Yassıada'nın son halinin fotoğrafı paylaşıldı!
Eski Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılanıp idama mahkûm edildiği, ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ ilan edilen Yassıada’daki yapılaşmaya ilişkin son fotoğraf sosyal medyada paylaşıldı. Fotoğraf, 1’inci derece doğal, tarihi ve 3’ncü derece arkeolojik sit alanı Yassıada’daki büyük değişimi gözler önüne seriyor. Otel, bungalov, kafe, restoran, heliport alanı, park, açık hava müzesi, meydan, kütüphane, dini tesis, idari bina, müze, konferans salonu, sergi salonu, seyir terası, tekne yanaşma yeri yapılması planlanan Yassıada’da inşaatların büyük bölümünün bittiği görülüyor. Peki, Yassıada nerede? Yassıada'nın son halinin fotoğrafı vatandaşlarımız tarafından merak ediliyor...
5 yıldızlı otel, lokantalar, cami, kütüphane, müze, konferans ve sergi salonlarından oluşacak projenin kaba hali ortaya çıkmaya başladı. Ali Topbaş isimli bir sosyal medya kullanıcısı, önceki gün Yassıada’nın havadan çekilmiş fotoğrafını Instagram hesabından paylaştı. Havadan çekilen fotoğrafta, etrafı vinçlerle çevrili otel inşaatında sona yaklaşıldığı görülüyor. Peki, Yassıada nerede? Yassıada'nın son halinin fotoğrafı vatandaşlarımız tarafından merak ediliyor...
5 yıldızlı otel, lokantalar, cami, kütüphane, müze, konferans ve sergi salonlarından oluşacak projenin kaba hali ortaya çıkmaya başladı. Ali Topbaş isimli bir sosyal medya kullanıcısı, önceki gün Yassıada’nın havadan çekilmiş fotoğrafını Instagram hesabından paylaştı. Havadan çekilen fotoğrafta, etrafı vinçlerle çevrili otel inşaatında sona yaklaşıldığı görülüyor. Yassıada’nın ortasında kalan alanda ise Demokrasi Müzesi ve Konferans Salonu olarak kullanılacak yapı yükseliyor. Adanın arka kısmında inşa edilen camide ise çalışmaların bitmek üzere olduğu anlaşılırken henüz herhangi bir yeşillendirme çalışmasının yürütülmediği anlaşılıyor.
27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı ve idama mahkûm edildiği Yassıada, 2012 yılında SİT alanı olmaktan çıkarılmış, “otel ve kongre merkezi” yapılması kararı alınmıştı.
DARBE SONRASINDA YASSIADA GÜNLERİ
Türk milletinin siyasi tercihlerini hiçe sayan, küçümseyen ve küstahça onlara kimi seçmeleri gerektiğini bildirmeye çalışan darbeciler yönetime zorla el koymuş ve Başbakan Menderes'i uydurma bir mahkemede yargılatarak idam etmişlerdi.
İdam edilişinin 55. yılında darbecilerin Menderes ailesine yaptığı bir ahlaksızca hareketi daha hatırlatma gereği duyduk.
KAPIYA İKİ KAĞIT ASTILAR, CELLADIN PARASINI BİLE AİLEYE ÖDETTİLER
Menderes idam edildikten bir gün sonra, evinin kapısına iki kağıt asılmıştı. Kağıtlardan birinde Menderes'in neden asıldığı açıklanırken, diğerinde ise cellada ödenen para miktarı yazılıydı. Aile, cellada verilen parayı devlete ödemişti.
TÜRK SİYASİ TARİHİNDEKİ EN YÜKSEK OY ORANI
Menderes başkanlığındaki DP, 2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan seçimlerde de büyük bir zafer kazandı. Oyların yüzde 57,6'sını alarak iktidarını tek başına devam ettirdi. Bu, Türkiye tarihinde demokratik bir seçimde bir siyasi parti tarafından ulaşılan en yüksek orandı ve bir daha da bu orana ulaşılamadı.
DARBE DÖNEMİ
1955'ten sonraki ekonomik daralma ve siyasette yaşanan kamplaşma gerekçeleri 27 Mayıs askeri darbesinin alt yapısını oluşturdu. 27 Mayıs 1960 sabaha karşı saat 4'te radyoda Kurmay Albay Alparslan Türkeş TSK olarak yönetime el koyduklarını belirtti ve askeri darbenin sebeplerini bir radyo bildirisi ile halka duyurdu. Menderes ise 27 Mayıs 1960 günü Kütahya'da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü. Daha sonra da ve diğer tutuklu DP üyeleri ile Yassıada'da hapsedildi. Darbeci subaylar ise Cemal Gürsel başkanlığında kurulan Milli Birlik Komitesi ve kurucu meclis ile beraber ülke yönetimini devraldı. Menderes ve diğer DP üyeleri ise bulundukları Yassıada'da kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başladı. Yapılan oturumlar her gece radyoda Yassıada Saati programında halka duyuruluyordu. 9 Temmuz 1961 tarihinde Anayasa Komisyonu'nun hazırladığı yeni anayasa için yapılan halk oylaması ile yüzde 61,7 oy oranı ile kabul edilerek yürürlüğe girdi.
3 DAVADAN YARGILANDI
27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların özel olarak kurdukları mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı'nda 13 davadan yargılanan Menderes, Bebek Davası dışındaki bütün davalardan suçlu bulundu. Mahkeme, 9 ay 27 gün süren yargılama süreci sonunda aralarında Menderes'in de 14 kişinin idamına, 31 kişinin de ömür boyu hapse mahkum edilmesine karar verdi. Geri kalan 418 sanığa ise 6 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları veya beraat kararı verildi. Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi; Celâl Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961 tarihinde sabaha karşı idam edildi.
Menderes ise 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden "sağlam" raporu alınmasının ardından, İmralı Adası'na götürüldü İlk durak, komutanın odası oldu. İdam kararı yüzüne okundu. Menderes’in dilinden “Allah milletimize zeval vermesin” cümlesi döküldü. İdam sehpasına gitmeden önce din görevlisi ile birkaç dakika konuştu. Ardından beyaz gömlek giydirildi.
MİLLETİME EBEDİ SAADETLER DİLERİM
"Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum..." Menderes, saat 13.21'de İmralı Adası'nda idam edildi.
YASSIADA HAKKINDA
Demokrasi ve Özgürlük Adası ya da bilinen adıyla Yassıada, Marmara Denizi’nde İstanbul’a yakın küçük bir adadır. Biri sivri, diğeri yassı görünümlü olan, birbirine yakın iki metruk adadan yassı olanıdır. Eni 185, boyu 740 metre, yüzölçümü 18.3 hektar olan adanın arazisi düzdür, ancak sahilleri genellikle denize dik olarak iner. Sivriada’ya 0.9, Burgaz Adası’na 2.67 ve Kadıköy’e (Fenerbahçe Adası) 6.27 deniz mili uzaklıktadır.
27 Mayıs Darbesi döneminde burada gerçekleştirilen ve Demokrat Partililerin (DP) yargılandığı Yassıada Yargılamaları ile de tanınır. Darbenin izlerini silmek için adanın adı Demokrasi ve Özgürlük Adası olmuştur.
DOĞU ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİ
Doğu Roma İmparatorluğu döneminde 4. yüzyıl’dan itibaren bir sürgün yeri olarak kullanılan Yassıada’ya, Bizans İmparatoru Theofilos (hükümdarlığı 829-842) Platea Manastırı diye bir manastır inşa ettirmiştir. 860’ta bu adada sürgün olarak kalan patrik İgnatios adanın tam ortasına bir kilise inşa ettirmiştir. Daha sonraları bu kilisenin altındaki dehlizler zindan olarak kullanıldı. 12. yüzyıl’da Latinlerin ve 15. yüzyıl’da Rusların istilasına uğradı.
OSMANLI DÖNEMİ
İstanbul’un Fethi’nden sonra uzun süre adayla ilgilenen olmamıştır. 1859’da adayı satın alan Birleşik Krallık’ın İstanbul sefiri Sir Henry Bulwer, sahilde burçları olan kaleye benzer bir bina ile adanın ortasına enteresan bir mimari üslupta, şato büyüklüğünde bir köşk inşa ettirdi.
Bulwer 1837 yılında Birleşik Krallık’ın İstanbul Büyükelçiliği kâtipliğinde bulunurken önemli bir ticaret anlaşması imzalamıştır. St. Petersburg, Madrid, Washington D.C. ve Floransa’dan sonra tekrar Mayıs 1858’de İstanbul’a gönderilmiş ve 1865 yılı Ağustos ayına kadar Büyükelçi olarak kaldığı sırada, dört tarafı kayalık, ıssız yeri beğenerek Sultan Abdülmecit’in de onayını alarak Yassıada’yı satın almıştır.
Lüks eşyalar taşınarak burada küçük bir şato şeklinde, biri batı tarafında, biri ortada olmak üzere iki bina, limonluk inşa ettirir ve asma kütükleri diktirip bahçe kurdurur. Bahçıvanlardan üretimi sorarken, bir taraftan da misafirlerini karşılar. Bahar ve yaz ayları bitince, İngiliz elçisinde birden sıkıntı görülür. Bunun üzerine Londra’da Times gazetesine ilan vererek adayı satışa çıkarılır. Osmanlı Hükümeti için bu hiç de uygun bir davranış değildi. Kendisine epeyce dil döküldükten sonra bu kararından vazgeçirilir.
Burada dikkate değer bir rivayet de şudur: inşaat yapılırken lahit içinde çok değerli mücevherler çıkar, bunun üzerine Osmanlı hükümeti Bulwer’den adayı bir Türk’e satmasını ister. Bu kez arazi, bahçe, bağ ve binalar Mısır Hidiv’i İsmail Paşa’nın ilgisini çeker ve satın alır. Fakat o da, kısa bir süre sonra, bu şehirden uzak olan Yassıada’dan sıkılır. Tekrar birkaç bekçi ve martılardan oluşan ıssız günler başlar.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ
Yassıada 1947’de Deniz Kuvvetleri tarafından satın alınmış, 1949’da inşaata başlanmış ve 1952’de eğitim hizmetlerine açılmıştır. Komutanlık kuzey iskele yanındaki, bugün de duran Bulwer’in şato tipi yuvarlak köşkünü muhafaza ederek, subay ve erler için yüksek katlı lojmanlar, spor sahası, tesisler, buz deposu, yemekhane, silahhane gibi birçok yeni bina yaptırdı.
27 Mayıs Darbesi’nden (1960) sonra burada kurulan mahkemelerde Demokrat Partililer yargılanmıştır. Mahkeme sonunda idam cezasına mahkûm edilen 15 sanıktan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun cezaları İmralı Adası’nda infaz edildi.
Davaya bakan hakim ve savcılar kaldıkları Heybeliada Panorama otelinden buraya gemi ile gelip gitmişlerdir. Yassıada Yargılamaları bittikten sonra, ada yeniden Deniz Kuvvetlerine teslim edilmiş ve buradaki eğitim faaliyetleri 1978’e kadar sürmüştür.
Deniz kuvvetleri de burayı boşalttıktan sonra adanın ıssız günleri tekrar başlamıştır. 1993’te İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi için uygun bir çalışma yeri olarak görüldüğünden, enstitü buraya taşındı. Günde iki kez şehir hatları vapurları, hoca ve öğrencileri getirip götürmesine rağmen, uzaklık, gerekli ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırdığı için Fakülte 1995’te adayı terk etmiştir.
Marmara Denizinin tek balık çiftliği burada bulunmaktadır. Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss), 1–4 kg’lık Çelikbaş Alabalığı yetiştirilmektedir.
İstanbul’a yakın ve deniz trafiğinden uzak olduğu için hafta sonlarında şehirdeki dalış kulüpleri için eğitim alanı olarak kullanılmaktadır. Hüsn-ü tabir için adanın adı Demokrasi ve Özgürlük Adası olmuştur.