Vergi Affı yolda mı?

Hasan Erarslan ymm.hasanerarslan@gmail.com

“VERGİ AFFI” YOLDA MI?
Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yeni bir vergi affı için çalışma başlattıkları haberleri medyaya bomba gibi düştü.
Bilindiği üzere, 2015 yılı Haziran ayında yapılmış olan seçimler bir belirsizlik hali meydana getirmiş, yapılan Kasım 2015 seçimleri ile tekrar istikrar sağlanmış olsa bile, ihracatta yaşanan gerileme, Rusya ile yaşanan sorunlar ve turizm sektörünün yaşadığı sıkıntılar, uluslararası finans piyasalarında başlayan ve tüm sektörleri etkisi altına alan ekonomik kriz reel sektördeki bu beklentiyi artırmıştır.
Ancak her iki bakanlık bürokrasisi halihazırda herhangi bir vergi veya sgk affı çalışması içinde olmadıklarını, siyasi otoritenin vereceği karara istinaden bir düzenleme olabileceğini belirtmektedirler.
3 YILDA 1 VERGİ AFFI
Bugüne kadar otuzun üzerinde vergi affı yada af benzeri düzenlemeler yapılmıştır. Bu durum istatiksel olarak her 3 yılda bir vergi affı düzenlemesinin yapıldığını göstermektedir.
2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı yasa ile vergi ve prim borçlarına kapsamlı bir yapılandırma imkanı getirilmişti. En geniş af düzenlemesi olan bu yasa ile mükellef ve vergi daireleri arasındaki davaların sulh yoluyla çözülmesi, matrah artırımı, kasa ve ortaklar cari hesabı ve stok affı ve vadesi geçen kamu alacaklarının yapılandırılması gibi imkanlar sağlanmıştı. 39.4 milyar liralık kamu borcu yeniden yapılandırılmış olup, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 26.4 milyar lira vergi geliri sağlanmıştı.
“AF” YADA “YENİDEN YAPILANDIRMA”
Vergi kanunlarımızda bir vergi affı tanımlaması yoktur.
Genel anlamıyla “Af” bir suçu veya cezayı bağışlama anlamını taşır.
“Mali af” kavramı ise, vergi kanunlarına aykırı hareket edenlere karşı uygulanan yaptırımların ortadan kaldırılmasıdır. Vergi borç ve cezaları yanında, para ve idari cezalar, Sosyal Güvenlik Kurumu borç ve cezaları da mali af kavramı içerisinde yer alır.
Mali af kavramı içinde yer alan “vergi affı” da, vergi kanunlarına uygun olarak tarh edilmiş vergilerin belli süreler içinde ödenmesi kaydı ile bunlara ilişkin cezaların veya gecikme zamlarının tamamının veya bir kısmının tahsilinden vazgeçilmesidir.

Son yıllarda çıkarılan vergi ve prim borçlarının affına ilişkin düzenlemelerde anapara için herhangi bir af getirilmemektedir. Bu nedenle bu düzenlemelere af denilmesine İdare karşı çıkmakta ve “yeniden yapılandırma” olarak tanımlamaktadır. Buna göre vadesi geçmiş borçların faizleri silinmekte, enflasyon katsayısı kullanarak yeniden yapılandırılmaktadır. Vadesi uzatılıp kolay ödeme imkanı ve olanakları (kredi kartıyla ödeme gibi) getirilmektedir. Ancak Maliye taksitlerin aksatılmasına da sıcak bakmamaktadır. Zira bir yılda en fazla iki taksit aksatılması halinde yapılandırma bozulmaktadır.
BİZE GÖRE DE AF DEĞİL “YENİDEN YAPILANDIRMA”
Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine göre 2015 sonu itibariyle mükelleflerin birikmiş borcu, faiz ve cezalarla birlikte yaklaşık 140 milyar Türk Lirası’nı bulmaktadır. SSK primleri de dahil olduğunda rakam daha da artmaktadır. Yukarıda yaptığımız açıklamalar ve geçmiş uygulamalar, reel sektörün içinde bulunduğu durum vergi affını zorunlu kılmaktadır.
Ancak, Türkiye’de vergi affına yönelik düzenlemelerin sıklığı, vergisini zamanında ödemeyen mükellefleri her dönem sonunda af beklentisi içine sokarak vergi ödeme mükellefiyetlerini zamanında yerine getirmemelerine yol açmaktadır. Aynı zamanda bu durum, vergisini zamanında ödeyen mükellefler üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta ve kendilerinin mağdur edildiğini düşünmelerine neden olabilmektedir.
Kamu alacaklarının bir an önce tahsilini sağlamak ve mükelleflerin sisteme katılımını sağlamak amacı ile yapılan vergi afları, vergi ödeme bilincinin yok olmasına; cezaların caydırıcılık özelliğini kaybetmesine; kayıt dışı ekonomiyi destekleyerek vergi ahlâkının bozulmasına, adalet duygusunun kaybına neden olabilmektedir.
Maliye İdaresi de bu durumu dikkate alarak son yıllardaki vergi affı anlayışını daha çok af değil, “yeniden yapılandırma” üzerinde geliştirmiştir.
Bize göre de yeniden yapılandırma düzenlemesi getirilmelidir. Ancak vergi ve sgk asıllarından vazgeçilmeyerek; matrah artırımı, stok affı, kasa ve ortaklardan alacaklar hesabı, vergi ve sgk cezalarında indirim, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması, vergi cezasına ilişkin davalarda af gibi kümülatif bir düzenlemenin dahil edilerek geniş kapsamlı bir düzenleme doğru ve isabetli karar olacaktır.
Yapılacak düzenleme mükelleflerin toparlanmasını sağlarken diğer taraftan ise ekonomiye acil kaynak aktarımı sağlanmış olacaktır.
YENİDEN YAPILANDIRMA HANGİ YILLARI KAPSAMALIDIR?
Yeniden yapılandırmanın çıkması halinde 31 Aralık 2015 tarihinden önceki kamu alacaklarını kapsayacağı belirtilmektedir. Borçların faiz ve zamlarının silinerek yerine Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi’ne (Yİ-ÜFE) göre hesaplanacak tutarların baz alınması ve yeniden yapılandırılarak ödeme periyodunun 3 yıla yayılması zor durumda olan mükellefleri rahatlatacaktır.
Kısaca; adı ister vergi affı olsun isterse yeniden yapılandırma olsun, mevcut durum bir düzenleme yapılmasını zaruri kılmaktadır.
İdarenin bu konuda vereceği olumlu karar beklentileri karşılayacaktır.
SON SÖZ
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Sezai KARAKOÇ

Tüm yazılarını göster