Uçuk virüsü nedir? Alzheimer'a yol açar mı? Herpes aşısı ne? Alzheimer'ı tedavi edilebilir mi?

Dünyada 30 milyondan fazla insanda görülen Alzheimer hastalığının tedavisi için bir yöntem geliştirilebileceği ortaya çıktı. Uçuk virüsü nedir? Alzheimer'a yol açar mı? Herpes aşısı ne? Alzheimer tedavi edilebilir mi? Ayrıntılı bilgiler ve araştırmalar bu haberde toplandı.

Uçuğa neden olan virüsün beyinde kalıcı hasara yol açtığı tespit edildi. Bu bulgu, Alzheimer hastalığında yeni tedavi olanakları yaratabilir. Peki uçuk virüsü nedir? Alzheimer'a yol açar mı? Herpes aşısı ne? Alzheimer tedavi edilebilir mi? Bu soruların yanıtları haberimizde yer alıyor.


UÇUK VİRÜSÜ ALZHEIMER'A YOL AÇAR MI?
Dünyada 30 milyondan fazla Alzheimer hastası var. Alzheimer, demansın (bunama) en yaygın biçimlerinden biri. Ancak bu hastalığın tedavisi yok, sadece semptomlarını rahatlatıcı ilaçlar kullanılıyor. Ama yapılan araştırmalar, bu hastalığın tedavisi için bir yöntem geliştirilebileceğini gösteriyor.

BBC Future'dan Ruth Itzhaki'nin haberine göre, uçuk olarak da bilinen herpes virüsünün Alzheimer'a yol açtığına dair kuvvetli veriler ortaya çıktı. Bu durum, etkili ve güvenli anti-viral ilaçlarla Alzheimer'ın tedavi edilmesi olanağı sunuyor. Hatta çocukların bu hastalığa karşı aşılanması bile mümkün olabilir.

Alzheimer hastalığına yol açtığı sanılan HSV1 tipi herpes virüsü, uçuğa yol açan virüs olarak biliniyor. Çocukluktan itibaren çoğu insana bulaşan bu virüs, çeperdeki (beyin ve omurilik dışındaki) sinir sisteminde kuluçka halinde bekler. Kişinin stresli olduğu zamanlarda virüs aktif hale gelir ve bazı insanlarda uçuğa yol açar.

Riskli gen
1991'deki araştırmalarda, çoğu yaşlı kişinin beyninde HSV1 virüsünün olduğu görülmüştü. 1997'de ise APOE4 genine sahip kişilerin beyninde bu virüsün varlığının Alzheimer riskini artırdığı belirlendi.

Virüs tekrar tekrar aktif hale gelip beyinde hasara neden olabiliyor. Beyninde HSV1 virüsü olan kişiler aynı zamanda APOE4 geni taşıyorsa Alzheimer olma ihtimalleri, her iki etkeni taşımayan kişilere kıyasla 12 kat daha fazla.

Daha sonraki laboratuvar çalışmalarında, HSV1 virüsü hücre kültürlerine bulaştırıldığında beta amiloid plakları ve anormal T proteinleri birikmesine neden olduğu görüldü. Bu proteinlerin beyinde birikmesi Alzheimer hastalığının karakteristik özelliklerinden biridir.

Stres ve bağışıklık sistemi
HSV1 virüsünün Alzheimer hastalığında önemli bir etken olduğuna inanıyoruz. Bu virüs, zamanla bağışıklık sistemi zayıflayan yaşlıların beynine yerleşiyor. Burada kuluçkada bekliyor. Stres, bağışıklık sisteminin zayıflaması veya başka mikroplar yüzünden beyinde oluşan iltihabi durumlar (enflamasyon) nedeniyle virüs yeniden harekete geçiyor.

Bu durum, virüs bulaşmış hücrelerde hasara ve enflamasyona yol açıyor. Virüsün birkaç kez bu şekilde yeniden harekete geçmesi beyindeki hasarın artmasına ve APOE4 genine sahip kişilerde Alzheimer hastalığının ortaya çıkmasına neden oluyor.

Bu gen, HSV1 virüsünün daha fazla zehirli madde yaratmasına veya oluşan hasar tamirinin daha sınırlı olmasına yol açması nedeniyle beyinde Alzheimer hastalığı oluşuyor olabilir.

Yeni tedavi yöntemleri
Bu veriler, Alzheimer hastalığının tedavisinde anti-viral ilaçların kullanılması olanağını gündeme getiriyor. Bu ilaçlar yeni virüslerin oluşmasına engel olup onların neden olduğu hasarı sınırlayabilir.

Önceki araştırmalarda, uçuk ilacı olarak kullanılan anti-viral aklovir maddesinin HSV1 virüsünü engellediği ve bu virüsün hücrelere bulaşmasıyla ortaya çıkan beta amiloid ve T proteini miktarını azalttığı görüldü.

Ancak, bizimki de dahil olmak üzere tüm araştırmaların herpes virüsü ile Alzheimer hastalığı arasında sadece bir bağlantı olduğunu gösterdiğini, yani virüsün hastalığa neden olduğunu kanıtlamadığını belirtmek gerek.

Bir mikrobun belli bir hastalığa neden olduğunu kanıtlamanın en iyi yolu, o mikroba karşı kullanılan bir ilaç veya aşı yoluyla hastalığın ortaya çıkmasının önemli ölçüde engellendiğini göstermektir.

Bu bakımdan, anti-herpes ilaçlar yoluyla Alzheimer hastalığının engellenmesinde başarılı sonuçlar alındığını Tayvan'da yapılan çalışmalarda gördük. Bu sonuç büyük heyecan yarattı. Diğer ülkelerde de benzer sonuçlar almayı umuyoruz.

UÇUK - HERPES VİRÜSÜ NEDİR?
Herpes simpleks, Herpesviridae familyasına ait, uçuk nedeni olan virüstür.

Sinir hücrelerine yerleşen bu virüs, birçok insanda görülen uçuk sebebidir. Antik yunan zamanlarından beri tanınan bu virüs sık sık insanları enfekte etmektedir. Bu enfeksiyonlar; hafif komplikasyonsuz mukokutanözif hastalıklardan, ölümcül olan enfeksiyonlara kadar değişebilir.[Herpes simpleks 1] Bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda etkin hale geçer. Uçuk virüsü, bulaşıcıdır. Gelişimini baskılamak üzere uçuğun ilaçla tedavisi mümkündür. Uçuk virüsü, 180-250 nm. boyundadır. Genetik materyali DNA'dan oluşur. İnsanların %80 inin hayatlarında en az bir kez uçuk geçirdiği araştırmalarla görülmüştür. Türkiye'de de her yıl 8 milyon kişinin uçuk geçirdiği tahmin edilmektedir. Brezilya'nın Natal şehrinde yapılan araştırmalara göre kadınlardaki genital uçukların oldukça büyük bir çoğunluğunun herpeks simpleks virüs 1 'den dolayı kaynaklandığı bilinmektedir.[1] HSV nin tip1 ya da tip2 olduğunu anlamak tedavi için oldukça önemlidir. PCR sistemlerinin HSV için özelleştirilmiş hali olan HSV PCR tekniği ya da antijen tanıma sistemleri kullanılarak bu ayrım yapılır.

Belirtileri ve evreleri
Yaklaşık 0-24 saat önceden uçuk çıkacak bölgede gıdıklanma, karıncalanma, kaşınma, yanma hissi
Bölgede kızarıklık, şişme, içi sıvı dolu kabarcıklar oluşumu
Kabarcıkların patlaması ve ağrılar
Kabarcıklarda kuruma, çatlama ve sızıntı oluşumu
Kabuklanma
Kabukların düşmesi, kuru ve gergin deri oluşumu

Uçuk oluşumunu tetikleyen faktörler
Stres
Heyecan
Soğuk algınlığı, grip, ateş
Ultraviyole ışınlar ve aşırı güneş ışınları
Yorgunluk ve uykusuzluk
Aşırı alkol
Diğer enfeksiyonlar

Risk
Sık sık veya uzun süreli olarak uçuk çıkıyorsa (Örneğin tedaviye rağmen 10 günden daha uzun süre devam ediyorsa)
Uçuk, bir bebekte ya da 6 yaşından küçük bir çocukta çıkmışsa
Dudak, ağız ve burun çevrenizin dışındaki vücut bölgelerinde, özellikle de gözlerinizde, parmaklarınızda ya da cinsel organınızda uçuk çıkmışsa
Uçuk ile birlikte baş ağrısı, ateş ve kas ağrısı gibi başka şikayetleriniz varsa
Uçuk sarı renkte cerahatli ise
Bağışıklık sisteminizi baskı altına alan ilaçlar, örneğin kortizonlu ilaç kullanıyorsanız
Bağışıklık sisteminizin zayıflığı (yani bulaşıcı hastalıklarla mücadele etme gücünüzün azalmış olması) nedeniyle tıbbi kontrol altındaysanız,
Risk grubu içerisindesiniz demektir.

Tedavi
Günümüzde genel tedavi Asiklovir ilacı tedavi için kullanılır. Bu ilaç virüslerin timidin kinaz enzimi ile fosforillenerek, asiklovir monofosfata, daha sonra da hücresel kinazlarla fosforillenerek asiklovir trifosfata dönüşür. Bu sayede aktif formuna geçen ilaç virüse karşı etki göstermektedir. Fakat yapılan çalışmalara göre Herpes simpleks virüsünün timidin kinaz aktivitesini sağlayan genlerdeki mutasyonu nedeniyle Asiklovir' e karşı direnç gösterdiği

Eskiden bazı madde ve ilaçlar uçuğun verdiği rahatsızlığı azaltmak için kullanılırdı:
Alkol ve antiseptik ilaçlar, Uçuğun üzerindeki bakteri enfeksiyonunun gelişmesini engeller
Ağrı kesici ilaçlar; Uçuğun sebep olduğu ağrıyı azaltır.
Buz uygulamak; Ağrı azaltılabilir

Günümüzde etkili tedavide kullanılan antiviral uçuk kremleri, deriden geçerek uçuk virüsüne (Herpes simpleks) etki eder ve deriye zarar vermelerini engeller.

ALZHEIMER
Alzheimer hastalığı, günlük yaşamsal aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulma ile karakterize, nöropsikiyatrik semptomların ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalıktır. Demansın en sık görülen tipidir. Bu hastalığı ilk olarak Alois Alzheimer tanımlamıştır.

Erken semptomlardan biri hafıza kaybıdır. Bu hafıza kaybı, geçmiş hafızanın korunduğu, hastalığın ilerlemesi ile birlikte sıklıkla telaffuz edilmeye başlanan küçük unutkanlıkların başlaması şeklindedir. Bozukluğun ilerlemesi ile bilişsel (kognitif) yeteneklerdeki kayıp, frontal ve temporal lob işlevleri ile ilişkili, dil alanlarında işlev kaybı (afazi), beceri gerektiren hareketlerde işlev kaybı (apraksi) ve tanıma fonksiyonlarında bozulmaya doğru uzanım göstermeye başlar.

Altta yatan patolojik sürecin yansıması olarak beyinde limbik sistem ile frontal ve temporal loblar arasındaki bağlantılarda kopmalar olur. Patolojik süreç temporoparietal korteksin yoğun bir şekilde tutulduğu fakat frontal lobu da etkileyen amiloid plak ve nörofibriler yumaklarla karakterize inflamatuvar cevabın birlikteliğinde nöron kaybı ve atrofisini içerir.

65 yaş üzerindeki grubun %2-4’ünde, 85 yaş üzerinde ise %20 oranında görülmektedir.

Oktay Uludoğan kimdir? Serveti ne kadar? İşte Talisca'nın Fenerbahçe'ye maliyeti! Acun Ilıcalı işi bitirdi Mutarra Agustina kimdir? Yaşıyor mu?
Sonraki Haber