Torunu, "Dede bu tren niye yavaş?" diye sorunca...
Eski TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Bir şehrin sahiplenilmesi, o şehirde yaşayanlar tarafından ne kadar fazla olursa şehir o kadar güçlü olur, o kadar geleceğe emin adımlarla yürür. O bakımdan İstanbullu bize destek verir, belediye başkanı yaparsa öncelikli hedeflerim arasında İstanbullu aidiyetini, İstanbullu kimliğini daha da güçlendirmek olacak. Bunun için gayret edeceğim." dedi.
Binali Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım, kızı Büşra Köylübay, torunları Elif ve Ali Köylübay ile Ankara'dan İstanbul'a Yüksek Hızlı Tren ile gitti.
Binali Yıldırım, tren yolculuğunda Eryaman'dan Polatlı'ya kadar kendisine eşlik eden basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Ankara'dan ayrıldığı için neler hissettiğinin sorulması üzerine Yıldırım, "İstanbul'a Belediye Başkan adayı olarak parti Genel Başkanımız uygun gördü. Bundan sonra 39 gün var seçime." dedi.
Yıldırım'ın konuşması sırasında karşısında oturan torunu Ali Köylübay, "Dede, bu tren niye yavaş. Hızlı trene bindik ama niye hızlı gitmiyoruz?" diye sordu. Yıldırım da "Gençler hızlı. Bunlar Z kuşağı. Z kuşağı olunca daha hızlı hayat akıyor. Benim konuşmamı alt üst etti. Ali, şimdi televizyonlar senin konuşmanı verecek, bizimki güme gidecek, nasıl yapacağız?" diye espri yaptı.
"İSTANBUL'DA DA GÜZEL İŞLER YAPACAĞIMA İNANIYORUM"
Basın mensuplarının Ankara'dan ayrılmalarına ilişkin duygularını sorduğu Semiha Yıldırım ise eşinin adaylığı için hayırlı olması temennisinde bulunarak, "İstanbul bizim için daha iyi. Çocuklar, torunlarla orada en azından beraber oluruz." dedi.
Binali Yıldırım da İstanbul'da aile bireyleri ve çocuklar ile daha fazla görüşme imkanları olacağını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul müjdelenmiş bir şehir. İstanbul'u Peygamber Efendimizin müjdelediği, hadislerde bildiriliyor. İstanbul gibi dünya başkenti bir şehre hizmet etmeyi ben borç biliyorum. Neden borç biliyorum? İstanbul'a geldiğimde 11 yaşındaydım. Ortaokul öğrencisi olarak başladım. Lise, üniversite okudum. Evlendim. Aile sahibi oldum, yuva kurdum. Çocuklarım, torunlarım oldu. İstanbul beni ben yapan bu konuma getiren bir şehir. Bu şehre hizmet etmek benim için büyük bir onur ve gurur vesilesi. Tabii bu kararı İstanbul'un halkı verecek, İstanbullu hemşehrilerimiz verecek. İnşallah onları desteği ile Belediye Başkanı seçilirsek, İstanbul için yapacağımız çok güzel hizmetler var. İstanbul'un sorunlarını, beklentilerini biliyoruz. Canla başla bugüne kadar 16 yıldır hükümette, bakan, başbakan kısa sürede olsa Meclis Başkanlığı görevinden sonra bu tecrübeyle İstanbul'da da güzel işler yapacağıma inanıyorum."
"ANKARA'YI TEMELLİ TERK ETMEDİK"
Ankara'nın ayrı bir özelliği olduğunu dile getiren Yıldırım, Ankara'nın Türkiye’nin başkenti, İstanbul'un ise ekonominin, kültürün ve ticaretin başkenti olduğunu söyledi.
Napolyon'un "Dünya tek devlet olsa başkenti İstanbul olurdu" sözünü hatırlatan Yıldırım, İstanbul'un emsali olmayan, ortasından deniz geçen ve iki kıtayı gerçek anlamda buluşturan bir şehir olduğunu vurguladı.
Ankara’da 2002'den beri bulunduklarını, burada Bakanlık, Başbakanlık, Meclis Başkanı, milletvekili olarak görev yaptıklarını anımsatan Yıldırım, "16 yıl Ankara'da bulunduk ama Ankara'yı öğrendik desek yanlış olur. Bir şehri öğrenmek o şehirde, yürüyerek, kendin araba kullanarak şehrin her tarafında gitmekle mümkün. Yolu kaybedeceksin, arayacaksın, bulacaksın. Ankara'da dört tane kapı öğrendik. Bakanlık kapısı, Meclisin kapısı, Çankaya'nın kapısı ve Cumhurbaşkanlığının kapısını öğrendik. Araçlarla geliyoruz, birinden girip, birinden çıkıyoruz. Günümüz böyle geçti Ankara'da. Dolayısıyla şehrin sosyal hayatı, kültürel, gündelik hayatına yönelik çok fazla bir şeyimiz olmadı. İşin yoğunluğundan dolayı. Ankara her şeye rağmen siyasetin kalbidir. Türkiye'nin başkentidir. Zaman zaman Ankara'ya geleceğiz. Ankara'yı temelli terk etmedik." ifadesini kullandı.
"HEDEFİM İSTANBULLU AİDİYETİNİ GÜÇLENDİRMEK"
Yıldırım, seçime 39 gün kaldığını ve her gün her ilçede program yapacaklarını, gerek gittikleri ilçeler, gerekse İstanbul'un genelini ilgilendiren projeleri bütün İstanbullularla paylaşacaklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim mesajımız şu: İstanbul'un Türkiye’nin özeti olduğunu söylüyoruz. 81 ilden bütün hemşehrilerimiz İstanbul'da. Dolayısıyla İstanbul Türkiye'nin birliğinin ve beraberliğinin en güzel şekilde temsil etmektedir. Benim amacım, İstanbul'da nereden gelirse gelsin, ister Hakkari'den ister Sinop'tan, Hatay'dan, Edirne'den gelsin, Erzincan’dan, Konya'dan, İzmir'den gelsin, kendi memleketine olan sevgisi devam etsin ama 'İstanbulluyum, İstanbul benim geleceğim' diyebilsin istiyoruz. İstanbul aidiyetini önemsiyoruz. Bir şehrin sahiplenilmesi, o şehirde yaşayanlar tarafından ne kadar fazla olursa şehir o kadar güçlü olur, o kadar geleceğe emin adımlarla yürür. O bakımdan İstanbullu bize destek verir, belediye başkanı yaparsa öncelikli hedeflerim arasında İstanbullu aidiyetini, İstanbullu kimliğini daha da güçlendirmek olacak. Bunun için gayret edeceğim."
İstanbul denilince Türkiye'nin yarısının akla geldiğini, milli gelirin üçte biri, ihracatın yarısı, toplanan verginin yarısının İstanbul'dan elde edildiğini anımsatan Yıldırım, Türkiye'nin yüz büyük şirketinden 50'den fazlasının İstanbul'da olduğunu, Türkiye'ye gelen bütün turist sayısının üçte birinden fazlasının İstanbul'a geldiğini söyledi.
"İSTANBUL HAPŞIRSA, TÜRKİYE NEZLE OLUR"
Yıldırım, "Uluslararası kongreler, fuarlar bakımından da İstanbul çok önemli bir şehir. Dolayısıyla İstanbul'u kalkındırmak, İstanbul'un ekonomisini büyütmek demek aynı zamanda Türkiye'nin büyümesi demek. Başka bir değişle İstanbul hapşırsa, Türkiye nezle olur. Türkiye'nin geleceğinde, ekonomisinde yeri olan bir şehir. Dolayısıyla bu şehrin mutlaka ve mutlaka İstanbul'un her bakımdan öncü rolünün devam etmesi lazım. Biz de bu kadar yıllık tecrübemizden sonra bizi biz yapan güzel İstanbul'a hizmet edeceğiz. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. İstanbul'un sorunlarının nasıl çözüleceğini biliyoruz." diye konuştu.
Binali Yıldırım, tren 245 kilometre hıza çıktığında torununa, "Bak tren hızlandı" dedi. Torunu Ali ise "500 olsun kilometre olsun. Ama hiç hızlı gitmiyoruz." diye cevap verdi.
'ADAMA BAK YA GELİN ALACAK DİYE TÜNEL YAPMIŞ' DİYOR"
Bir gazetecinin geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programındaki görüntülerini işaret ederek, "Sosyal medyada şu Ilgaz tuneli videonuz çok ön plana çıktı, izlediniz mi?" diye sorması üzerine Binali Yıldırım, gülerek, "Bir yandan ağzımızda simit, konuşturuyorsunuz. Birisi diyor ki 'Adama bak ya, gelin alacak diye tünel yapmış' diyor." ifadesini kullandı.
Semiha Yıldırım ise "Başlangıçta öyleydi. Söz kestik, dönüşte yolda kaldık Ilgaz'da. Geri dönmek zorunda kaldık. O zaman tüneli kafada çizdi." dedi.
"ANKARA'DA GÜZEL GÜNLERİMİZ OLDU"
Torunlarına trende canlarının sıkılıp sıkılmadığını soran Yıldırım, torunu Elif'e beyanatını vermesini söyledi. Elif ise muhabirlerin "dedenden ne istiyorsun" sorusuna, "Lol bebek istiyorum. Dedemden bir de dondurma istiyorum. Okula gitmeyelim. Tatil yapalım. 15 gün çok az. Cumartesi, pazar günleri bir yıl, 15 tatil 2 yıl, yaz tatili de 3 yıl olsun. Okul ise bir ara olsun. Okul bir dakika yeter. Bir saat 60 dakika o kadar bekleyemem." şeklinde cevap verdi. Yıldırım'ın torunu Ali ise Erzincan'a gitmek istediğini söyledi.
Ankara'da çok güzel günler geçirdiklerini belirten Yıldırım, basın mensuplarına, "Sizlerle güzel günlerimiz oldu. Şimdi daha seyrek geleceğiz Ankara'ya. Ama sizlerle güzel günlerimiz oldu. Teşekkür ediyorum." dedi.
Binali Yıldırım'a, trende Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, Kars Milletvekili Ahmet Arslan ile Eski Milli Savunma Bakanı, Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz da eşlik etti.