Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül topa sert girdi
Muhafazakar muhalefet ekseni doğrudan Cumhurbaşkanını hedef almaya başladı. Abdurrahman Dilipak, Yusuf Kaplan gibi kendisini muhafazakar tarafta konumlandıran bazı yazarların tartışma yaratan son çıkışları üzerine Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül de topa sert bir giriş yaptı. "Erdoğan hedef alınıyor, neden? Kimin intikamı bu?" diye soran Karagül, İstanbul Sözleşmesi tartışmaları ile “Muhafazakar Muhalefet”e zemin hazırlandığını belirtti.
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni ve Albayrak Yayın Holding İcra Kurulu Üyesi İbrahim Karagül, son günlerde muhafazakar kesimde İstanbul Sözleşmesi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan ifadelere sosyal medya hesabından yaptığı bir dizi paylaşımla tepki gösterdi.
Aralarında Abdurrahman Dilipak ve Yusuf Kaplan gibi yazarların da olduğu muhafazakar çevredeki bu savrulmayı utanç verici bulan ve "Kimin intikamı bu" diye soran Karagül'ün paylaşımları şöyle:
"İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışma, tam bir kör dövüşüne,
hesaplaşmaya, intikam almaya, seviyesizleşmeye dönüştü.
Muhafazakar, İslami çevrenin tartışma biçiminin buralara
savrulması utanç verici.
Fahişe diyenler, işi Cumhurbaşkanı’nı tehdit etmeye kadar vardıranlar…
"Aile” kavramı ve LGBT arasına sıkıştırılmış
bir “siyasi” tartışma servis edildi.
Birileri de buna balıklama atladı.
Hepsi birbirine gaz veriyor şimdi.
Arkasında ne pişiriliyor bakacak mecalleri bile yok.
Bir körlük, bir basiretsizlik, bir sığlık, bir talihsizlik..
LGBT ve arkasındaki güçler
bu sözleşmeyi istismar etti, doğru.
İptal edilir ya da başka bir çözüm bulunur.
Yasal düzenlemeler yapılır ve çözülür.
Çözülecek de, göreceksiniz.
Hangi siyasi hesabın parçası olduğunuzu
işte o zaman düşünür durursunuz.
Bu kaçıncı!
Ayasofya’yı açarak küresel çıkış yapıldı.
Tarih değiştiren dev adımlar atılıyor.
Hemen sabotaj, zihin karartma!
Erdoğan hedef alınıyor, neden?.
Kimin intikamı bu?
İstanbul Sözleşmesi tartışmaları ile
“Muhafazakar Muhalefet”e
zemin hazırlanıyor.
Çok daha ötesi de var.
İstanbul Sözleşmesi umurumda bile değil.
Coğrafyada yer yerinden oynuyor.
Haritalar değişiyor.
Bunları kim yapıyor? Erdoğan!
Bunlara konuşması gerekenler kör dövüşüyle meşgul.
Kimse kızmasın, Abdurrahman Dilipak’ın olduğu
hiçbir tartışmadan bu ülkeye hayır gelmeyecektir!
İstanbul Sözleşmesi belki de iptal edilir.
Kadına karşı şiddetle ilgili yeni yasal düzenlemeler yapılır.
Sorun çözülür.
Ama bu tartışma biçiminin,
Erdoğan'dan öç alma girişiminin,
Sözleşme üzerinden onu vurma çabasının
bir siyasi proje olduğu gerçeğini düşünelim."