Trump giderken...

Tarihin kaydettiği sayılı manyaklar listesinde herhalde yer bulacak isimler arasında olacak… Çılgınlıkları ile, Twitter diplomasisi ile, tutarsızlıkları ile, tehdit ve şantajları ile hatırlanacak…

Skandallarına girmiyorum. Amerikan toplumu özel hayatı içinde yapıp ettiklerinden dolayı Trump’ı az çok biliyordu ama dört yıllık başkanlığı süresince tüm dünya da tanıdı…

Göreve gelir gelmez ülkesine Müslüman ülkelerden gelecekler için bir yasak kararnamesi imzaladı. Neyse ki, Amerika’nın özgürlükler ülkesi olduğuna inanan yargıçlar konuya el attılar, bu saçma sapan kararı kaldırdılar, yenisi getirdi yine aynısı oldu…

Arap şeyh ve krallarını aşağılayarak verdiği pozlarla, onlardan kopardığı milyar dolarlarla Amerikan toplumuna onları sevmediğini sadece servetlerini yağmalamayı hedeflediğini anlatmak istedi…

ABD vatandaşı ve Washington Post yazarı Gazeteci Cemal Kaşıkçı Suudi Veliaht prensinin emriyle kıtır kıtır kesilerek öldürüldü, asit kazanında yok edildi; bunu ile kendisi için büyük bir ekonomik çıkara çevirdi.

İslam dünyasına karşı tavrı bununla sınırlı kalmadı; Arap- İsrail ihtilaflarında açıkça İsrail yanlısı politikalar izledi ve ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı. Pek çok Arap ülkesini İsrail ile barışmaya zorladı, büyük ölçüde başardı da…

Dünyanın en az kendisi kadar çılgın devlet başkanlarından Kuzey Kore’li Kim Jong Un ile sonuçsuz görüşmeler yaptı, gündemde kaldı.

Çin ile takıştı, ambargolar uyguladı. Çin’in devasa şirketlerini hedef aldı, bir kısmında tavizler kopardı.

İran’a yönelik ambargoları yeniden ve daha katı bir şekilde hayata geçirdi, Irak’ta Kasım Süleymani’yi öldürttü.

Rusya ile karmakarışık bir politika izledi…

İlişkilerinin iyi olduğu tek ülke vardı o da İsrail… Trump’ı ilk terkeden ülke İsrail oldu…

Kısacası sadece ülkesinin değil aynı zamanda dünyanın da başının püsküllü belası oldu.

Suriye’den çekiliyoruz, dedi ama çekilmek yerine PKK uzantılarına daha fazla yardım yaptılar. Türkiye’nin harekâtlarıyla hesapları altüst oldu. Irak’tan çekiliyoruz dediler, hala oradalar.

Kanlı darbe girişimi 15 Temmuz ile aleni hale gelen Türkiye düşmanlığında sürekli el büyüttü. Ambargolar uyguladı. Vize, seyahat yasakları koydu. Ekonomik olarak çökertme yollarına gitti. Seçme sapan Twitter mesajlarının bir dönem konusu Türkiye idi… Yetinmedi diplomasi ile bağdaşmayan aşağılık bir mektup yazdı.

Düşünün ki bir dönemin bilançosu dört yaptırım, üç tehdit ve bir mektup…

Türkiye ve Amerika ilişkileri tarihimizin en kötü dönemini yaşadı.

Unutulmamalı ki, ikili ilişkilerle belli ölçülerde durum kurtarılsa da Trump’ın dengesizliklerinin en önemli muhataplarından birisi Türkiye idi…

Gelenlerle Türkiye ilişkileri nasıl olur, iyi mi olur kötü mü olur ayrı bir konu fakat kesinlikle Trump ile ilişkilerin iyi gittiğini söyleyebileceğimiz hiçbir şey yoktu…

Giderayak ülkesinin Senatosunu işgal ettirdi. İnsanlar öldü, yaralandı ve halen de kargaşa sürüyor.

Amerikan tarihinde nadir görülen bir şey daha yaptı, devir teslim törenine katılmayacağını açıkladı. Rakibi ve halefi bundan büyük bir memnuniyet duyduğunu açıkladı.

En son gün kendisi için çalışan ve yolsuzlukla suçlanan tüm adamlarına yönelik af kararnamesi çıkarmış.

Kendisi için de çıkarmayı düşünmüş ama bu konuda olumlu bir destek bulamamış.

Kırmızı halılı uğurlama töreni istemiş. Pentagon bunu reddetmiş. Bundan sonra umarım görevden alma prosedürü de ikmal olur da bir bardak su vereni çıkmaz…

Tüm yazılarını göster