6’lı masanın yaşadığı krizin ardından 6 Mart’ta Saadet Partisi’nin önünde ittifakın Cumhurbaşkanı adayı açıklandı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yaptığı açıklama ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ilan edildi.
Aslında malumun ilanıydı.
Sonrasında tartışmalar HDP ile iletişim/ilişki boyutuna kaydı. Ancak gözden kaçan bir detay, Milli Görüş içinde de büyük tartışmalar olduğu gerçeğiydi.
Açıklamanın Saadet Partisi Genel Merkezi önünde Saadet Partisi’nin Genel Başkanına yaptırılması, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçmişteki bazı söylemleri ve politikaları gündeme geldiyse de bazı parti yöneticilerince tabanda garip bulunan açıklamalar yapıldı.
Bunlardan en dikkat çekeni, Kıbrıs’ta Rum katliamlarına/soykırımına direnen Türklere ve Milli Görüş’ün lideri Necmettin Erbakan’a söylenen Mücahit tanımı, Kılıçdaroğlu için de söyleniverdi.
Milli Görüş tabanında şaşkınlık varken, Milli Gazete yazarı Abdülaziz Kıranşal açıkça bu söyleme itiraz etti. Her ne kadar Odatv bu yazıdaki mesajların Fatih Erbakan’a yönelik olduğunu yazsa da (bkz. https://www.odatv4.com/guncel/milli-gazete-satir-aralarinda-fatih-erbakan-i-ima-etti-dunya-tatliliklari-pesinde--274484 ) başlığı bile mesajın kime olduğunu gösteriyordu: Mücahit Erbakan’dır.
Hatta 12 Mart’taki yazıda yer alan şu ifade bile açıkça Saadet Partisi yönetimineydi: “İşte bu lidere ümmet tarafından layık görülmüş “mücahit” kavramının, günü birlik siyasi ve politik tartışmalara alet edilmesi hem İslam dininin simgelerinden olan bu kavramın ifade ettiği manaya hem de ömrünü cihat ederek geçirmiş Mücahit Erbakan Hoca’mıza saygısızlık olur.”
***
Bu gelişmeler yaşanırken, ben de Milli Görüş’te neler olduğunu, bu harekete Saadet Partisi’ne yıllarca hizmet vermiş ve halen vermekte olan üst düzey bir isme sordum. İsmi bende saklı kişi samimiyetle değerlendirmeler yaptı. Baştan söyleyeyim, bu kişi muhalif yapı olan Haymana grubundan değil.
En çarpıcı değerlendirmesi şuydu: “O görüntülerden, yaşananlardan taban hiç memnun değil. Bizim geleneğimizde dış ses hiç yoktu. Solcu Kılıçdaroğlu’na dış ses payesi verdik. Bu durum Milli Görüş tabanını hiç memnun etmez. Büyük ihtimalle çok kişi Kılıçdaroğlu’na oy vermeye gitmeyecek.”
“Sandığa giderlerse kime oy verirler” sorusunu yönelttim. Yanıtı şöyleydi: “Bloğun birinin adayı Kemal Kılıçdaroğlu. Solcu. Hatta radikal solcular da ona sempati duyuyor. Bunun karşısında Milliyetçi-Muhafazakar kesimden kimi koyarsanız kazanır. Oy vermeye gidenlerin tercihi de bu olabilir. Hatta şunu da söyleyeyim, 3-5 adayla Milli Görüş’e sempatik gelen isimleri koysun Milliyetçi Hareket Partisi’ne de oy verirler, ki geçmişte Milli Görüş’ün MHP’ye desteklediği olmuştur.”
Haymana Grubu’nu sordum, “etkililer mi” dedim. “Gruptaki insanların teşkilatta karşılığı var. Açıklamaları tabanın ilgisini çeker” dedi.
Kısa bir bölümünü yazdığım sohbet, aslında Milli Görüş’te neler olduğunun özeti gibi.
Özetle 6’lı masanın yaptıkları sadece Atatürkçü, Ulusalcı, Milliyetçi muhaliflerin değil, aynı zamanda Milli Görüş tabanının da tepkisini çekmiş gibi görünüyor.