Uzmanından uyarı: Koronafobinin gerçek hayatta bir karşılığı yok (Corona, Covid-19, Koronavirüs, Kovid-19)
Türkiye'de son güncellenen verilere göre, vaka sayısının 38 bin 226, can kaybının ise 812'ye yükseldiği, DSÖ tarafından pandemi olarak tanımlanan koronavirüs (Kovid-19) salgını, insanların ruh sağlığını ciddi şekilde etkilemeye başladı. Salgın nedeniyle insanlarda 'Koronafobi' oluşmaya başladığını belirten Psikolog Şenel Karaman, konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Koronavirüse yakalananlar dışında hasta yakınları ve sağlık çalışanları da koronavirüs nedeniyle bazı kaygı sorunları yaşamaya başladı. Paranoyaya dönüşen ve son zamanlarda 'Koronafobi' olarak anılmaya başlanan bu durumu önlemek adına risk gruplarının profesyonel desteğe ihtiyacı olabiliyor. Bu dönemde 400 kadar gönüllü uzman harekete geçti ve online destek vermeye başladı.
SOSYAL İZOLASYONA DİKKAT
EMDR (Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme-travma arkası tedavi yöntemi) Travma İyileştirme Grubu gönüllüleri, koronavirüsten doğrudan etkilenen risk gruplarına ücretsiz destek sağlıyor. EMDR Travma İyileştirme Grubu Başkanı Psikolog Şenel Karaman, vatandaşların süreci paranoya durumuna taşımak yerine doktorların önerilerini uygulayarak, sosyal izolasyona dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
'PARANOYAYA DÖNÜŞMESİN'
Koronavirüsün psikolojik ayağında kontrolün elde tutulması gerektiğini belirten Karaman, virüs için kaygıyı ön planda tutmak yerine dokunulan yerin kirli olduğu duygusuyla hareket edilebileceğini ifade etti. İnsanın, kirli olduğu bilinen bir yüzeye dokunduğunda, ellerini yıkamadan herhangi bir yere dokunamayacağının altını çizen Karaman, "Bizim duygularımız var. Bütün duygularımız bizi korumak içindir. Bu tür salgınlardan korunmak için aslında kaygıdan önce iğrenme duygumuz var. Bir şeyden iğrendiğimizde ağzımıza götüremeyiz ve dokunamayız. Pis bir şeye dokunmayız. Koronavirüsten bizi koruyan iğrenme duygusu. Kaygıyı devreye sokarsanız bu duygudan kaçmanız gerekir, ancak nereye kaçacaksınız? Bu virüs görünmez, dokunulmaz ve koklanmaz. Yani duyu organlarımızla algılanmaz. Bu korkunun gerçek hayatta bir karşılığı yok. Herhangi bir yerden bu hastalığı kapabiliriz. Bunun için hayatımızı sınırlandırdık, evlerimize kapandık. Bazen çıkmak zorundayız ama iğrenme duygusuyla hareket edersek otomatik olarak korunuruz. Genetik olarak bu duyguya göre dizayn olduğumuz için refleks olarak uzak kalırız. Dikkatli olmak ve hastalığı kapabileceğimiz yerlerde iğrenme duygusunu devreye sokmak bizi korur" diye konuştu.
'YALNIZ OLMADIKLARINI HİSSETTİLER'
Karaman, koronavirüs nedeniyle karantinaya alınanlara ve koronavirüsle direkt teması olanlara sağladıkları destek sayesinde hastaların kendilerini yalnız hissetmediklerini ifade etti. Destek alan sağlık personellerinden de olumlu dönüşler aldıklarını aktaran Karaman, şunları söyledi:
"Koronavirüs pandemisi ortaya çıktıktan sonra bu desteği online sağlamaya karar verdik. Online destek alabilmek için insanlar e-posta yoluyla bize başvuru yapıyor. Bize ulaşanlar arasından koronavirüse direkt teması olan insanlarla çalışıyoruz. Koronavirüse yakalanarak karantinada kalanlara ya da hizmet veren personele destek veriyoruz. Karantinada nefes sorunu yaşayan insanlarla konuştuk. Nefes alış-verişleri düzeldi. Kendilerini daha rahatlamış hissettiler. En önemlisi yanlarında birilerinin olduğunu hissettiler. Tedavini yürüten sağlık personelinden başka birini görmüyorsun ve onlar da sana mesafeli duruyor. Katılanlarla ilgili şu ana kadar çok güzel örnekler aldık. Sağlık çalışanları hep risk altındaydı. Şu an evine gitme konusunda zorlanıyorlar. Sağlık çalışanları yaptığımız görüşmeler sonucunda onların da daha olumlu düşüncelere yöneldiklerini gözlemledik."
DHA