Türkiye'nin en büyük gölünde tehlike artıyor: Çekilme 1 kilometreyi aştı
Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nde son iki yılda su seviyesinde yaşanan düşüş büyük bir tehlikeye işaret ediyor. Göldeki çekilme bir kilometrenin üzerine çıkarken uzmanlar radikal kararlar alınması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'nin hem en büyük gölü hem de en önemli sodalı su kaynağı olan Van Gölü, kendine has bir ekosisteme sahip. Ancak Van Gölü'nde son iki yıldır yaşanan kuraklık nedeniyle su seviyesinde ciddi düşüşler yaşanmaya başladı. Son hesaplamalara göre, Van Gölü'ndeki çekilme, 1 kilometreyi aşmış durumda.
800 bin yıllık bir geçmişi bulunan Van Gölü, tarih boyunca çeşitli nedenlerden ötürü boyut değiştirmiş ve kimi zaman şu anki seviyesinin çok daha altında bir alana yayılmıştı. İnsanlık tarihi için de önemli bir yer olan Van Gölü, dört göle ev sahipliği yapıyor. Akdamar gibi her yıl binlerce turisti ağırlayan bölge, turistik açıdan da büyük bir öneme sahip.
İnci kefali gibi nadide bir balık türüne ev sahipliği yapan gölde yaşanan kuraklık, canlıları da olumsuz etkiliyor. Kuraklıkla birlikte yanlış sulama nedeniyle yaşanan bu olumsuzluk bölgenin geleceğini tehdit ediyor.
KAPALI OLMASI SEBEBİYLE ÇOK HASSAS BİR GÖL'
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Dr. Mustafa Akkuş karşı karşıya olunan tehlikeye dikkat çekiyor. Dr. Akkuş, "Van Gölü, kapalı bir göl olması sebebiyle çok hassas bir göl. Van Gölü'nün dışarıya herhangi bir su akıntısı yok. Van Gölü'nün bütün bütçesi, içindeki dinamiklerle değişiyor. Göle su girdisi kış ve sonbahar aylarındaki kar ile yağmur aylarından ibaret. Gölden suyun uzaklaşması ise buharlaşma yoluyla oluyor. Bu buharlaşmanın fazla olduğu dönemlerde su seviyesinde azalma görüyoruz" dedi.
SON İKİ YILDIR ÇEKİLME NORMALİN ÜZERİNDE
800 bin yıllık tarihi boyunca göl, büyüyüp küçülmüş. Zaman içerisinde göl öylesine büyümüş ki bugünkü Van merkezi ve ilçeleri sular altında kalmış. Şu anki Van Gölü kotu, 6 bin yıllık bir geçmişe sahip. Van Gölü mevsimsel olarak her yıl 1 ilâ bir 1.5 metre yükselip alçalma gösteriyor. Ancak son iki yıldır yaşanan çekilme normalin üzerinde.
'TARIMSAL KURAKLIK KAPIDA'
Yaşanan sorunun sadece kuraklıktan kaynaklanmadığını ifade eden Dr. Mustafa Akkuş, "Bundan 10-15 yıl öncesinde ekim ayında başlayan kar yağışı, ocak ayında başlar oldu. Kışın kar yağışı olarak düşmesi gereken yağış, yağmur olarak düşüyor. Bir taraftan kış kısalıyor, bir taraftan da yaz mevsiminin süresi uzuyor. Hâl böyle olunca buharlaşma miktarı artıyor" bilgisini paylaşıyor.
"Buharlaşma ilk olarak eğimin az olduğu bölgelerde görülüyor. Bu da daha çok Erciş'te yaşanıyor" diyen Akkuş, "Bizler kuraklığı dört aşamada ifade ediyoruz. Birincisi meteorolojik kuraklık. İkincisi hidrolojik kuraklık ki şu an bunu yaşıyoruz. Önümüzdeki yıl da tarımsal kuraklığı ciddi biçimde hissedeceğiz. Tarımsal kuraklığın peşinden de sosyo-ekonomik kuraklık başlar" uyarısında bulunuyor.
ŞEKER PANCARI EKİMİ VAN GÖLÜ İÇİN BÜYÜK BİR TEHLİKE!
Son olarak Van Gölü havzasındaki ekosisteme değinen Akkuş, "Van Gölü'nün en büyük şansının sularının sodalı olması" olduğunu belirtiyor. "Tatlı su gölleri tarımsal faaliyetlerde kullanıldığı için su seviyelerinde azalma olmuştu. Bu konuda radikal kararlar almamız lazım. Çok su isteyen bitkileri sübvanse ediyoruz" vurgusunu yapan Akkuş'a göre, şeker pancarı ekimi Van Gölü havzası için büyük bir tehlike.
Akkuş, "Şeker pancarı çok fazla su isteyen bir bitki. Suyu burada kullanmamamız gerekiyor. Her bir damla suyumuz değerli. Salma sulamadan vazgeçmemiz gerekiyor. Yonca ve şeker pancarı suyun az olduğu bölgelerde olmamalı" diyor.
'ÇOK GEÇ KALMIŞ SAYILMAYIZ'
Van Gölü, ayrıca önemli bir balıkçılık gölü. Ancak geçtiğimiz günlerde Erciş'te su seviyesinin azalması sebebiyle karaya oturan tekneler iş makineleriyle yapılan çalışmanın ardından göle açılabilmişti. Oysa Türkiye’de sadece Van Gölü’nde yaşayan inci kefali balığı hem ekosistem hem de ekonomik anlamda değerli.
Akkuş, "30 bin ton balık iç sulardan elde edilirken Van Gölü bunun üçte birini inci kefaliyle karşılar. Bu balıklar üremek için Van Gölü'ne dökülen akarsulara göç ediyor. 15 bin insanın geçimi de buna bağlı. Ancak gölün debisi sürekli düşüyor. Şu an için çok geç kalmış sayılmayız" açıklamasında bulunuyor.