"Washington'da daha kötü bir haber verilecekse, öncesinde küçük güzel bir haber verilmesi âdettir"
Washington ile Ankara arasında yaklaşık üç aydır devam eden “vize krizi” geçtiğimiz günlerde birdenbire sona erdi.
ABD yönetiminin, FETÖ'cü büyükelçilik çalışanının tutuklanması sonrası uygulamaya başladığı ve geçen hafta 2019’a kadar uzattığını açıkladığı “vize kısıtlaması”ndan neden vazgeçildiği konusunda ilginç bir görüş ortaya atıldı
Habertürk gazetesinin tecrübeli Washington temsilcisi Serdar Turgut bugünkü köşe yazısında şu ifadeleri kullandı;
"Vize sorununun aşılacağı haberini aldığımda, yakında vize yenileme meselem de olmasına rağmen, yine de fazla sevinemedim, çünkü Washington’da eğer Türkiye’ye daha kötü bir haber verilecekse öncesinden böylesine küçük güzel bir haber verilmesi âdetinin de olduğunu biliyorum."
İşte Turgut'un o köşe yazısı;
- Kötü haber yorgunluğu
BUNDAN önceki görevlendirilmelerimde fark etmemiştim ama bu defa derinden hissediyorum, Washington’da görevli bir Türk gazeteci olarak yılbaşına girmek hiç de hoş olmuyor.
Zaten Türkiye kendi başına yoruyor insanı.
Arkadaşlarımdan ve yakın çevremden biliyorum, çoğumuz sürekli kötü haber, gerginlik, çatışma duymaktan fena halde bıkmış durumdayız. Makulü ve sakinliği hepimiz çok özledik.
Ben de bunun yükünü hepiniz gibi zaten taşıyorum, bir de burada sürekli olarak Türkiye hakkında berbat planları olanları duymak ve dinlemek zorundayım. Anlayacağınız fena halde kötü haber yorgunluğu çekiyorum.
Bakın şimdi yeni yıl geldi ya, dikkat ederseniz genelde yazdığım konuların dışına çıktım ki “Bari okuyacak insanlar birkaç gün rahat nefes alsın” diye düşündüm. Yarına kadar burada siyasi içerikli yazı yazmıyorum.
Bunu ben başaramıyorum ama eğer insanlar yapabiliyorlarsa bari şu yeni yılın ilk gününde biraz umutlu olsunlar istedim.
Üstelik ben hayata kötümser bakan bir insan da değilimdir. Güç durumlarda bile kendimi bir şekilde hayata bağlayacak, mutlu edecek bir şeyler arayıp bulma eğilimim vardır. Daha doğrusu vardı demeliyim çünkü burada bunu gittikçe kaybetmeye başladım.
Türkiye’nin üzerime yüklediği yük üzerine bir de Washington’un manevi yükleri bindi; içimdeki iyimser Serdar tamamen öldü gibi geliyor bana.
İYİ HABERLER DE YETMİYOR
Nispeten iyi sayılabilecek haberler de artık etkilemiyor beni.
Örneğin vize sorununun aşılacağı haberini aldığımda, yakında vize yenileme meselem de olmasına rağmen, yine de fazla sevinemedim, çünkü Washington’da eğer Türkiye’ye daha kötü bir haber verilecekse öncesinden böylesine küçük güzel bir haber verilmesi âdetinin de olduğunu biliyorum. Eylül ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler toplantısı için New York’a geldiğinde Trump ile görüşmüştü. Orada Trump, “Biz çok iyiyiz, çok iyi anlaşıyoruz” diyerek Erdoğan’a çok güzel laflar söylemişti. Birkaç gün sonra vize verilmesi durduruldu.
Yani verilen çok nadir iyi haberlerin de bir anlamının kalmadığı bir kötü haberler bataklığındayız devamlı.
Vize işlemlerinin açılmasına iyi haber diyorsanız şunu bilin, Washington’da mutlaka birileri kötü bir şeyler düşünüyordur. Noel ve yılbaşını birleştiren Washington şu aralar yavaş çalışıyor, ama ben neler yapıldığını nelere hazırlanıldığını duyuyorum.
Dediğim gibi bunu yarına kadar yazmayacağım.
Hiç olmazsa sizlerin kafası yılın şu ilk günü biraz rahat etsin.
Bu arada kaybedilmiş bir yıl olarak gördüğüm 2017 iyi ki bitti.
İnşallah 2018’de ülkemiz önündeki tüm güçlükleri, engelleri aşsın ve hepimiz daha mutlu ve sakin olalım.
Mutlu yıllar hepinize.