Türkiye Yunanistan konusunda nasıl tuzağa düşürüldü?

Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan Doğu Akdeniz geriliminde tansiyon her geçen gün artarken, ABD ve Fransa gibi emperyal güçlerin Atina'yı cesaretlendirici yaklaşımları Ankara'da tepki topluyor. Diğer yandan geçtiğimiz günlerde, 12 Eylül askeri darbesinin 40'ıncı yıl dönümü acı hatıraları ile hafızalarda bir kez daha tazelendi, bu çerçevede Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilim ve darbeci Kenan Evren'in Yunanistan konusundaki günahları da yeniden gündeme geldi...

Türkiye'nin "Mavi Vatan" doktrini Akdeniz'de taşları yerinden oynatırken, Türkiye karşıtı cepheyi büyük bir telaş sardı.

Yunanistan ve arkasına aldığı emperyal güçler, Türkiye'nin Akdeniz'deki haklarını korumak amacıyla attığı adımlar karşısında, bölgede gerilimi artırmak maksadıyla peş peşe hamleler yapmaya devam ediyor.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, Doğu Akdeniz’de doğal gaz ve petrol aramaları icra eden ‘Oruç Reis’ gemisinin, çevresinde çalışmalar gerçekleştirdiği Meis Adası'nı ziyaret ederek provokatif bir adım attı.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise kısa süre önce, bölgede Türkiye karşıtı ittifakın öncüsü Fransa'dan 18 Rafale tipi savaş uçağı alacaklarını ve ordularını 15 bin yeni askerle güçlendireceklerini açıklayarak, niyetlerinin çatışmasızlık olmadığı mesajını verdi.

Öte yandan, yaşanan krizde Washington yönetimi de tarafını seçti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Güney Kıbrıs Rum Kesimini ziyaret ederek, Rumlarla dayanışma göstermeyi tercih etti. Pompeo Rum kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ile görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada Doğu Akdeniz'deki gerilime diplomasi yoluyla çözüm bulunması gerektiğini belirterek "Türkiye'nin bölgedeki eylemleri bizi derinden endişelendiriyor" dedi.

TÜRKİYE 'KAŞ'INI ÇATTI!

Türkiye tarafında ise Yunanistan'ın gerilimi tırmandıran adımlarına ve emperyal güçlerin tehditlerine kayıtsız kalınmıyor! Türkiye'ye kuşbakışı 2 kilometre uzaklıktaki Meis’e çıkarma yapan Yunan Cumhurbaşkanı Sakellaropulu'na Ankara'dan gözdağı gecikmedi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar kamuflajını giyerek, beraberindeki komutanlarla birlikte Meis'in hemen karşısındaki Kaş'a çıkarma yaptı.

Akar'ın bu hamlesi, Yunanistan tarafına güçlü bir uyarı mesajı olarak algılandı. Akar ziyaretinde "Her şeyin barış içinde gelişmesinden yanayız" diyerek, Türkiye'nin gerilimden beslenen taraf olmadığının da altını çizdi.

12 EYLÜL DARBESİ VE YUNANİSTAN

Diğer yandan geçtiğimiz hafta 40. yıl dönümü acı hatıraları ile anılan 12 Eylül askeri darbesi nedeniyle Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda bir program düzenlendi.

'Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu' adını taşıyan etkinliğe katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeminde de Doğu Akdeniz'deki gerilim ve Yunanistan ile Fransa'nın bölgeyi ateşe atma girişimleri vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada Yunanistan'ı Türkiye'nin karşısında cesaretlendiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un kendisi hakkındaki cüretkar sözlerine de yanıt verdi.

Erdoğan, "Sayın Macron 'Bizim Türk milleti ile değil, Erdoğan ile sıkıntımız var' diyor. Senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak" dedi. Cumhurbaşkanı bu sözleri ile Doğu Akdeniz'de Türkiyesiz enerji paylaşım hesabı yapan Batılı ülkelere böyle bir imkan tanınmayacağını bir kez daha vurguladı.

KENAN EVREN İLE TÜRKİYE'YE KURULAN TUZAK

Yunanistan krizi ve 12 Eylül darbesinin 40. yıl dönümünün tarihsel olarak birbiri ile örtüşmesi ise Türkiye'ye 40 yıl önce hukuk tanımaz komşusu konusunda kurulan "NATO" tuzağının hatırlanmasına da vesile oldu.

Habertürk'ün kurucusu, gazeteci Ufuk Güldemir'in 1985 yılında yayınladığı "Kanat Operasyonu" kitabında tüm detayları ile anlattığı, ABD'nin Türkiye'ye Kenan Evren aracılığı ile kurduğu "Yunanistan" kumpası, bugün yaşanan Doğu Akdeniz krizi göz önüne alındığında, içinden geçtiğimiz süreçte daha iyi anlaşılmayı hak eder nitelikte...

Bu kapsamda, 40 yıl önce dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığında gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 darbesi ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Süleyman Demirel'in görevden alınması olayı, ABD-Türkiye ilişkileri açısından bugüne de ışık tutacak derin bir hafızayı barındırıyor.

1980 YILINDA SİYASİ İRADENİN YUNANİSTAN'A BAKIŞI...

Darbe döneminde ülke içerisinde siyasi kutuplaşma üst seviyede olmasına karşın, dönemin başbakanı Süleyman Demirel ve diğer başlıca siyasi aktörler Bülent Ecevit ile Necmettin Erbakan'ın ortak noktada buluştuğu ender konulardan birisi ve belki de en önemlisi Yunanistan'ın NATO'ya yeniden üyeliğine karşı durmalarıydı.

İşte Ufuk Güldemir'in "Kanat Operasyonu" kitabında Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına geri dönüşünün önündeki tek engel olan Türk vetosunun Kenan Evren öncülüğünde nasıl kaldırıldığı ve darbenin arkasındaki ABD motivasyonu bu çerçevede gözler önüne seriliyor.

NATO KİLİDİ

Türkiye'nin, Yunanistan'ın NATO'ya dönüşünü bloke eden vetosunun kaldırılmasına yönelik olarak, "Rogers Planı" ya da "Kanat Operasyonu" adıyla hayata geçirilen girişim bugün 1980 darbesine ilişkin çalışmalar yapan pekçok kesim tarafından halen darbenin arkasında yatan gizli neden olarak görümeye devam ediyor.

Güldemir'in kitabında derinlemesine aktarıldığı üzere her şey Türkiye'nin Kıbrıs'a askeri müdahalesi ile başladı...

Yunanistan'ın, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nın ardından NATO'nun askeri kanadından çekilmesi üzerine ABD, "Soğuk Savaş" döneminde Yunanistan'ı NATO çerçevesinde yanına çekmek amacıyla diplomatik çalışmalarına hız verdi. Ancak bu çabanın önünde bir tek engel vardı: Türkiye!

Yunanistan'ın NATO'ya geri kabul edilmesi için Türkiye'nin vetosunun kaldırılması konusunda siyasi iradaye baskı yapan ABD yönetimi, Demirel başta olmaz üzere Türk liderlerden beklediği yaklaşımı görmedi.

ABD'NİN "ASKER SÖZÜ"

Ancak, Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüne direnen Türk siyasetçilerden umudunu kesen "Kanat Operasyonu"nun mimarı, dönemin NATO Müttefik Kuvvetleri Başkomutanı Amerikalı general Bernard William Rogers, darbeci Kenan Evren ile güçlü ilişkiler geliştirerek Türkiye'yi büyük bir tuzağa çekti.

Amerikalı general Bernard William Rogers, darbe ile iktidara gelen Kenan Evren ile ikili ilişkilerini kullanarak, sürgüne gönderilen siyasilerin uzun süre direniş gösterdiği NATO vetosunun kaldırması konusunda gizli bir "anlaşma" yaptı.

Rogers, vetonun kaldırılmasının masaya yatırılacağı kritik NATO toplantısı öncesinde Evren'in "Yunanistan'ın tam üyeliğini veto etmeyin" mesajını toplantıya katılan Türk delegesine iletti. Bu talebe uyan Türk delegesi de vetoyu geri çekerek Yunanistan'ın NATO'ya tam üyeliğinin önünü açtı.

Bu kararın perde arkasındaki görüşme ise Evren ile Rogers arasında Ankara'da gerçekleşti. Rogers herhangi bir resmi anlaşma olmamasına ve kapalı kapılar ardında gerçekleşmesine karşın görüşmede Evren'e "vetonun çekilmesi halinde Yunanistan'ın Ege'de bazı feragatlarda bulunacağı" sözünü verdi.

Ancak Amerikan tarafı bunun için "Önce Yunanistan NATO'ya dönecek" şartını masaya sürdü.

Yunanistan'ın NATO'ya geri kabulünün hemen ardından ise Türkiye'ye büyük bir oyun oynandığı ortaya çıktı.

Vetonun geri çekilmesinden 6 ay sonra Türkiye ile ABD aracılığı ile "sözde anlaşmayı" yapan Yunan hükümeti iktidardan düştü.

EGE'DE SULAR YENİDEN ISINIYOR...

Söz konusu "anlaşmadan" sadece birkaç ay sonra göreve gelen Yunanistan'ın yeni başbakanı Andreas Papandreu karasularını Türkiye'nin itiraz ettiği sınır olan 12 mile çıkarılacağını duyurdu. Bu girişim Türkiye'de büyük tepki toplayarak, böyle bir adımın "savaş nedeni" sayılacağı ikazı yapıldı.

Yunan tarafının, Ege krizi ve hava sahası sorunu ile 12 mil gibi konularda Türkiye tezlerine aykırı reaksiyonlar geliştirmeye başlaması üzerine Ankara'nın izahat istediği general Rogers, "Müzakereler sırasında Atina'ya gitmeme izin vermeyip kimi yolladılarsa onunla görüşmek zorunda kaldım. O görüştüklerim de şimdi hükümette değil. Bu yüzden bir şey yapamıyorum Sayın Evren" cevabını verdi.

Yaşanan bu krizin gerisinde ise Evren ile ABD tarafı arasında yapılan mutabakatın muğlaklığı ve hiçbir resmi dayanağı olmaması yatıyordu.

Ufuk Güldemir'in kitabında aktardığı bilgilere göre, Türkiye'nin vetosunu geri çekmesi halinde Yunanistan tarafının verdiği sözleri tutup tutmayacağı Kenan Evren tarafından Amerikalı askeri muhatabına sorulmuştu. General Rogers'ın Kenan Evren'e yanıt ise şu olmuştu;

"Size asker sözü veriyorum Sayın Evren"...

Sonuç olarak Türkiye'nin, Yunanistan'a yönelik NATO vetosunu geri çekmesi karşılığında ABD'den aldığı Ege konusundaki sözlerin hiçbirisi hayata geçirilmedi ve Kenan Evren'in ABD'ye ve dolaylı olarak Yunanistan'a yaptığı yaptığı jestler (siyasi ikbali dışında) karşılıksız kaldı.

12 EYLÜL DARBESİ YAŞANMASA YUNANİSTAN NATO'DA OLMAYACAKTI!

ABD Başkanı Jimmy Carter da "Kanat Operasyonu"ndan birkaç yıl sonra gerçekleşen Türkiye ziyareti sırasında Ufuk Güldemir'e verdiği mülakatta Türkiye'nin askeri darbe ile çekildiği büyük tuzağı şu sözlerle anlattı;

"General Rogers, Kenan Evren ile çok yakın dosttu. Sayın Evren'in, çok takdir ettiğim bu güçlü liderin, iyi niyetli yaklaşımı olmasaydı bu sorun çözülemezdi. Tamamen iki askerin dostluğu sayesinde gerçekleşti. Yıllarca uğraşıp vaadler yapıp, telkinlerde bulunup başaramamıştık ama dostlukla oldu. 12 Eylül Harekatı olmasaydı bu mümkün olmazdı."

İsrail Beyrut’un güneyini vurdu: Ölü ve yaralılar var Muci'nin Kasımpaşa golünü izle Korkunç cinayet! 6 yaşındaki Şirin Elmas'ın cansız bedeni bulundu!
Sonraki Haber