Usta ressamın Türk resim sanatına kazandırdığı eserleri!
Doğum, 1950
Üç yıllık cezası dolup da dışarıya çıkınca evlenir. Ama hasımları rahat vermez, saldırırlar. Düşmanı ölür, kendisi ise 1948 ile 1950 yılları arasında üçüncü kez cezaevine girer. Gerçi bu son girişi olmayacaktır, 60’lı yıllarda resimlerinden dolayı 6 ay kadar tekrar tutuklanacaktır.
İşte bu üçüncü girişte, Nazım Hikmet’in öğrencisi olur. Artık dünyası pırıl pırıl… Yıllarca durup dinlenmeden çizip boyar. Ama tablolarının hiçbiri istediği gibi değildir. Bir eksiklik vardır… Ustası, onun bu tedirginliğinin ayrımında, bir gün çağırır Balaban’ı “Ders yapacağız” der. İlk gün felsefe dersi… Usta anlatır, çırak dinler. Ertesi gün kendisine anlatılanları bir bir yineler ustasına. İkinci gün sosyoloji, üçüncü gün ekonomi, politik… Defter, kalem, kağıt, kitap yok…