Trump dünyaya savaş açmıştır! SuperHaber- Özel
TBMM Filistin Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan, “Kudüs haremi, ismetimizdir, izzetimizdir, onurumuzdur ve bizimdir” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Kudüs'le ilgili yeni yaklaşımını dün açıkladı. Trump, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Dışişleri Bakanlığına, Tel Aviv'deki büyükelçiliğimizin Kudüs'e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatını verdim” şeklinde konuştu. Konuyla ilgili olarak SuperHaber’den Arzu Erdoğral’a konuşan TBMM Filistin Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Milletvekili Hasan Turan “Trump’ın bu açıklamasından dolayı kendilerini nefretle, şiddet ile kınıyoruz. Bu kararı asla kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Yok hükmünde sayıyoruz. Trump’ın böyle bir kararı ilan etmeye hakkı yok” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
Kudüs işgal altındadır. Birleşmiş Milletlerin kararına göre de işgal altındadır. Böyle olduğu için BM tek taraflı olarak işgalci İsrail rejiminin 1980 yılındaki Kudüs’ü başkent ilan etmesini tanımamıştır ve üye ülkelerine de tanımaması çağrısında bulunmuştur. BM daimi üyelerinin en başında ABD gelir. Buna rağmen ABD başta BM olmak üzere uluslararası hukuka da hiçbir şekilde saygısı olmadığını açık bir şekilde bize ve bütün dünyaya göstermiş oldu. Biz bunu zaten biliyorduk ama bir kez daha görmüş olduk. ABD’nin bu hareketine “hukukun gücü değil güçlülerin hukuku” diyebiliriz. Ve güçlülerin hukuku tanzim etti. Onların hukukunun cari olduğu, yürürlükte olduğu ve geçerli olduğunu bize anlatmış oluyor. Ancak bizler bütün bir dünyanın vicdan sahibi insanları elinde güç bulunduranların zulüm ile işgal ile gasp ile yağma ile hukuk oluşturamayacağına olan itirazımız kesindir. Bu şekilde tahsis edilen hukuku kabullenmemiz mümkün değildir. Kudüs harem,i ismetimizdir, izzetimizdir, onurumuzdur ve bizimdir. Bizim olmaya da devam edecektir. Bizim kalacaktır. Tarih boyunca ecdadımızın yüzyıllarca hizmet ettiği adalet ile yönettiği hükmettiği topraklardır. Bütün inanç mensuplarına inanç hürriyetine uygun olarak muamelede bulunmuştur bizim ecdadımız o topraklarda. Ancak bugün gördüğümüz manzara şudur ki; İsrail kendi mitolojik sapkınlıklarına veya saplantılarına uygun bir devlet, bir toplum ve gelecek inşa etmeye çalışıyor. Bu mitolojik sapkınlıklarına ve saplantılarına uygun düşmeyen her mekanı işgal ediyor, değiştiriyor, dönüştürüyor yıkıyor. Maalesef uluslararası hukukta buna karşı çıkmak yerine İsrail’in bu tutumunu cesaretlendiriyor, destek oluyor arkasında duruyor. Bunu kabullenmek mümkün değildir. İsrail’e olan bölgedeki öfke bir o kadar da hatta cesaretlendirdikleri için daha fazlasıyla Amerika’ya da yönelecektir. Bu bölge barışına ve dünya barışına asla hizmet etmeyecek daha da kamplaşmanın çatışmanın kızışmanın fitilini ateşlemiş olacaktır.
Dinler ve inançların mukaddes saydığı beldeler ile oynanmaz. Bunların üzerine dikkat ile davranılır hürmet gösterilir. Buralar ile ilgili kabul edilemez politikalar ortaya konulamaz. İnanç merkezlerine yönelik saldırgan tutum takınanların ibretlik akıbetlerine tarih şahittir. Dolayısı ile Kudüs bizim için mukaddes bir beldedir. Peygamberimizin Miraca yükseldiği kutsal topraklardır. Yönümüzü döndüğümüz kıblemizdir. Yüzyıllarca Müslümanların hakimiyetinde kalmış mukaddes bir beldedir. Aynı zamanda Hristiyanlar açısından da önemi vardır. Onlarında önemli ibadet mekanları ve bugün de hala ilgi ve alakalarını gösterdikleri ziyaret ettikleri mekanlar bulunmaktadır. Bu tek taraflı kabul edilemez tutumla belki Trump bir avuç Siyonist’i memnun etmiş olabilir ama İslam dünyası ile birlikte hem Hristiyan dünyasını hem de hak hukuk ve adalet kaygısı olan bütün bir insanlık alemini de karşısına almıştır. Yani Trump dünyaya savaş açmıştır. Bu savaş Trump’ı da zor durumda bırakacak ve gelecek günler Trump açısından sıkıntılı olacaktır diye düşünüyorum. Muhtemelen Amerika içinde de Trump’a Kudüs yoluyla bir tezgah kuruyorlar. Yoksa bunun akılla mantıkla izah edilebilecek hiçbir tarafı yoktur. Çünkü dediğim gibi bölge barışına ve dünya barışına hizmet etmemektedir. Ortadoğu’daki çatışmaların, savaşların ve kavgaların temelinde büyük oranda Kudüs ve Filistin topraklarındaki işgal söz konusudur. Bu olay birçok devlet itibari ile İslam dünyasında tarafları vardır. Kavgaların ana sebebini de burası oluşturur. Siz burada yapmış olduğunuz bu çağrı ile problemlerin çözümüne değil de daha da derinleşmesine kavganın ortadan kalkmasına ve yatışmasına değil de daha da kızışmasına yol açmış oluyorsunuz. Bu niye yapılır? Sağlıklı düşünen bir yönetici lider ve devlet yapabilir mi yapamaz. Bizim aklımız, normal insan aklı buna müsaade etmiyor kabullenmiyor ve garipsiyor. O yüzden biz bunu anlamış değiliz dünya da anlamış değil. İslam dünyası başta olmak üzere dünyanın her bir yerinde insanlar diken üstündeler. Başta Amerika olmak üzere Beyaz Saray’ın önü de dahil dün itibariyle gösteriler başlamıştı. Dünya artık bu kadar kavga ve çatışmayı kaldıramıyor. Neden sürekli yangına körükle gidiliyor? Niye ateşin üzerine benzin dökülüyor anlamış değiliz! Bunu kabul etmiyoruz ve bir an önce bu davranıştan bu tutumdan bu karardan geri adım atılıp tecavüz edilen mukaddes beldelerimizin hukukundan dolayı da İslam dünyasından bütün inanç topluluklarından özür dilenmesi gerekir.