Üç kişiyi katledip rujla not bırakan katil!
Polisler, Heirens'e gerçeği itiraf ettirebilmek için
doktorların ve hemşirelerin yardımını aldılar. Örneğin sorgu
sırasında Heirens yatağa bağlanıyor, cinsel organına eter
dökülüyordu ya da polis Heirens'i kendinden geçene kadar
yumrukluyordu.
Cinayetleri işlediğini itiraf etmesi için 'gerçeklik serumu' olarak bilinen sodyum pentotal içirilen Heirens, ilacın etkisindeyken cinayetleri işleyebilecek potansiyeli olan George adında birinden bahsetti. Polis, George'un kim olduğunu bulmaya çalıştı ancak Heirens'in etrafında bu tarife uyan kimse yoktu. Göbek adı George olan Heirens'in bilinçsizce katilin kendisi olduğunu itiraf ettiği düşünüldü. Ancak işin tuhafı, aynı kişinin işlediği düşünülen bu üç cinayetteki tek ipucu olan Brown'ın duvarındaki yazıyla Heirens'in el yazısı birbirini tutmuyordu. Heirens, kişilik bölünmesi yaşadığı için işlediği cinayetlerden bihaber olabilir miydi? Yoksa katil bambaşka biri miydi?
Heirens, çıkarıldığı mahkemede cinayet ve hırsızlık suçlarından üç kez ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldı. 2008'de Heirens ile yapılan bir röportajda kendisi idam cezası yerine müebbet hapse mahkum olmanın daha iyi olduğunu söylemişti.
"Mesele, bir kere öldüğünüzde hiçbir şeyi temizleme
şansınız olmaması. Hayattayken suçlu olmadığını kanıtlamak için
hala bir şansın var. Bu yüzden hayatta kalmanın ölmekten daha iyi
olduğunu düşünüyorum."
Ancak Heirens masum olduğunu
kanıtlayamadı ve ömrünün 65 yılını maksimum güvenlikli bir
hapishanede geçirmek zorunda kaldı. Üç kere intihara teşebbüs etti,
başarılı olamadı. Heirens'in hayatı belki de bir hiç uğruna heba
olmuştu ve katil elini kolunu sallayarak yaşamaya devam
etmişti, bilemiyoruz. Ancak suçlu gerçekten Heirens değilse,
hayatını bambaşka ve insanlara gerçekten faydalı bir yola
sokabilecek genç bir adamın mahvoluş hikâyesini okuduk
demektir...