YANGINLAR, SABOTAJLAR VE GÖZLERİNİ KAPATANLAR…

Ormanlar yandı, yangınları PKK terör örgütü üstlendi. Fabrikalarda yangınlar çıktı, patlamalar oldu, PKK üstlendi.

Şimdi yeni bir sabotaj girişimi esnasında örgütle irtibatlı olduğu düşünülen bir şahıs iş üzerinde yakalandı…

Bu örgütün sivil uzantısı ile ittifak içinde olan, Diyarbakır’da evladını isteyen anneleri görmezden gelenler bunları da bir türlü göremiyor…

Terör işte böyledir. Sadece fiziki olarak yakmakla, yıkmakla kalmaz, ahlaken de çökertir. Korkutarak, yıldırarak veya değişik çıkarları devreye sokarak insanları, kitleleri hakikatlerden de uzaklaştırır, görmez hale getirir…

“Türkiye bu kadar uzun yıllar terörle mücadele ediyor, neden sonuca ulaşamıyor?” Sorusunun cevabı da aslında tam da burada gizlidir.

Terörizme karşı mücadelede içerde bile tam olarak anlayış, yaklaşım birliği temin edilemiyor ise, mücadele için yapılanlar teröre oksijen verircesine eleştiriliyor, mücadele edenlere karşı son derece haysiyetsizce, sinsice köstek olunmaya uğraşılıyorsa, terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı isimler ve yapılar küçük çıkarlar için yüceltilmeye çalışılıyorsa elbette mücadele sekteye uğrar… Başarı gecikir.

“Anneler ağlamasın” dileklerinde, temennilerinde samimi olanların, anneler ağlamasın diyebilmesi için terör örgütüne nefes anlamına gelebilecek en ufak bir hareket yapmaması şarttır.

Dünyanın hiçbir yerinde terör ile pazarlık, müzakere ile teröristin sırtı sıvazlanarak başarı elde eden, terörizmi bitiren ülke olmamıştır.

Türkiye’nin terörle mücadelesine mütemadiyen eleştiri getirenlerin AB ülkeleri içinde terör ve şiddet olaylarına yönelik gerçekleştirilen uygulamaları, toleranssızlığı bilmemeleri elbette mümkün değildir.

Türkiye’ye sürekli Avrupa değerleri hatırlatması yapan, terörle mücadele çerçevesinde yönelttikleri eleştiri veya kınamaları gündemin önüne taşımaya kalkışanların İspanya’nın, Fransa’nın, Almanya’nın neler yaptığını ve nerede durduğunu görmezden gelmeleri aslında onların nerede durduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Aileler düne kadar terör örgütünden korkuyor ve örgütün elindeki çocuklarının başına bir felaket geleceği endişesi ile seslerini çıkaramıyorlardı.

Artık korku duvarı aşıldı, görüldü ki, çocukları örgütün elinde kaldığı sürece mutlak bir ölüm, yok oluş tehlikesi altında ve yine çocuklarının tek kurtuluşu devletin müşfik kolları, şimdi bunu kararlı bir şekilde söylüyorlar…

Aileler terörist örgütten evlatlarını istedikçe, HDP’den daha fazla müttefikleri rahatsız oluyor, anlamsız bir söylem geliştirmişler, “Çocuklarınızı devletten isteyin” diyorlar…

Devlet tüm gücüyle annelerin yanında olduğunu gösterince, “Devletin burada ne işi var, madem bu sivil bir eylem” diyorlar…

Annelerin, babaların yanık yüreklerini görmeyenlerin elbette ormanların yanışını, fabrikalara sabotajları görebilmeleri hiç mümkün değil…

Ölen evlatları değil, öldüren evlatları değil… Yanan ormanlar, tahrip olan doğa, canlı cansız varlıklar, güzelim bitki örtüsü, sabotaja uğrayan fabrikalar, işsiz kalan insanlar umurlarında değil… PKK’yı, HDP’yi kullanan yapılar tıpkı onlar gibi bunları da kullanıyor.

Tüm yazılarını göster