AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi arasındaki ittifakın Türkiye için yarar ürettiğini hep savundum. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişte iki partinin ittifakı başarılı oldu. Hem Cumhurbaşkanı ilk turda seçildi ve hem de Parlamento çoğunluğu iki partide temerküz etti.
İş yerel seçimlere gelince, yine yararlı olacağını söyledik. Hatta elzem olduğunu ifade ettik.
Nitekim MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli ilk adımı attı ve partisinin İstanbul’da aday çıkarmayacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da konuya olumlu yaklaştı. Ancak ne olduysa bundan sonra oldu, ittifak bir yerde torpillendi. İki parti de yerel seçimde ittifak fikrini gündemlerinden çıkardı.
Ancak bu kez muhalefet cephesi arasında ciddi ciddi ittifak görüşmeleri başladı ve hatta CHP ve İP arasında ve HDP arasında ayrı ayrı anlaşmalara varıldığı hususu haberlerde sıklıkla yer almaya başladı…
MHP ve AK Parti’nin adaylarını kesinleştirme sürecinde yerel seçimlere dönük ittifak haberleri ve akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli görüşmesi yeniden gündemi doldurdu.
Önceki gün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin İstanbul, Ankara ve İzmir’de büyükşehir için aday çıkarmayacağını açıkladı. Buna mukabil AK Parti’den de bazı şehirlerde aday çıkarılmayabileceği açıklaması geldi.
Çok olumlu ve hayırlı bir gelişmedir. Keşke, bu kadar geç kalınmasaydı. Bu fikir ilk ortaya atıldığı zaman hemen sağlam bir zemin üzerinde buluşulsaydı. Faydası şimdikinden fazla olacaktı. Bununla birlikte olumludur.
Pek çok şehirde iki partinin işbirliği ile AK Parti veya MHP’de olmayan belediyelerin kazanılacağı açıktır. Yine çok az oylarla tehlikeye girebilecek AK Parti veya MHP’li belediyelerin yeniden kazanılması mümkün olacaktır.
Birilerinin ısrarla ifare ettiği gibi doğu ve güneydoğu’da iki partinin işbirliğinden dolayı “Kürt oylarının” AK parti’ye gelmeyeceği iddiaları ise hiç gerçekçi değildir.
Terörden ve ayrımcılıktan muzdarip her vataşdaşımız terör örgütünden uzaklaşmak için böyle güzel bir vesile aramaktadır.
Bu bölgede her iki partinin de oylarını artırması için bir sebep olacaktır.
Geçtiğimiz milletvekili genel seçiminde bu yönde bir gelişme iki parti açısından da sağlanmıştır.
İnsanlarımız oylarını özgürce, baskı altında kalmaksızın kullandıklarında zaten terör örgütünün uzantısının ne kadar zavallı hale geleceğini her seçimde görmekteyiz.
Türkiye bir bütündür. Bütün insanlarımız da kardeştir. Herkesin derdi tasası aynıdır. Daha iyi bir hayat. Daha kaliteli yaşamak arzumuzdur. Siyaset de bize bunu sağlamalıdır. Hiç kimse ölmeyi istemez. Tehlike ve tehdit altında olmayı istemez. Evlatlarının terörün hedefi veya aygıtı haline dönüşmesini tercih etmez. Bu gerçeği bilerek hareket etmek zorundayız.
Şimdi artık önümüzde yeni bir seçim var. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin oturması ve yerleşmesi için bu seçimi de Cumhur ittifakının başarı ile tamamlaması ve yerel yönetimlerde vatandaşlarımıza örnek ve kaliteli belediyecilik görevini ifa edecek insanlara sorumluluk vermesi gerekmektedir.
Bu ittifakı bir şekilde torpillemeye kalkışacak, nifak tohumları ekmeye uğraşacaklar çıkacaktır. Bunlara aldırmamak lazımdır. Adaylarla ilgili, partilerle ilgili pek çok yersiz, hadsiz sözler edilebilecektir. Bunları duymamak lazımdır. Hedefe kilitlenmek ve başarı için çalışmak tek yoldur.
İki partinin de başarısı şu anda Türkiye’nin başarısı anlamındadır.
İttifak hayırlıdır. İnşallah sonuçları itibariyle de çok güzel olacaktır.