Toplumların bilgeleri vardır. O bilgelerin tarihin içinden süzülüp gelen analizleri, kıssadan hisseleri, yazdıkları, söyledikleri binlerce yıl bile geçse toplumlara yol çizer.
Örneğin ABD’de bu bilgeleri bulamazsınız. Çünkü bizim itfaiye teşkilatımızın kuruluş tarihi, ABD’nin kuruluşundan daha eskidir. Bu nedenle bu devlet kökünü başka coğrafyalarda arar. Ancak Türk, Çin, Pers, Roma medeniyetleri öyle değildir. Kökleri çok eskiye dayanır.
Bu nedenle bu medeniyetler halen bilgilerinin sözlerini dinler, o sözlerden yol haritası çizerler.
Korkut Ata, hepimizin bildiği adıyla Dede Korkut bizim tarihimizin en önemli bilgelerinden, milletimizin rehberlerinden biridir. Korkut Ata’nın yüzlerce yıl geçse bile geçerliliğini söyleyecek yüzlerce sözünden biri var. Dava konusu olmasın diye açık açık yazmayacağım. Ancak aşağıdaki satırları okuyunca hangi sözünü kastettiğimi anlayacaksınız.
Peki Yörünge dergisinin Eylül sayısını hazırlamaya çalışırken, yazıların içinde boğuşurken birden bire mi geldi Korkut Ata’nın bu sözü?
Dün iki olay ile karşılaştım. Sosyal medya hesabımdan tepkimi gösterdim. Ancak SuperHaber.TV okurlarının da bu konudaki hassasiyetini bildiğim için, gözünden kaçanlar için paylaşmak gerektiğini düşündüm.
Birincisi, bir televizyon programındaki diyalogdu. Bu diyalogda açık seçik Çözüm Süreci savunuluyordu ve “Sonrasında PKK yanlış yaptı” anlamında ifadeler kullanılıyordu. Dehşete düştüm. Yani süreç çok iyiymiş de, örgüt elebaşları bir sabah uyanmışlar da “Canım bir yanlış yapmak istedi. Çok güzel giden süreci baltalayalım” mı demişlerdi? Bunu anlamak mümkün değil. O yanlışın altyapısı nasıl hazırlanmıştı? Örgüt o süreci hangi amaçlarla suiistimal etmişti? Örgütün yandaşı olan siyasi yapı o kalkışmaya nasıl katkılar sunmuştu?
O yüzlerce şehidimizin, vatandaşımızın katili EYP’ler bir gecede mi gömülmüştü? Bunları sorgulamadan “Süreç iyiydi” diyenleri görünce Korkut Ata’yı hatırladım. Bu arada programda Nedim Şener’in söylediği “Çözüm sürecini savunabilirsin, siyasi angajmanla ama diyeceksin ki ‘yanlış yaptım’, özeleştiri yapacaksın. Süreci destekleyenler insan içine çıkamamalı, utanmalılar” sözlerinin altına da imzamı atıyorum. Nedim Şener sağolsun. Adeta programdaki sözcümüz oldu. Yüreğine sağlık.
Gelelim ikinci mevzuya. Olay şu: Tarih 23 Ağustos. AK Parti resmi sosyal madya hesaplarında bir video yayınlanıyor. Video AK Parti’nin 18’inci kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde hazırlanmış. Videoyu hazırlayanlar, bizzat AK Parti’nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine sansür uyguluyorlar. Önemli olan da hangi sözlerine sansür uyguladıkları. Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan günler sonra, 10 Ağustos 2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaptığı konuşmada, tüm terör örgütlerine şu şekilde meydan okumuştu:
“Yani bir taraftan PKK, bir yandan FETÖ, bir yandan DAEŞ, bir yandan PYD topunuz gelin.”
İşte hazırlanan videoda bu sözlerdeki FETÖ bölümü çıkarılmış. Bu büyük bir skandaldır.
Bunun bilinçsiz yapılan bir hata olduğunu düşünmek isteriz. Ancak sansürlenen FETÖ kelimesinin konuşmanın tam ortasında yer alması, bu bölümün bilinçli olarak kesildiğine işaret ediyor. Bunu yapan veya yaptıranlar mutlaka tespit edilmeli.
Bu ihanettir.
Türk tarihine, vatanına, milletine, devletine ihanettir.
Terör örgütleriyle mücadele eden yiğitlerimize, o mücadelede şehit olan kahramanlarımıza ihanettir.
Kumpaslarda şehit olan vatanseverlerimize ihanettir.
15 Temmuz’da vatan için gözünü kırpmadan ölüme giden şehitlere, şehit olmadan önce abdest alanlara ihanettir.
15 Temmuz direnişinde “Bugün ölmek için çok güzel bir gün” diyen vatan sevdalılarına ihanettir.
Bu skandalın sorumlularının varsa girdiği angajmanlar tespit edilmeli. Yoksa çok daha büyük bir tehlikelerle karşılaşmamız mümkün.
Bu olayı görünce de Korkut Ata’nın o sözü aklıma geldi.
Ve tüm bunlara muhalefetin sessiz kalmasını, Çözüm Süreci saçmalığını alttan alta kendi çıkarı için gündeme getirmesini, kripto FETÖ’cülerin sadece iktidar partisinde olduğu yalanını sürekli piyasaya sürmesini hatırladım.
İşte o zaman da Korkut Ata’yı bir kez daha andım.
Kripto FETÖ militanları/casusları ile kripto veya açık PKK/PYD, DAEŞ, DHKP-C, MLKP vs. terör örgütlerinin sempatizanları Türkiye’de istisnasız tüm partilerden; ordumuz, jandarmamız, emniyetimiz, yargımız, istihbaratımız, milli eğitimimiz, gümrüklerimiz, vergi dairelerimiz, tapu kadastro dairelerimiz, çocuk esirgeme kurumlarımız vs. aklınıza gelebilecek tüm devlet kuruluşlarından temizlenmediği sürece hangi siyasi partiyi desteklerse desteklesin büyük Türk milleti rahat yüzü görmeyecektir.
Bu unsurlar temizlenmezse kapımız kilit tutmayacaktır.
NOT 1: Bu vatanın Türk vatanı olduğu mührünü bir kez daha Anadolu’ya vuran, haçlıları, zalimleri, emperyalistleri, taşeronlarını bu güzel vatandan süpürüp atan Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Türk ordusunun komutanları ve neferleri ve o mücadeleye destek verenleri rahmet ve minnetle anıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
NOT 2: Yukarıda saydığım terör örgütleriyle mücadelede büyük başarılar elde eden, PKK’nın Şırnak’ta hendek ve barikatlara gömülmesinde en ön safta katkı yapan, 15 Temmuz gecesi FETÖ militanlarının karşısına sandalye üzerinde ayak ayak üstüne atarak yiğit polisleriyle beraber kalkan olan eski Şırnak TEM Müdürü Hacı Murat Dinçer, yanında ailesi olduğu halde silahlı saldırıya uğradı. Çok şükür hiç kimse yara almadı. Soruşturma sürüyor ancak saldırganların kim ya da kimlerden olduğunu tahmin etmek zor değil. Hacı Murat Dinçer’e ve ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.