Türk Kızılayı'ndan Suriye'ye kimyasaldan koruyucu kit
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin Han Şeyhun'da kimyasal silahla yaptığı katliamla ilgili, "Bizim bu bölgedeki gözlemimiz, klor gazının, nörotoksit gazların rutin olarak kullanıldığı ve maalesef bunların cezalandırılamadığıdır." dedi.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kınık, "Bizim bu bölgedeki gözlemimiz, klor gazının, nörotoksik gazların rutin olarak kullanıldığı ve maalesef bunların cezalandırılamadığıdır" diye konuştu.
Suriye'ye geçmek üzere Hatay'daki Cilvegözü Sınır Kapısı'na gelen Kınık, gazetecilere yaptığı açıklamada, İdlib'in Han Sayhun ilçesine kimyasal silahlı saldırının olduğunu hatırlatarak savaş suçu sayılacak bu saldırıda çok sayıda masum insanın etkilendiğini ve etkilenmeye devam ettiğini vurguladı.
İDLİB BÖLGESİNE YARDIM
Suriye içerisinde bu insanlara ilk müdahalenin yapılmaya çalışıldığını anlatan Kınık, "Özellikle bu saldırılar sırasında, o bölgedeki arama-kurtarma ekiplerinin kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) anlamında yeterince bilinçli olmadıkları ve gerekli ekipmanlara sahip olmadıkları görüldü. Bugün biz, kimyasal saldırılara maruz kalan ve halen kalma ihtimali olan İdlib bölgesindeki hem arama-kurtarma hem de sağlık ekiplerine koruyucu KBRN kiti edeceğiz. 50 kişilik olan bu kitlerin yanında bir de eğitim vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Kitlerin içindeki malzemeleri tanıtan Kınık, bunların içinde yüz maskeleri, filtre, eldiven, koruyucu elbise ve bot olduğunu kaydetti.
Bu malzemelerin eğitimi alan kişiler tarafından kullanıldığında, kimyasalların zararlarından korunabildiklerini aktaran Kınık, böylelikle olayın olduğu bölgeye gidip insanları güvenli şekilde kurtaracaklarını söyledi.
Saldırı sırasında kurtarma çalışması yürüten bazı görevlilerin, koruyucu kitleri olmadığı için etkilendiğini ifade eden Kınık, şöyle devam etti:
"İnşallah bundan sonra böyle saldırılar yaşanmaz. Ancak olursa da en azından kendilerini korumuş olacaklar. 21. yüzyılda yapılan bu büyük vahşetin kelimelerle ifade edilir bir yanı yok. Çocukların, dünyanın gözü önünde can çekiştiklerini televizyondan izledik. Kendi canımızdan kopan insanlar gibiydi onlar. Maalesef BM'den bir kınama kararı bile çıkamadı. Saldırıların durdurulması anlamında somut bir adım atılamadı. Buna benzer saldırılar iç savaş süresince defalarca yaşandı. Bizim bu bölgedeki gözlemimiz, klor gazının, nörotoksik gazların rutin olarak kullanıldığı ve maalesef bunların cezalandırılamadığıdır."
Kendilerinin insani yardım görevlilerin olduğunu dile getiren Kınık, bu saldırıların hangi tarafta gelirse gelsin bir vahşet olduğunu ve bunu kınadıklarını sözlerine ekledi.