ÜLKESİNE YABANCI SİYASETÇİ

Ceyhun Bozkurt oceyhunb@gmail.com

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda Suriye ve Irak'ta terörle mücadele ile ilgili tezkereye "hayır" oyu vereceklerini açıkladı.

Kılıçdaroğlu, bu oylarını tezkerede yer alan "yabancı askerler" bölümüne itiraz ettikleri için belirlediklerini ifade etti.

2021 yılında da aynı gerekçe ile "Hayır" oyu vermişlerdi.

Daha doğrusu CHP seçmeni öyle biliyor.

Oysa gerçeğin HDP'nin ve perde arkasındaki PKK/PYD'nin "oy karşılığı tazkaraya hayır oyu" olduğunu biliyoruz.

Nereden mi biliyoruz?

HDP, dolayısıyla PKK-PYD'den gelen açıklamalardan.

Örneğin 2021 yılındaki tezkere öncesinde HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, muhalefetle 2023 seçimlerine beraber yürümenin ön koşulu olarak tezkere oylamasını göstermişti. Sancar, “Yeni bir yürüyüşe başlama konusunda tezkereler ilk önemli imtihan olacaktır” demişti.

CHP yönetimi bu sınavı, 26 Ekim 2021 tarihli oylamada verdiği "Hayır" oyu ile geçmişti.

O tezkere CHP ve HDP'nin "Hayır" oylarına karşılık AK Parti, MHP, İyi Parti'nin verdiği "Evet oyuyla kabul edilmiş, 2 yıl süreyle geçerli olmuştu.

2 yıl geçti.

Meclis açıldıktan sonra ilk merak edilen konuların başında tezkere oylaması geliyordu.

HDP'nin şimdiki Meclis ayağı Yeşil Sol Parti Merkez Yönetim Kurulu, 6 Ekim'de yaptığı açıklamada muhalefete şu çağrıyı yaptı: "AKP iktidarının yakın dönemde yeniden Irak-Suriye tezkeresini Meclis'in onayına sunacağını hatırlatmak istiyoruz. Bu vesileyle muhalefete sesleniyoruz: AKP’nin Kürtlere karşı yürüttüğü bu savaşın tezkeresine onay verdiğiniz her gün, bu savaş suçunun ortağı olacaksınız."

Özetle, Türkiye Cumhuriyeti'nin PKK-PYD terör örgütüne yönelik operasyonuna karşı muhalefete, "birlikte hareket etme" çağrısı yapmaktaydılar.

Yanıt 4 gün sonra verildi. Kemal Kılıçdaroğlu, tezkereye "hayır" oyu vereceklerini açıkladı.

HDP/YSP'li Meral Danış Beştaş işi garantiye almak ister gibi, 12 Ekim'de yaptığı açıklamada "Haftaya da Irak Suriye tezkeresi gelecek. Orada da muhalefetin tutumunu göreceğiz" dedi.

Peki şu soruyu gündeme getirelim: Kemal Kılıçdaroğlu yabancı asker konusunda haklı kaygılar mı taşıyor?

Yanıt basit: Kesinlikle hayır.

Türkiye birçok ülke ile savunma ve güvenlik işbirliği anlaşmaları yaptı. Ayrıca NATO gibi bir askeri ittifaka üye. Elbette NATO'nun başat güçlerinden Türkiye'ye hayır gelmez. Çünkü Türkiye'nin yapacağı operasyon esas olarak ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda'ya darbe indirecek. Teröristleri onlar besliyor. Ancak Türkiye'nin aktardığımız ilişkileri nedeniyle dönem dönem yabancı askerler Türk topraklarına geliyor. Aynen bizim askerlerimizin başka ülke topraklarında uzun veya kısa süreli görev yapmaları gibi...

Örneğin S-400'ün kurulumunu Rus askerleri yapıyor.

Yine tatbikatlar, eğitimler vs. kapsamında yabancı ülke askerleri Türkiye'de görev yapıyor.

Ayrıca ilgili madde de bu kapsamda hemen hemen bütün tezkerelerde yer alıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri verilen her görevi yerine getirebilecek imkan, kabiliyet ve inançla dolu bir ordu. Bu nedenle zaten desteğe ihtiyacı olmaz ama velev ki oldu. O zaman bizim Amerikalıları çağıracağımızı kim söyledi?

İnsan düşmanını yardıma çağırır mı?

Kardeşimiz Azerbaycan, kadim dostumuz Pakistan ne güne duruyor?

Velhasıl kelam, Kemal Kılıçdaroğlu, HDP-YSP-PKK-PYD'yi memnun etmişti. İlk teşekkürü de PYD terör örgütü elabaşılarından herkesin Mazlum Kobani olarak bildiği, gerçek kod adı ise Şahin Cilo olan teröristten almıştı. Şahin Cilo, oylamadan hemen sonra Al Monitar'a yaptığı açıklamada CHP'nin tutumunun umut verici olduğunu söylemiş, bir CHP heyetini terör örgütünün işgal ettiği alanlara davet edebileceklerini belirtmişti.

Şimdi yine benzer bir durum söz konusu.

CHP terör örgütünü vuracak tezkereye destek vermeyecek.

Yani, Atatürk'ün ezdiği Kürdistan Teali Cemiyeti'nin, Şeyh Sait-Seyit Rıza isimli teröristlerin günümüzdeki devamlarıyla ortaklık etmeye devam edecekler ve yine "yabancı askerler"i bahane ederek ülkesine, milletine yabancı siyasetçi konumuna düşecekler.

***

"DEĞİŞİMCİLERİN" DEĞİŞİM SINAVI: TEZKERE

Değişim de değişim.

28 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinden sonra CHP'de en çok duyulan kelime bu: Değişim.

Neden söylüyorlar?

Parti içinde CHP'nin yönetimini eleştirip, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve ekibinin koltuğu bırakması gerektiğini dile getiriyorlar.

Peki kim bunlar?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, neredeyse genel başkanlığı süresince ekibini oluşturanlar.

Garip çelişki değil mi?

Değişim söylemlerinden şimdiye kadar anladığımız, CHP'nin Atatürk ve Türk düşmanlığında zirve yapan politikalarını değiştirmek değil, sadece isimleri değiştirmek.

Ama bu algıyı değiştirmek için önlerine bir fırsat çıktı: Acaba BengüTürk Genel Yayın Yönetmeni Ünal Kaya'nın, Perşembe akşamında BengüTürk'te katıldığımız programda söylediği gibi, tezkere konusunda Kılıçdaroğlu'ndan farklı bir şey söyleyip, "Evet" oyu verebilirler mi?

Ünal Kaya da ben  de pek sanmıyoruz ama bekleyip göreceğiz.

Tüm yazılarını göster