BU ülkede adalet ve vicdanın oturmasını istiyorsak sadece doğruları söylemeliyiz. Kime neye, ne kadar uzak ya da yakın olursak olalım, iyiye 'iyi', kötüye 'kötü' demeyi bilmeliyiz. Referansımız da sadece vatan ve millet menfaati ve mutluluğu olmalı. YÖK için eleştiri ve alkış meselesinde olduğu gibi.
Hatırlarsanız: Geçen günlerde akademik dünyada fırtınalar koparan büyük tartışma yaratan ihraçlar listesi ile YÖK tepki çekmişti.
YÖK'E ALKIŞ
Ama aynı eleştiri alan YÖK'ü son olarak, hakkı ödenmeyecek şehit aileleri ile ilgili aldığı kararla ilgili de alkışlamak lazım. Herkese örnek olacak bir duruş.
YÖK Başkanı Yekta Saraç, ne demişti bir bakalım; "Yükseköğretim Genel Kurulu'nda, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında, hem yurt içi, hem de yurt dışındaki terörle mücadelede şehit olan Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve TSK personeli ile 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen vatandaşların üniversitelerde kayıtlı eş ve çocuklarının, talepleri halinde, 2017-2018 eğitim öğretim döneminden itibaren diledikleri üniversitelerde özel öğrenci statüsünde öğrenimlerine ilişkin karar aldık."
ŞEHİT ÖĞRETMENLERİMİZ NEREDE?
Belki biz tam detayı ile bilmiyoruz ancak, YÖK keşke meslektaşları öğretmenler başta olmak üzere Güneydoğu'da vazifelerinde hayatı kaybeden diğer sivil şehitlerimizi de bu açıklamasına ekleseydi.
ÖRNEK OLSUN
Ama yine yürekten tebrikler bu kararına YÖK'ün. Şehitlerimizin hakları asla ödenmez ama devlet ve imkanı, vicdanı olan her kurum bu desteği vermeli.
Yıllardır şehit ailelerinin durumu ile yakından ilgilenmeye çalışırım. Çevremde yardım edebilecek durumda olan kişilere, şirketlere şehitlerimizin evlatlarının eğitimi için elimden geldiğince burs bulmaya çalışırım. Evet devlet elinden geleni yapmaktadır.
HAYAT ZORDUR
Ama yaşayanlar tanıklık edenler bilir; babasız, eşsiz, kardeşsiz, abisiz kalmak zordur. Evet insanın akrabaları vardır. Yakınları vardır ama tek başına bu şehit ailelerinin uzun geleceklerine güvenle bakabilmesi ve endişelerinin yok olması imkansızdır. Her şeyden öte onların tek başına kimselere ihtiyaçları olmadan ayakta durmasını sağlamak hepimizin boynunun borcudur.
Çevremden bilirim örneklerini. Yıllar ilerledikçe çekilen sular gibi bu ailelerin bir bölümünün etrafından da insanların önemli kısmı yavaşça çekilmeye başlar. Kimse şimdi çıkıp 'Ne var canım herkesin sorunları var, başkalarının yok mu?' deme gibi bir nefret söyleminin içine girmesin.
"Şehit" kavramının ötesinde, bu vatan için toprağa düşmüş canını vermiş vatan evlatlarının ötesinde bir şey olamaz. Dolayısıyla, onlara saygının ve yapabileceklerimizin de bir sınırı olamaz. Hele diğer ülkelere kıyasla bu kadar çok haine karşı mücadele eden bu fedakar milletin kahraman evlatlarının biricik ailelerine karşı...
BİR ÇAĞRIMIZ VAR
O nedenle bir çağrıda bulunmak istiyoruz; Bu aslında, aylardır acaba bir Ticaret Sanayi Odası çıkar da öncülük eder mi diye beklediğimiz bir çağrı.
YÜZ MİLYONLARCA DOLAR BÜTÇELER
Türkiye'nin her il ve ilçesinde örgütlü merkezlerine aidatlarla her yıl yüzlerce milyon dolar akan Ticaret Odaları ve benzer örgütler var.
Bunlar, çok değil, bütçelerinin sadece her yıl binde birini ya da belirlenecek bir oranını şehit ailelerine aktarsın.
Bu da devlet marifetleriyle bir fonda toplansın. Bunun adı ne olursa olsun ama bir "vicdan fonu" olduğu unutulmasın.
Şehitleri ile ilgili elinde detaylı listeler olan devlet önce net tabloyu ortaya çıkarsın. Yasal altyapısı oluşturulduktan sonra; bir bakanlık uhtesinde bir özel birimle koordine ve kontrol etsin. Ya da devletin zirvesine bağlı olsun.
Bu birim, şehit ailelerimizin tüm ihtiyaçlarını da adil bir şekilde belirlesin. Çocukların fertlerin eğitim durumu gözden geçirilip yine adaletli bir destek dağıtım takvimi oluşturulsun. Hayata tutunana dek bu fon onları hepimizden iyi yaşatsın. Evet en iyi şekilde yaşatsın. Çünkü bunu en çok onlar hakediyor. Durumu kötü olan gazilerimiz de bu fon tarafından takip edilsin.
BUNU YAPARSAK...
Tabii ki bunlar bizim nacizane düşüncelerimiz. Bunun için öncelikle siyasi irade bir talimat verecek. (Gerçi şimdi Türkiye'de gündem referandum. Bu vicdani çağrımıza kulak verilir mi bilmiyoruz ama) Bunu yapabilirsek büyük bir iş başaracağız. Evlatlarımıza sahip çıkacağız. Vicdanımıza sahip çıkacağız. Türkiye'de birbirimizle kavga ederken şehitlerimiz gibi kutsal bir ortak paydada buluşabileceğimizi de gösterebileceğiz.
Vatanımızın her karış toprağında şehit kanı vardır.
Kaç gündür "Varlık Fonu" gündemde. Beni ilgilendiren tek şey ise "Vicdan Fonu".
BAKALIM?
Bakalım; medya ilgi gösterdiğinde sembolleşen olaylarda medyada yer alalım diye 'Biz de varız' diyen hali vakti yerindeki, kasalarında yüzlerce milyon dolar olan o odalar ve kurumlar bu "Vicdan Fonu"na katılacaklar mı?
Sizce?
"Sesimizi çıkarmayalım nasıl olsa arada kaynar", diyenleri duyuyor musunuz?
Genel kurullarında üyelerine dağıtılan pahalı hediyelerden mesela tablet bilgisayarlardan acaba kaç şehit çocuğunda vardır?
Sizce?
İşine gelmeyenlerin "hamaset" dediğini duyuyor musunuz?
Bizim ülkede genelde bir işin neden yapılamayacağı üzerinde karşı tezler bahaneler çok üretilir.
İnşallah yanılırız...
Güzel günlerde görüşmek üzere...