurda uçaklara bu zamana kadar biz 85 milyon avro vermişiz, bu sene 4 milyon avro vermedik diye mi oluyor? Yani bir adamı sırtında 40 yıl taşı, sonra indir, böyle mi olacak?” dedi.
VİZONTELE GİBİ: UÇAK VAR MOTORU YOK!
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce THK uçaklarına “uçuşa elverişli” belgesi belgesi verildiğine yönelik iddialara ilişkin soru üzerine, “Kim uçmak istiyorsa uçsun bunlarla. Benim THK’ye bir lira borcum yok. Biz kamu kurumuyuz, bu iş çocuk oyuncağı değil. Benim teşkilatım bunlarla uçmak istemiyor, nokta. Memuriyeti olanlar diyor ki ‘Ben bu uçağa binmem.’ ‘Bineceksin’ dediğin zaman, ‘Memuriyetten atın beni yine de binmem.’ diyor. Bu uçaklar belge üzerinde ne olursa olsun, emniyetli olarak addedilmiyor. Hele ki bu saatten sonra devletin bir bakanı ‘Biz bu uçakları emniyetli bulmuyoruz’ demiş, konu bitmiştir” dedi.
TRAJİKOMİK TİYATRO
THK’nin en büyük filonun kendilerinde olduğu iddiasına da açıklık getirmesini talep eden Pakdemirli, “Hani neredeymiş 20 tane uçak? 6 tane apronda uçak görünüyor, 3 tanesinin motorlarının içine kuşlar yuva yapmış. Motor yok, motor! Hani Vizontele’de vardı ya açıyorlar kaputu ‘Motor yok’ diyor. Böyle trajikomik tiyatroyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
30 YILLIK PİLOTUM
Pakdemirli, bu olayın geri planında hükümete yönelik siyasi bir saldırı bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunu da herhalde gerekli kurumlar gerekli şekilde dikkate alacaktır. Sivil Havacılık’ın belgelerine gelince, 4 tane ‘uçuşa elverişli’ sertifikası görünüyor ama 2 tanesinin de sadece bunların kamu kurumu benzeri görünümü olduğu için idareten verildiği anlaşılıyor. Bir de kediye ciğer emanet etmek. THK, kendi bakımını yapan bir kuruluştur. Şu anda içinde bulunduğu mali problemlerden dolayı THK’nin uçuşa elverişlilik sertifikalarının hiçbirine ben tamı tamına 30 yıllık pilot olarak güvenmiyorum. 2 tane uçabilir uçak var, diyelim 3 olsun. Nasıl Avrupa’nın en büyük filosu olur?”
THK SİYASETİN OYUNCAĞI OLMUŞ
Pakdemirli, THK uçaklarının kiralama fiyatının 3,5 kat, 1 ton su atma maliyetinin de 7 misli daha pahalı olduğunu ifade ederek, “Ağacın, ormanın pahalısı olmaz, ne gerekiyorsa yapılır ama bugünkü şartlar içinde işimize yaramayan bir filo var. Bunda ısrar etmenin THK açısından iki tane anlamı var, biri maalesef içinde bulunduğu finansal koşullar. Bu finansal koşullardan hükümetimiz sorumlu değil. Bu finansal koşulların sebebi, geçmişteki başkanların yaptığı hatalı uygulamalar. Bu filoyu almak zorunda değiliz, işimize yaramıyor. Orman teşkilatımız uçmak istemiyor. Ayrıca, THK siyasetin oyuncağı olmuştur. Ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyor” dedi.
PİLOTLARIMIZ CAN SİPERANE ÇALIŞIYOR
İzmir’deki yangının söndürülmesinde görev alan bir pilotun kaldığı otelde hayatını kaybetmesini değerlendiren Pakdemirli, çalışanların can siparane şekilde hayatlarını riske atarak bu işi yaptığını belirterek, “Yangın pilotları yeri geliyor şartları zorluyor, kokpitte levyeyi tutmaktan elleri nasır oluyor. Pilotun ölüm nedeni kalp krizi diye belirtildi. Son günlerinde topluma çok faydalı bir iş yaptı. Bir ağaç daha az yansın diye streste kaldı. Böyle bir sonla hayatını noktalamış oldu. Bence çok şerefli bir son. Bir ilke uğruna savaşını verdi” diye konuştu.