Öyle bir garip dönemden geçiyoruz ki, bazı sözler ve davranışlar Fransa kraliçesi Marie Antoinette'nin söylediği rivayet edilen o cümleleri çoktan ötesine geçti... (Bir çok kişi de bu sözü onun söylemediği üzerine hemfikir...)
Rivayete göre; toplum açlık ve sefalet içinde kırılırken kendisine halkın ekmek bulmakta zorlandığı iletilir. O da "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" der... Bu söz daha sonra toplumun sıkıntılarına karşın duyarsız olanlar için bir mit söz olarak hafızalara kazınır.
Sonu da Fransız İhtilali'nden sonra giyotine gönderilmek olur!
Bu tip söylemler 18. yüzyılda asiller tarafından söylenmiş sözler olarak biliniyor. Peki 21. yüzyılda seçilmişler tarafından söylenen sözler bu "pasta" sözünden daha ağır değil mi sizce?
Gelin beraber hatırlayalım neler söylenmiş :
Başkan Trump, geçtiğimiz günlerde, "Ülkeye dışarıdan pek çok kişi girmeye çalışıyor ama biz onları durduruyoruz. Ayrıca ülkeden birçok göçmeni çıkartmaya çalışıyoruz, onların ne kadar kötü insanlar olduklarını hayal bile edemezsiniz. Onlar insan değil, onlar hayvan. Onların birçoğunu ülkeden çıkarmaya çalışıyoruz. Onlar zayıf yasalar yüzünden ülkeye hızlıca girebiliyorlar, biz onları yakalıyoruz, sonra serbest bırakıyoruz, sonra ülkeden çıkarıyoruz. Göçmenlik konusunda çok saçma kurallara sahibiz, fakat onlarla ilgileniyoruz" diye konuştu.
"Pasta" sözünün yerine hayvana evrilen bir anlayış!
Sarkozy "Toulouse ve Montauban'da öldürülen üç askerden ikisi görünüşte Müslüman'dı. Ancak gerçekte bu Müslüman görünüşlü olanlardan birisi Katolik'ti..."
Görünüş üzerinden insan öldürmeyi anlatmaya çalışan bir zihniyet!
İrlanda kanalı RTE'ye konuşan İsrail Hükümet Sözcüsü Michal Maayan, muhabirin 'Neden Gazzeliler'i vuruyorsunuz?' sorusuna, "Bu kadar çok insanı hapse atamayız." yanıtını verdi.
En azından ekmek yerine pasta öneren bir anlayıştan, hapis yerine vurup öldürmeye evrilen bir demokrasi!
Florida’daki saldırıda öğrencilerin yaşadıklarını ve bazı ebeveynlerini dinledikten sonra konuşan Trump, "Eğer silah kullanmayı bilen bir öğretmeniniz olsaydı saldırıyı çok daha hızlı durdurabilirdi" dedi.
Silahı yasaklamayı en azından kontrol altına almayı düşünmek yerine öğretmenleri silahlandırmayı düşünen bir insan hakları durumu!
Belçika'da aşırı sağcı parti Flaman Çıkarı'nın (VB) senatörü Anke Van dermeersch, "Askeri bir el kitabı" dediği Müslümanların kutsal kitabı Kuran'la ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
Fransa’da, aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, üç eski başbakan, Yahudi ve Hristiyan cemaati temsilcileriyle yazarların da bulunduğu 300 kişinin imzasıyla yayınlanan bildiride Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkarılması savunuldu.
Kadın yalnızca "pasta yiyin" demiş, bunlar ise başkalarının inançlarını bile hiçe sayan söylemler geliştirmeye başlamışlar. Ortaçağda başlayan engizisyon mahkemelerini nerdeyse 21. yüzyılda kuracaklar. İnsanın inanç özgürlüğünün garanti altında olduğunu söyleyen ülkeler nedense kendilerinden olmayanları "cadı" ilan edecekler!
Kısa bir araştırmayla bulduğum bu notlara sizler yüzlerce bilgi ekleyebilirsiniz. Sizce de Marie Antoinette'ye tarihte büyük bir haksızlık etmemiş miyiz?
Bu sözlerin sarf ediğildiği dönem kralın ve kraliçenin mutlak hakim olduğu yıllar , demokrasinin adının bile bilinmediği dönemler, temel insan haklarının "t"sinin geçmedi günler, inanç özgürlüğü ve laikliğin ifadesinin kelle aldığı zamanlar.
Yine kraliçe bugünkilerin yanında "gaf" olarak kabul edebileceğimiz sözü böyle bir ortamda söylemiş. "Mazallah bunlar o dönemde yaşasalardı ne yaparlardı?" diye düşünmeden edemiyorum.
Tarihçilerden bir ricam olacak bu yarı doğru mit haline gelmiş sözü lütfen kayıtlardan çıkarın.
Çünkü şimdi elimizde daha aşalayıcı etnik, dini, mezhepsel ve ırkçı sözler var . İşin daha kötüsü bu sözler demokrasinin aydınlanma çağında yapılabiliyor.
Kraliçe, sen de merak etme! Seni kat ve kat geçenleri bu gözler gördü ve bu kulaklar duydu...
Bu nedenle seni listemden siliyorum!