Türkiye sordu, İran neden rahatsız oldu?

Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in Türkiye'ye gelmesi öncesinde dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. İçişleri Bakanı Soylu'nun geçtiğimiz hafta, İran-Makü Dambat'ta 100 terörist olduğu ifade ederek, İran'ın buna karşılık kabaca cevap verdiğini ifade etti.

Ağar,  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “İran’daki PKK” açıklamasına Devrim Muhafızlarından gelen “Galiz” Karşılık ve Cevad Zarif’in ziyareti üzerine bir yazı kaleme aldı. Ağar,  Türkiye-İran arasındaki PKK'lı teröristlerle ilgili yaşanan süreci şu şekilde anlattı:

SOYLU: MAKÜ DAMBAT'TA 100 TERÖRİST VAR 

" Türkiye'nin İran’ın üniter yapısı ve toprak bütünlüğüne karşı son derece hassas davranmasına, 6 Haziran'da Süleyman Soylu'nun; 'İran-Makü Dambat'ta 100 terörist var' ARTIK GEREĞİ 'İster siz, ister biz, ister beraber yapalım' demesine rağmen son derece GALİZ bir karşılık geldi.

İRAN KARA KUVVETLERİ KOMUTANI'NIN CEVABI 

İran Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Muhammed Pakpur, İran sınırları içinde terörist olmadığını (!) iddia ederek: 'İran İslam Cumhuriyeti topraklarında terörist unsurların varlığı kırmızı çizgimizdir' dedi ve ardından kinayeli bir şekilde: 'Türkiye topraklarındaki silahlı grupların son operasyonlarının Türk yetkililerin üzerinde baskı oluşturduğunu(!) ve böyle bir iddiada bulunmaya zorladığını anlıyoruz (!)' diye konuştu.

O zaman Sınır Kapısını hedef alan, sınıra yakın bölgelerde eylem yapan ve tekrar İran’a kaçan teröristler gökten zembille mi Türkiye’ye iniyor?

TÜRKİYE'NİN ELİNDE SAĞLAM DELİLLER VAR

Eminim, Türkiye’nin elinde son derece sağlam delil ve bilgiler var. PKK’nın İran’daki Makü Dambat, Navur, Kotr, Kenereş ve Şehidan kamp ve alanları başta nasıl bir yuvalanma içinde olduğunu, hareketliliğini Türkiye pek çok kereler ifade etti, delil, belge ve itiraflarıyla ortaya koydu.

Bununla birlikte Türkiye gerek kış, gerek pandemi döneminde İran’a karşılık son derece dostane bir yaklaşım sergiledi. Ulaşılamayan karakollarına kadar.

Elinen gelenin en iyisini yaptı. Ayrıca İran’ın adli konulardaki beklentilerine cevap verdi.
Üstüne düşen bütün insanı, güvenlik, sınır iş birliği görevleri yerine getirdi.

İran’ın üniter yapısına ve toprak bütünlüğüne karşı son derece hassas davrandı.
Buna rağmen İran Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgenaral Muhammed Pakpur gibi bazı İranlı yetkililer neden böyle davranıyor?

Türkiye’nin devlet aklı İran’daki bazı eksenlerin PKK ile bazı ilgili düşüncelerini, KYB bölgesi, Kandil, Sincar, Suriye angajmanlarını, ince hesap ve stratejilerini elbet biliyor.
Kerkük başta olmak üzere tartışmalı bölgelerdeki hesaplarını da.
Biz de mi İran’daki bazı zihniyetler gibi davranalım?
Biz de mi dost ve kardeş bir ülkenin üniter yapısına ve toprak bütünlüğüne yönelmiş terörist örgütlere, silahlı yapılara karşı ince hesaplar, stratejiler, angajmanlar geliştirelim?
Aklıma hemencecik geliverenler: KDP-İ Peşmergeleri, Halkın Mücahitleri Örgütü, İran’da etnik, mezhebi ve siyasi ayrımcılık peşinde koşan nice nice yapılar.
Ama Türk milleti öyle bir millet değildir.
Dost ve kardeş bir ülkenin üniter yapısına, toprak bütünlüğüne halel getirecek işlerin altına imza atmaz.

KONUŞULMASI GEREKEN EN ÖNEMLİ KONU

Yarın Türkiye’ye gelecek olan İran Dışişleri Bakanı Sayın Cevad Zarif ile konuşulacak en önemli konuların içinde: Makü Dambat başta İran’da varlık üreten PKK varlığı, İran’daki rezurvuar alanları, faaliyetleri ve nasıl İran’da varlık gösterdikleri olacağını düşünüyorum.
Bir diğer tarafıyla İdlib'e TSK'nın karşısına Kudüs Tugayları marifetiyle yığılmış binlerce Şii kökenli paramiliter var.

Komşuluk; 'Sorumluluk' ve 'Güven' ister.

TFF'nin başına Mesut Özil mi geçiyor? Prof Dr. Naci Görür'den yeni uyarı: "Endişe verici, ciddi çalışılmalı" Hotmail ve Outlook Giriş Linki 2024 - Yeni Hesap Açma, Oturum Açma
Sonraki Haber