Uzman isim koronavirüsü böyle anlattı: Biyolojik saldırı olsa ancak bu kadar olur!

Koronavirüsün Çin'de insan eliyle üretildiğine dair tartışmalar sürerken, konuyla ilgili bir açıklama da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıbbi KBRN (Kimyasal-Biyolojik-Radyoaktif-Nükleer) Tehdit Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Kenar'dan geldi. Kenar, koronavirüsün laboratuvar ortamında yapılma ihtimalinin bulunduğunu söyleyerek "Dünyada bir biyolojik saldırı olsa ancak bu kadar olur" ifadelerini kullandı.

Koronavirüs salgını tüm dünyada milyonlarca kişiye buluşırken hastalıktan dolaylı yolla etkilenen sayısı milyarları buldu.

Virüsün Çin'in Vuhan şehrinde bulunan bir laboratuvarda üretildiği iddiaları her geçen gün daha sesli söylenirken Türkiye'de bu konunun en etkin ve uzman ismi konuştu.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (GATA) Tıbbi KBRN (Kimyasal-Biyolojik-Radyoaktif-Nükleer) Anabilim Dalı Başkanı Levent Kenar, Haber7 Yayın Koordinatörü Tarık Dağlı'ya yeni tip koronavirüs hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

İşte o açıklamalar:

KBRN NEDİR, NE İŞ YAPAR?

Bu ülkemiz için de dünya için de yeni bir kavram. Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer... Bunların ilk harflerinden oluşmuş bir kısaltma ancak tüm bunların içini dolduracak olursak hem silah hem de terör ajanları olarak bunların etkilerini inceleyen, bunlara ait tanının nasıl olacağını inceleyen ve buna yönelik tedavinin de nasıl olacağı ve ilk yardım konusunu da içinde bulunduran bir kavram.

Buna maruz kalan hastaların, yaralıların nasıl tedavi edileceği, nasıl tanı konulacağı bunlara yönelik planlama organizasyon ve diğer kurumların koordinasyonunun nasıl gerçekleştirileceğini inceleyen bir bilim dalı...

Tabi biz KBRN'nin tıbbi kısmıyla sağlık alanıyla ilgiliyiz. Bu tür yaralanmalar olduğu zaman bu yaralılara müdahale etmek, bu yaralıların koordinasyonunu, tıbbi yönetimini sağlamak bizim bölümümüz üzerinden yapılan bir işlem. İşin bir de askeri kısmı var. AFAD’ın ilgilendiği kısmı var. Onlar daha çok işin olay yeri yönetimiyle ilgilenmekteler. Milli Savunma Bakanlığı'nda da bir KBRN birimi var. Bizim bölümümüz daha çok işin akademik kısmı.

TEK BİR IRKA YÖNELİK MİKTOBİYOLOJİK AJANLAR GELİŞTİRİLEBİLİR

- Peki, KBRN koronavirüsü ne şekilde tanımlıyor?

 KBRN’nin “B” kısmı ile koronavirüsü ilişkilendirebiliriz. Biyolojik silah kısmıyla. Çıktığı ortam sebebiyle hala tartışmalar devam ediyor. Biyolojik silahın özel bir tanımı var. İnsanları kasıtlı öldürmek, kaos yaratmak, sosyal hayatı bozmak, panik, korku yaymak gibi maksatlarla kullanılan mikrobiyolojik ajanlar... Hatta bazen sadece ırka yönelik mikrobiyolojik ajanlar da üretilebilir. Mevcut olanlar üzerinde de çeşitli genetik oynamalarla bunlar daha etkili tedaviye daha dirençli hale getirilebilir.

BİYOLOJİK SİLAH DİYEBİLMEMİZ İÇİN DURUM YARI YARIYA

-Bu virüsü laboratuvar ortamında inceleyerek doğal yolla mı yoksa yapay yolla mı olduğunu anlayamaz mıyız?

Tabi ki zor! Öncelikle bunu insanlara ulaştırmak için aracı bir kuvvet lazım. Vektör lazım taşınması için. Mesela yarasalar deniyor. SARS da mis kedilerinden bahsedilmişti. Yarasa ile geçtiği söyleniyor. Fakat soru işareti olan birçok yer var. Bunlardan bir tanesi yarasa bunu kendi doğal yolla mı aldı? Ya da laboratuvardan alınıp yarasaya enjekte edilip ondan sonra mı verildi? Biyolojik silah dememiz için şu an durum 50-50. Bu çeşitli deneylerle değişebilir de ileriki süreçte. Tabi tıp dünyasında şu an kabul edilen bunun bir biyolojik silah olmadığı doğal üretim olduğu söyleniyor. Bir tarafta biyolojik silah olabileceği yönünde düşünceler var, diğer tarafta olmadığı yönünde. Şu an tam ortada bir durum var. Dinamik bir süreç yaşıyoruz. Bugün olan belirti yarın ortadan kalkabilir.

 Farklı bir açıdan bakarsak eğer bir kişi bunu laboratuvar ortamında yaptıysa gerçekten çok başarılı yapmış, bunu yaymış. Gerçekten dünyayı iyi korkuttu. Tüm dünyanın ekonomisini mahvetti. 4 trilyon dolarlık bir ekonomik kayıp var. Bir kurum yada ülke tarafından yapıldıysa teknolojisi ve bilimselliği çok yüksek bir tanesi tarafından yapılmış olmalı. Bu kadar başarılı bir biyolojik ajan ancak bu şartlarda yapılabilir. Düşünün hava şartlarından etkilenmiyor, hiçbir belirti göstermeden bulaşabiliyor. Hastaların yüzde 20-25'i hiçbir belirti göstermeden taşıyıcılık yapıyor. Çin'deki meteorolojik şartlarda yaşadığı gibi Ekvator'daki iklimde de yaşayabiliyor. Ya da İzlanda'da... Bu yüzden şu an hala ortada, muallakta olan bir durum biyolojik silah olduğu konusu.

BİYOLOJİK SAVAŞ OLSA DURUM BUNDAN HAFİF BİLE OLABİLİRDİ

- Kovid-19'un bir biyolojik bir silah olmadığını kabul edersek, gerçek bir biyolojik silah dünyaya yayılsaydı tablo nasıl olurdu?

Aynen böyle olurdu, dünya bir biyolojik savaş içinde olsaydı en iyi şartlarda böyle olurdu. Bundan daha hafifi de olasılık dahilinde.

 BİYOLOJİK SİLAH İÇİN 'FAKİRLERİN ATOM BOMBASI' DERLER

-Bir biyolojik savaş dünyayı çepe çevre saracak olsaydı aynen böyle bir şey olacaktı. Ve dünyanın teknoloji, silah, ekonomi açısından dev ülkeleri bu durumda çuvalladılar. Ortaya da böyle bir fotoğraf mı çıkıyor?

Biyolojik silah için şöyle bir tabir var aslında. Fakirlerin atom bombası. Üretime bakıldığında nükleer silahların üretimi gerçekten pahalıdır. Oysa biyolojik silahların üretimi kolay ve çok daha ucuzdur. "Aynı etkiyi oluşturabilecek nükleer silahın maliyetin 2 bin dolar ise biyolojik silahın maliyeti 1 dolar" derler. İşte önemli olan taşıyıcılardır bunların yüklenmesinin saptanmasıdır. Bütün sorun da buradan kaynaklanmakta.

ABD, Rusya, İngiltere, Kanada olsun... Bu gibi ülkelerin kitle imha silahlarına karşı hazırlıklı odluğunu düşünürdük. Fakat hiç de öyle olmadığını gördük. Teoride hazır gibi davrandılar. ANcak afet yönetimine geçtiklerinde olayı farklı olduğunu görmekteyiz. Keza biz KBRN konusunda, salgın olaylarında kendimizi geride görürüz. Tam tersinin olduğunu bizim bu konuda daha pratik olduğumuzu gördük. Nispeten başarılı olduğumuzu gördük ancak henüz net konuşmak için erken...

MAYIS AYI ÇOK ÖNEMLİ

- Biyolojik silah ya da pandemiye karşı başarılı olma kıstası nedir?

Rutin hayatın düzene oturması genel anlamda. Hastanelere başvuran sayısının azalması. Yoğun bakım sayısının azalması. Buna bağlı olarak da ölüm sayısının azalması. Temel kriter olarak bunlar.. Şu an baktığımızda küçük de olsa pozitif bir ivme kazandığımızı söyleyebiliriz. Tabi bunu rahatlıkla söyleyebilmek için hala erken bir dönem. Bunu ilerleyen zamanlarda özellikle mayıs ayı iyi bir gösterge olacaktır. Biyolojik silahların en büyük etkisi toplumda bu kaosun oluşturulmasıdır. Bu kaosun sonlanması başarılı mücadelenin en önemli kıstasıdır.

- Mayıs ayı nasıl olacak ?

Mayısta gevşetilme konusunda bir süreç yaşanacak. Sokağa çıkma yasaklarında bir azalma olacak. 65 yaş üstü ve çocukların belli zamanlarda çıkması gibi.. Nasıl ki yavaş yavaş tedbirler artırıldıysa yavaş yavaş da tedbirlerin azaltılması söz konusu olacak.

EKİM, KASIMDA İKİNCİ DALGA GELEBİLİR

- Elimizde eldiveni, ağzımıza maskemizi takmadan, 0 tehdit ile ne zaman dışarı çıkabileceğiz Psikolojik adaptasyon nasıl olacak?

Artık yavaş yavaş psikolojiler zorlanmaya başladı. Özellikle sokağa çıkması yasak olan grupta. Artık insanların dayanma sınırlarında son dönemlerine geldiklerine şahit olmaktayız. Bunun için kesin bir zaman vermek bilimsel olarak mümkün değil. Benim düşüncem yaz mevsiminden sonra aşı konusunda olumlu bir gelişme olmazsa Ekim ve Kasım gibi ikinci bir dalga oluşabilir. Ama ülkeler daha hazırlıklı olacağı için ilki gibi olmaz.

 - Aşı ya da tedavi bulunana kadar tehdit devam mı edecek?

Arada sırada vakalar görülecektir. Zaten virüs hastalıklarının, bakteri hastalıklarında olduğu gibi tam tedavisi yoktur. Semptomatik tedaviler yapılır. Virüslere karşı en etkili mücadele korunmadır. O da en iyi aşı ile gerçekleşir. Olayı bir biyolojik silah olarak düşünürsek, şeytanın avukatlığını yapacak olursak bunu üreten kişi aşısını da üretir. Bunu ortaya çıkarmak için belli bir süre geçmesini bekliyor da olabilirler. Bu ihtimal gerçekse bunu yıllar sonra belki öğrenebiliriz.

TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...

Cevdet Konak kimdir? Cevdet Konak neden ceza aldı? Tunceli ve Ovacık'a neden kayyum atandı, sebep ne? Bu hafta yatırım araçlarının performansı nasıldı?
Sonraki Haber