TÜSİAD için hangi CHP'li ehven-i şer?

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), kurulduğundan beri Türkiye'de liberal ekonomiyi, serbest piyasayı ve küresel rekabete açıklığı savunur. Bu yüzden ülkeyi yönetenlerin 'ekonomi politikalarının' bu çizgiden sapmasını istemez. Bunun için elinden geldiğince baskı da yapar. 1979'da merhum Bülent Ecevit hükümetine karşı medya kampanyası yaparak, devirdiği genellikle kabul edilir.

TÜSİAD'ın siyasi duruşu ise merkez sağ hükümetlerle sorunlar yaşamasına neden olur. Örneğin, 1990'da Cem Boyner'in TÜSİAD başkanlığı döneminde eğitim sistemiyle ilgili bir TÜSİAD raporu hazırlanmış (kamuoyunda imam hatip raporu olarak bilinir) ve dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal hedef alınmıştı. AK Parti'nin siyasi reformlarından çoğunda da TÜSİAD karşı cephede pozisyon aldı. Özetle, TÜSİAD ekonomi politikalarında sağ tarafa, laiklik ve rejim eksenli siyasi tartışmalarda sol tarafa yaslanır.

CHP cephesinde son 3 ay içinde ekonominin temel ilkelerine ters üç önemli açıklama, bir tane de piyasa ekonomisine uygun icraat oldu. TÜSİAD'a ters açıklamalardan biri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, altyapı projelerinde yeni ihalelere hazırlanan hükümetin önünü kesmek için  iş dünyasına dönük "Boşuna bu iktidarın projelerinde ihalelere girmeyin, biz gelirsek ödeme yapmayız, iptal ederiz" mealinde açıklamasıydı. İkincisi CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke'nin, "Biz gelirsek, projeleri yapan şirketlerle ilgili hukuku tanımayız, kamulaştırma yaparız, kanun budur deriz, el koyarız" şeklinde anlaşılan sözleriydi. Sayın Böke, CHP’nin bu icraat için yabancı ortaklıkların ve uluslarası anlaşmaların da dikkate alınmayacağını söyledi. TÜSİAD bu açıklamayı açıkça eleştirdi ve yanlış bulduğunu beyan etti. Üçüncüsü ise CHP adına en çok ve sürekli laf eden isimlerden Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak'ın, sürekli tekrarladığı, "Bu hükümet dış borç alıyor, Londra'daki tefecilere para kazandırıyor, ülkeyi tefeciye muhtaç ettiler" şeklindeki ezberiydi. 

Piyasa ekonomisine uyumlu CHP icraatı ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nda geldi. İmamoğlu, 'İBB altyapı projelerinin finansmanı için 580 milyon dolarlık Eurobond ihracı yaptı, bu icraatını da büyük bir mutlulukla başarı olarak açıkladı. Yani, Öztrak'ın kafasına göre Londra'daki tefecilerden borç aldı ve kendi çapında İBB’yi tefeciye muhtaç etti. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ve Böke'yi açığa düşürecek şekilde, uzun dönemli proje ihalelerine hazırlanıyor hem de dış kaynakla.

Bu durumda hangi CHP'li TÜSİAD için ehveni şerdir? Yani TÜSİAD için kötünün iyisidir.

Devlette devamlılığı çöpe atan, iktidara gelirse hukuka bakmadan kamulaştırma (devletleştirme) yapacağını beyan eden ya da uluslararası piyasalardan borçlanmayı tefecilik sayan mı? Yoksa, icraat yapabilmek için piyasa ekonomisi kurallarına göre 'tahvil ihraç' eden CHP'li mi?

En baştan beri Ekrem İmamoğlu'nun Koç Grubu başta olmak üzere, TÜSİAD çevreleriyle iyi ilişkiler kurduğunu biliyoruz.

Eski Ziraat Bankası Genel Müdürü iken, nerdeyse her gün CHP'nin hedefinde olan ve tüm CHP sözcülerince AK Partili şirketlere usulsüz krediler vermekle suçlanan Can Akın Çağlar'ın, Ekrem İmamoğlu tarafından İBB Genel Sekreterliğine getirildiğini de not edelim. 580 milyon Dolarlık Eurobond ihracında Sayın Can Akın Çağlar'ın bilgi birikimi etkili olmuş mudur? Bunun cevabını siz verin. Bu durumda Sayın Öztrak, İmamoğlu hakkında ne düşünüyordur? TÜSİAD, Öztrak, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu hakkında ne düşünüyordur?

Bu yazıdan siz okurlarımız mutlaka çok güzel ana fikirler çıkarmıştır ama bizim anladığımız hem İmamoğlu'nun hem de TÜSİAD'ın CHP ile işi çok zor.

2. el otomobil piyasasında talep arttı, fiyatlar düşmeye devam ediyor Çorluspor 1947'nin teknik direktörüne silahlı saldırı anı kamerada Vicenzo Montella: "Bizim için rakip fark etmez"
Sonraki Haber