Türkiye'de ilk! Bölgesel turizm markası Mezopotamya hayata geçiyor
Türkiye’nin destinasyon odaklı ilk bölgesel markası "Mezopotamya", Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından tanıtıldı. Bakan Varank, Mezopotamya’yı global bir marka haline getirip insanların zihnine kazımayı istediklerini belirtirken, Bakan Ersoy, "Mezopotamya Türkiye’nin sahip olduğu turizm çeşitliliğini yansıtıyor" dedi.
Türkiye’nin destinasyon odaklı ilk bölgesel markası "Mezopotamya" oluyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki tüm illeri bütüncül bir yaklaşımla markalaştıracak olan projenin tanıtımını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank yaptı.
GAP Bölgesi turizm odaklı tanıtım ve markalaşma projesi ile bölgedeki bütün illerin bütüncül bir yaklaşımla markalaştırılarak sürdürülebilir bir turizm destinasyonu amaçlanıyor.
GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Dicle Kalkınma Ajansı, Karacadağ Kalkınma Ajansı ve İpekyolu Kalkınma Ajansı işbirliğinde hayata geçirilecek olan projeyle Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Kültürel mirasını turizme kazandırması hedefleniyor. Dünyanın en büyük turizm destinasyonlarından biri olacak proje kapsamında bölgedeki 9 ilin kültürel değerlerinin yansıtıldığı bir logo hazırlandı.
Mezopotamya’nın bir bölge olmaktan çok bir marka olarak konumlandırılması için çalışmalar yürütülecek. En büyük hedef ise Mezopotamya’yı dünyada mutlaka görülmesi gereken yerler listesine ekleyerek turizmin gelişmesine uygun bir zemin hazırlamak.
“MEZOPOTAMYA HER YÖNÜYLE ZENGİN BİR YAPIYA SAHİP"
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesindeki tanıtım programında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Güneydoğu Anadolu Bölgemizin eşsiz turizm potansiyelini tüm dünyaya tanıtmak için oluşturduğumuz Mezopotamya markasının tanıtım programında sizlerle bir arada bulunmaktan büyük beri memnuniyet duyuyorum. İki gündür farklı toplantılar ve açılışlar vesilesiyle bölge illerimizde bulunmaktayım. Her gelişimizde bu toprakların taşıdığı ruhu sonuna kadar hissediyoruz. Doğasından insanına, tarihinden geleneklerine kadar dünyanın en özgün coğrafyasına sahip olmak gerçekten büyük bir şans. Mezopotamya ismiyle müsemma bu topraklar, tarihin her döneminde insanları kendisine çekmiş ve sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir bölge. Bir başka deyişle “Medeniyetlerin Beşiği”. Nitekim tarihin ilerleyişinde ilk kilometre taşları bu bölgede döşenmeye başladı. Bu destansı topraklar ilk tarımsal faaliyetlerin başlamasına, ilk şehirlerin kurulmasına tanıklık etti. İnsanoğlu ilk yazılarını burada yazdı, tarihini burada öğrendi. Evet işte bu zengin geçmiş, sayısız kültürel ve doğal varlık insanlığın ortak mirası olarak daha fazla ilgiyi hak ediyor. Önemli arkeolojik alanlar, geleneksel ve özgün mimari, birçok inanca ait dini mekanlar, el sanatları ve zengin yöre mutfağı, bölgenin modern zaman seyyahlarına sunduğu güzelliklerden yalnızca bazıları. Bölgedeki gezip görülecek yerleri sadece saymaya kalktığınızda bile liste o kadar uzayıp gidiyor ki, inanın böyle bir miras için ne kadar şükretsek az. Zeugma Antik Kenti, Diyarbakır Surları ve Sur İçi, Nemrut Dağı, kazılarla açığa çıkarılan ve tarihin başlangıç noktası Göbeklitepe, yeryüzünde tevhit inancına rehberlik eden peygamberlerimizin türbeleri, Hıristiyanlığın ilk dönemlerine tanıklık eden en eski kiliseler ve daha niceleri. Tabi buram buram tarih kokan topraklarımızda, mutfaklarımız da buram buram lezzet kokuyor. Şimdi her bir ilimizin ve hatta ilçemizin damak çatlatan lezzetlerini de sıralayıp sizleri acıktırmak istemiyorum” dedi.
"MEZOPOTAMYA MARKAMIZI OLUŞTURDUK"
Kendine özgü güzelliklerinin anlatmakla bitiremeyecek bu kadim toprakları, dünyanın sayılı turizm destinasyonları arasına sokmak için kolları sıvadıklarını söyleyen Bakan Varank, “Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile bugün tanıtımını yaptığımız Türkiye’nin destinasyon odaklı ilk turizm markasını, yani Mezopotamya markamızı oluşturduk. Bu sayede, kültürel ve doğal mirası koruyarak, Mezopotamya’yı global bir marka haline getirip insanların zihnine kazımak, daha çok insanın buraları ziyaret ederek unutulmaz anılar biriktirmesini sağlamak istiyoruz ve böylece turizm gelirlerini artırmayı, yeni istihdam olanakları ortaya çıkarmayı ve kalkınmanın hızlanmasını amaçlıyoruz. Yerel kalkınmanın hamisi olan bakanlığımıza bağlı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü, GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve ajanslarımızla Türkiye’nin bu turizm atağına omuz vermekten büyük gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu.
"MEZOPOTAMYA BU TOPRAKLARIN BİLGESİ VE HAFIZASI"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise, "Tarihi, kültürü ve coğrafi yapısıyla dünyanın en zengin ve özgün vatanına sahibiz. Bu eşsiz mirasa Türk milletinin medeniyet unsurlarının da eklenmesiyle her ayrıntısı ön plana çıkarılmayı hak eden, farklı alanlarda, birçok çeşitlilik barındıran muazzam bir potansiyel oluşmuştur. Doğasından iklim çeşitliliğine, mutfak kültüründen el sanatlarına, mimariden arkeolojik kalıntılara turizmde çoğu ülkeye biri ya da ikisi nasip olan varlıkların tamamı Türkiye’de mevcuttur. Bu gerçeğin farkında olarak her bölgeyi ve şehirlerimizi kendi farklılıkları ve sahip oldukları turizm unsurları ile ön plana çıkarmayı, turizmi istisnasız ülkemizin tamamına yaymayı temel hedefimiz olarak belirledik. Nereden bakıp hangi yönüyle ele alırsanız alın bu toprakların söyleyecek nice sözü, insanlıkla paylaşacağı eşsiz bir birikimi var. Mezopotamya ise adeta bu toprakların bilgesi ve hafızası olarak ilk kulak vermemiz, gözlerimizi çevirmemiz gereken yer. Biz de bakanlık olarak öyle yaptık ve bu bölgeye turizm ile kültür-sanat başlıklarında yapılanları, bundan sonra neler yapabileceğimizi masaya yatırdık” dedi.
"TÜRKİYE'NİN SAHİP OLDUĞU TURİZM ÇEŞİTLİLİĞİNİ YANSITIYOR"
Mezopotamya’da bulunan illerin Türkiye’nin sahip olduğu turizm çeşitliliğini yansıttığını belirten Bakan Ersoy, “GAP Bölgesi Turizm Odaklı Tanıtım ve Markalaşma Projesine dahil olan Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerini kapsayan bölge Türkiye’nin sahip olduğu turizm çeşitliliğini yansıtmaktadır. Bu şehirlerin taşıdığı potansiyel sayesinde bölgenin doğa, kültür, inanç, gastronomi turizmi ile eko ve termal turizm alanlarında geliştirilmesi mümkündür. Öte yandan bu şehirlerimiz, sahip oldukları kültür varlıkları ile de büyük değer taşımaktadır. Restorasyon, müze ve ören yeri uygulama çalışmaları kapsamında söz konusu şehirlerimizde bugüne kadar 130’dan fazla proje ve uygulama işi tamamlanmıştır. Bu 9 ilimizde 611 taşınmaz kültür varlığına 18 buçuk milyon liranın üzerinde proje ve uygulama yardımı yapılmış, çevre düzenlemesi ve altyapı uygulamaları için ise yaklaşık 152 milyon lira ödenek gönderilmiştir. Hasankeyf’ten Halfeti’ye, Midyat’tan Çermik Kaplıcaları ve Eğil’e, Zeugma’dan Balıklıgöl ve Viranşehir’e, Göbeklitepe’den Nemrut’a, sadece genel bir bakışla yorumlarsak bile insanlık medeniyetinin kökleri ve inancın manevi mirası bütün görkemi ve derinliği ile karşımızda duruyor. Bunlara sahip çıkmalı, korumalı ve en doğru şekilde ülkemizin ve insanlığın faydasına sunmalıyız. Bunu başarmak için bölgeye karşı bir farkındalık oluşturmak, barındırdığı zenginliğin bilinirliğini artırmak zorundayız.” ifadelerine yer verdi.
İHA